Adem Tay ismini çoğu dinleyici Türk Müziği alanındaki başarılı yorumlarıyla tanırken, solo kariyeri söz konusu olunca ise farklı bir yolu; Pop müziği tercih ederek yeni bir Zeki Güner eseri olan ilk teklisi “Kalbimin Odaları”nı MMF Edisyon etiketiyle Ocak’ın son günlerinde dinleyicilerle buluşturdu. Tay ile Bi’Kuble için; müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Kalbimin Odaları”na kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?
-Müziğe ilk önce Eyüp Musiki Cemiyeti ve İsmek’de nazariyat, repertuar ve koro çalışmalarına katılarak başladım. Ardından konservatuvara girdikten sonra Türk Müziği, Halk Müziği ve Batı Müziği eğitimleri alarak şan dersine yoğunlaştım. Birçok hocayla beraber Nilgün Onat hanım efendiden aldığım şan ve nefes teknikleri hemen hemen her gün mesai harcadığım bir hobi haline geldi.
Sizi dediğiniz gibi ayrıca Türk Sanat Müziği ve Tasavvuf müziği alanında da tanıyoruz. Bu alandaki çalışmalarınızı nasıl özetlersiniz? Bu bağlamda II. İlahi Aşkın Sesi Beste Yarışması’nda yer almanız nasıl gelişti?
-Türk Sanat Müziği ve Tasavvuf Müziği benim en çok değer verdiğim müziklerin başında gelir. Tabii her müzik ayrı güzeldir. Bendeniz de bu bağlamda kendi öz müziğimizi ülkemiz de ve dünyanın birçok noktasında acizane temsil ettim. Fakat benim için en büyük şeref yakın zamanda vefat eden sevgili hocam Prof. Alâeddin Yavaşca’yı üniversitede asiste etmemdi. Malumunuz Klasik Türk Müziği’nin son temsilcilerindendi kendileri. 2 yıl boyunca derslere beraber girdik ve çok özel sohbetlerimiz oldu. Bu yüzden maziye baktığımda benim için müzik Alâeddin Yavaşca’dır. İlahi Aşkın Sesi Beste Yarışması’na hatırını kıramayacağım bir büyüğümün teşvikiyle katıldım.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Kalbimin Odaları”nın sahibi Zeki Güner, yapımı MMF olarak üstlenen Ferhat Göçer düzenlemeyi üstlenen Cenk Kandıralı ile yollarınız nasıl kesişti?
-Bir söz vardır: “Kapı kapıyı açar!” Yıllardır aynı sahnede beraber çalıştığım darbuka sanatçısı sevgili arkadaşım Kemal Dikici’yle beraber Cenk Kandıralı’nın yanına gittik. İkisi çocukluk arkadaşlarıdır. Cenk’e “Popüler müzik yapmak istiyorum. Bu konuda ne tavsiye edersin?” diye sormuştum. Kendisi de besteci Zeki Güner’den bahsetti. Derken Zeki Güner’den iki beste aldım ve ardından Ferhat Göçer’le tanışma fırsatım oldu. Kendileri çalışmamın her aşamasını kendi işi gibi görerek ilgilendi. Hakkını asla ödeyemem.
Kalbimin Odaları ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Çok güzel ve olumlu eleştirilerin yanında olumsuz eleştiriler de aldım. En dikkatimi çeken mesaj da “Sen Türk müziğine ihanet ettin!” mesajıydı!
Klibin yönetmeni Adem Doğan ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti? Klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Adem Doğan’la yollarım yıllar önce TRT Müzik Koordinatörlüğü yapan ve yakın zaman da koronadan vefat eden kıymetli abim Süleyman Bektaş sayesinde kesişti. Bu çalışmamla alakalı kendilerinden klibimde yönetmenlik yapmalarını rica ettim. Sağ olsun ortaya herkesin beğenerek izlediği güzel bir klip çıkardı.
Kalbimin Odaları’ndan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-İlerleyen zamanlarda yeni bir Zeki Güner bestesiyle ikinci teklimi dinleyicilerle buluşturacağım.
Adem Tay’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kalbimin Odaları”nı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle