Röportajlar

Yeni teklisi “Yokluğunda”yı dinleyicilerle buluşturan Koyu ile bir röportaj…

Alternatif alanda dikkat çeken başarılı bir isim de, kendi şarkılarını yapan, bu şarkılarla dinleyicilerin beğenisini kazanan ve art arda tekli ve albüm çalışmalarını sürdüren Koyu oldu. En son kısa bir süre sonra tamamlanacak olan yeni EP’si “Senden Kalanlar”ın ilk teklisi “Yokluğunda”yı Fono Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturan Koyu (Doğancan Kösegil) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “Filtre Yalnızlık”a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda çalışmalarınızı YouTube’da paylaşmaya nasıl karar verdiniz ve bu çalışmalarınız ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Her şey üniversitede okuduğum bölümün düzenlediği partide öğrencilerin oluşturduğu bir müzik grubunda sahne almam ve akabinde gelen güzel tepkiler ile başladı. Bu deneyimim sonrasında ilkokulda bıraktığım gitarı tekrar elime aldım. Özellikle şarkı sözü yazıp besteleyebiliyor olduğumu fark etmeden önce herkesin yapabileceği gibi yaşadığım iyi kötü şeyleri bir not defterine yazıyordum. Gitar çalmayı öğrenmeye, yavaş yavaş akor basmaya başlayınca “Hiç Biz Olamadık” şeklinde adlandırdığım ilk şarkımın zaten not defterime yazmış olduğum “Hep sen ve ben vardık, hiç biz olamadık” sözüne yeni sözler eklendi ve bu şekilde ben bir şeyler oluşturabiliyorum aydınlanması yaşadım diyebilirim. Sonrasında “Aramızda” iki insan arasında asla aşılamayacak bazı duvarlar olduğu hakkında yazmış olduğum şarkım ortaya çıktı. Bu şarkıları yayınlama nedenim öncelikle arkadaş çevremden gelen olumlu tepkilerdi. Şarkılar amatör olarak kaydedilmesine rağmen duygusal aktarımın gerçekleşeceğine inanıyordum ve öyle de oldu. Şarkılarımı salt bu düşünceyle ve içgüdüsel olarak yayınlamaya başladım. Amatör kayıtları seven ve bunları benimseyen bir kitle tarafından şarkılarımın çok güzel karşılandığını söyleyebilirim. Bu süreçte amatör sanatçılara yardımcı olan Keşfet FM vb. platformların desteği hem ilerlemem açısından hem de kitlemin gelişmesi açısından önemliydi.

İlk çalışmalarınızda düzenlemeleri üstlenen Berkay Soykan ile yollarımız nasıl kesişti? 

-Berkay Soykan ile yollarımız ilk soruda bahsettiğim üniversite müzik grubu sayesinde kesişti. Birlikte sahne aldıktan sonra kendisine Koyu adında bir müzik oluşum düşüncem olduğunu ve onun da bu oluşuma dahil olmasını istediğimi söyledim. Çoğunlukla kendi amatör kayıtlarımın olduğu ilk çalışmalarımın sadece bir kısmını Berkay Soykan düzenledi. 

Bir albüm yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Filtre Yalnızlık‘ın oluşum süreci nasıl gelişti? Filtre Yalnızlık ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız? 

-Filtre Yalnızlık aslında seçilmiş yalnızlık anlamında yaratılmış bir isimdir. Oluşum süreci tam olarak Berkay Soykan’a bir albüm yapmak istediğimi ve bunun için nelere ihtiyacımız olduğunu sormamla başladı diyebilirim. O süreçte artık amatör kayıtların bir tık üzerine çıkmak istiyordum. Berkay’ın işi dolayısıyla düzenleme konusunda teknik açıdan benden daha iyi olduğunu biliyordum. Evde bir stüdyo ortamı yaratarak kayıt alma durumumuzu ve gerekli ekipmanların neler olduğu konusunda kendisinden yardım aldım. Aynı zamanda gitarist olduğu için gitarları bu süreçte kendisine emanet ettim. Bu kafayla 7-8 tane daha önce yayınlamamış olduğumuz şarkı üzerinde çalışmaya başladık. Bunlardan sadece “Sarhoş” ve “Sen + Ben” gün yüzünü görebildi. Biraz sabırsızlığımızdan biraz da küçük kitlemizin bizden yeni şarkı beklediğini bildiğimizden bu albümü 2 yeni şarkı ve 5 tane zaten YouTube’da paylaştığımız şarkı ile tüm dijital platformlarda yayınladık. Genel olarak EP içerisindeki şarkılar ve yeni yayınladığımız “Sarhoş” dinleyici kitlemiz tarafından oldukça beğenildi. Filtre Yalnızlık bütünlüğü korumaya çalıştığımız bir albüm oldu ve tematik olarak bunu başardığımızı düşünüyorum. 

İlk albümün ardından ilk tekliniz “Kaos” geldi. Bu bağlamda Kaos’un oluşum süreci nasıl gelişti? Kaos ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Kaos kendime doğum günü hediyemdi. Daha önce YouTube’da yayınladığım bir versiyonu vardı ama içime sinmeyen bir kayda sahipti. Düzenleme konusunda kendimi denediğim bir kayıt oldu. Demo hali ve final hali arasında ruh halime göre söyleyiş şekli ve şarkılarda kullandığım enstrümanlar farklı olduğu için bazı dinleyicilerimiz şarkıyı çok beğenirken bazı dinleyicilerimiz önceki akustik demo halini daha çok beğendiklerini söylediler.

Ayrıca Kaos’a bir Alt Mix yapma fikri nasıl gelişti? Bu versiyon ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Kaos (Alt Mix) düzenlemesi ve gitarlarının Berkay Soykan’a ait olduğu Kaos’un karanlık ikizi olarak görülebilir. Berkay yayınlamış olduğum Kaos’un üzerine bir şeyler denediğini söyledi ve ortaya çıkan bu versiyonu da beğenip yayınlama kararı aldım. 

Sıradaki çalışmanız bir ikili “Ezberbozan / Filtre Yalnızlık” oldu. İkilinin oluşum süreci nasıl gelişti? İki şarkıyla ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Ezberbozan tamamen beni dönüştüren bir ilişkiye başlamam ile ortaya çıktı. Herkesin kırılma noktası olarak adlandırabileceği öncesi ve sonrası şeklinde hayatını ikiye bölen bir aşk yaşadığını ya da hayatının bir noktasında yaşayacağını düşünüyorum. Şarkıyı da tamamen bu düşüncenin temelleri üzerine oluşturdum diyebilirim. Koyu için bir çizgi arayışında olduğumuz  dönemde aslında kafamızdaki formüle yakın bir sonuca ulaştığımız bir parça ortaya çıktı. Filtre Yalnızlık ilk albümün adını veren şarkımızın düzenlemesi ise bana ait. Bunu bir stüdyoda direktifler vererek bir müzisyene yaptırdım diyebilirim. Koyu’nun çizgisinden biraz çıktığım sert bir kayıt olarak tanımlayabilirim. Ezberbozan’ın diğer yüzünde yer alan gizli bir şarkı olarak yayınlandı. İki şarkı içerisinde genel Koyu müziğine yakın olan Ezberbozan’ın daha çok beğenildiğini söyleyebilirim.

Öte yandan demolarınızı ∞ isimli bir albümle dinleyicilerle buluşturmaya nasıl karar verdiniz? Bu demo albümünüzle ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-∞ isimli albümümüz aslında hayranlarımıza armağan ettiğimiz bir albümdü. Yayınlarken tek motivasyonumuz hayranlarımızın sadece YouTube’da olan kayıtlarımızı bütün dijital platformlarda görmek istemeleri ve bu konuda çok ısrarcı olmalarıydı. Kendi kitlemiz bu fikri çok beğendi. Daha çok paylaşım yapabildiklerini ve bu sayede Koyu’yu daha çok tanıtabildiklerini söyleyenler bile çıktı. 

Altıncı çalışmanız “Kalbime Gömdüm Sandım” oldu. Kalbime Gömdüm Sandım’ın oluşum süreci nasıl gelişti? Kalbime Gömdüm Sandım ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Kalbime Gömdüm Sandın adından da anlaşılabileceği üzere bitti deyince bitmeyen ilişkileri geçiştirdiğimiz içimizde hallettiğimizi düşündüğümüz ama aslında bittikten sonra da pek ala devam eden duyguları bastırdığımız konusuna kısaca kendimizi nasıl kandırdığımıza yönelik yazmış olduğum bir şarkıydı. Yapısal olarak Ezberbozan’da kullandığımız formüle yakın bir şey kullandık. Dinleyicilerden önceki denememizde olduğu gibi olumlu bir geri dönüş aldık.

Sen Benim Başıma Gelen En Güzel Şey ile Fono Müzik’e geçtiniz. Fono Müzik ve düzenlemenizi üstlenen Umut Tosun ile yollarınız nasıl kesişti?

-Fono Müzik ile kesişmemiz güzel bir tesadüftü diyebilirim. Süreç “Çek Beni Kendine” şarkımın şu an birlikte çalıştığım aranjör Umut Tosun’un önerilen şarkılar listesinde karşısına çıkması ve bana bunun üzerine ulaşmasıyla başladı. 2022 yılı itibariyle birlikte çalışmaya başladık.

Sen Benim Başıma Gelen En Güzel Şey’in oluşum süreci nasıl gelişti? Sen Benim Başıma Gelen En Güzel Şey ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Fono Müzik ile birkaç şarkı üzerinde çalışmalara başladığımızda bu şarkılardan biri de “Sen Benim Başıma Gelen En Güzel Şey”di. Şarkının hali hazırda yayınlanmış bir demo versiyonu vardı. Yapısal olarak eski demodan esintiler taşıyan ancak aynı zamanda demo kaydındaki boşlukları dolduran bir kayıt ortaya çıktı. Bu süreçte Umut Tosun şarkının teknik açıdan neye ihtiyacı olduğu konusunda bize yol gösterdi. Koyu’nun profesyonel anlamda ilk kaydı olduğu için benim ve bana eşlik eden müzisyenler Berkay Soykan ve Boray Şengün için hem ilk olması sebebiyle unutulmaz hem de handikaplı ve sınırlarımızı belirleyen bir stüdyo süreci oldu. Şarkı kısa bir sürede üç milyon dinlenmeyi geride bıraktı. İnsanları ailesiyle, sevgilileriyle, çocuklarıyla, evcil hayvanlarıyla müziğimizi kullanarak videolar çekerken bulduk. Kısa bir sürede şarkının yayıldığı bu süreci kendi açımdan bir dönüm noktası olarak adlandırabilirim. An itibariyle beş milyona doğru yol alıyoruz!

Ardından yine Tosun düzenlemesi “Felaket”in oluşum süreci nasıl gelişti? Felaket ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Her zaman türler arası geçişlere açık bir insan oldum. Diskografime bakıldığında bu açık bir şekilde görülebilir. Felaket bir önceki tekliden yapısal olarak oldukça farklı bir şarkı. Umut Tosun şarkı için hazırlamış olduğu demoyu dinlettiğinde bas yürüyüşlerinin ve vokalin ön planda olduğu, beni ve müziğimin skalasını genişlettiğini düşündüğüm farklı bir şarkı dinledim ve dinler dinlemez ne zaman stüdyoya giriyoruz dediğimi hatırlıyorum. Felaket’in beğenilmesi dinleyicilerimin de benim gibi yeniliklere açık olduğunu ve değişime adapte olduklarını gösteriyor. Ancak bence şarkım henüz misyonunu tamamlamadı. Şu aşamada kendi zamanının gelmesini beklediğini düşünüyorum. Ayrıca radyoda yayınlanan ilk şarkım özelliğini taşıyor bu nedenle kendisinin gönlümde özel bir yeri var!

En son Tosun düzenlemesi ile hazırladığınız “Senden Kalanlar” EP’nizin ilk şarkısı olan “Yokluğunda”yı dinleyicilerle buluşturdunuz. “Yokluğunda”nın oluşum süreci nasıl gelişti? 

-Aslında Yokluğunda EP fikri oluşmadan önce ürettiğimiz bir şarkıydı ancak anlam bütünlüğüne uygun olduğu için EP içerisinde kendine yer buldu diyebilirim. Umut Tosun birlikte rahat çalışabileceğiniz ve şarkılara yapmış olduğu dokunuşlarla onları tabiri caizse dirilten bir aranjör. Yokluğunda için iletmiş olduğum demo ve final halini dinlediğimde arada ciddi bir fark olduğunu, şarkının ihtiyacı olan desteği aldığında neye dönüştüğünü gördüm. Yokluğunda tematik olarak ilk teklimdeki umut dolu birliktelik, iki insanın da istediği zaman sorunları çözebileceği teması ve ikinci teklimdeki aşık olmaktan korkmak, akabinde kontrolü kaybetmek üzerine yarattığım atmosferin aksine yerini biten bir aşkın üzerine yakılan artık söylenecek sözün kalmadığı sahipsiz duyguların kişinin üzerine çöktüğü umutsuz bir ağıt anlatısına bırakıyor. Nakaratın tekrarı aslında biraz da bunu yansıtmak üzerine. Kişinin artık karşısında duygularını aktarabileceği bir muhatabı yok, ve  partnerine bir nevi yokluğunda yokluğun dışında bir şey kalmadı ve ben sürekli bir döngünün içerisinde yeniden yok olduğun gerçeğiyle yüzleşiyorum “Yine başa dönüyorum” diyor. Daha doğrusu diyorum.

Yokluğunda ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Geri dönüşler oldukça güzel. Çevremde insanların çoğu dinledikten sonra özellikle nakaratı mırıldandığını ve akılda kalıcı bir müziği olduğunu söylüyor.

Yokluğunda’nın klibini çeken Ufuk Çavuş ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Kendisiyle şu an birlikte çalıştığım yapımcım Oğuzhan Güngörmüş aracılığıyla tanışma fırsatı buldum. Yokluğunda ile profesyonel olarak ilk video klibim çekildi. Ufuk Çavuş işini gerçekten profesyonelce yapan ve çekim sürecinde her konuda yardımcı olmaya çalışan sanatçı dostu bir yönetmen. RNG Film ekibinde yer alan insanlar da keza gerçekten çok cana yakın ve işinde çok iyi insanlar. Çıkan sonuçtan oldukça memnunum. Umarım ilerideki projelerimde de birlikte çalışabiliriz. 

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Müziğim hayattan ve ikili ilişkilerden yoğun bir şekilde beslenen bir müzik. Türler arası bir şeyler üretmeye hem vokal olarak hem de bir şarkı sözü yazarı ve bestecisi olarak yatkınlığım olduğunu da düşünüyorum. Belirli bir genre’ya tutunmayı çok istemesem de genel olarak ürettiğim işler Alternatif Rock, Pop Rock çerçevesine alınabilir. Sahne adım Koyu aslında aynı zamanda insanın dünya üzerindeki serüvenine bir gönderme. Doğduğumuz andan yaşamımızı tamamladığımız ana kadar iyi kötü deneyimlerle doluyoruz ve bu hayata masumiyetimizi bir beyazlık boş bir tuval olarak düşünürsek zamanla beyazlığımız yerini griye ve deneyim kazandıkça gri yerini daha koyu tonlara bırakıyor. Yani tuval deneyimlerle doluyor ve koyulaşarak devam ediyoruz. Bu iyi ya da kötü olarak tanımlanabilecek bir şey değil. Bizler için bu kaçınılmaz bir şey. Ben bu dünyaya deneyim kazandıkça çocuksu masumiyetimizi kaybetmeye geldiğimizi düşünüyorum. Deneyimlerim yani şarkılarım aracılığıyla insanları içselleştirebilecekleri bir yolculuğa çıkarma niyetindeyim.

Yokluğunda’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı? Bu bağlamda Senden Kalanlar EP’niz ne zaman tamamlanacak? 

-Yokluğunda’dan sonra onun da dahil olduğu Senden Kalanlar EP’sinin ikinci teklisi “Sana İhtiyacım Var” geliyor. Bu şarkı ile dinleyicilerimi biraz şaşırtmayı düşünüyorum. Hem bu şarkı nezdinde hem de EP’nin genel yapısını düşündüğümde yeniliğe açık, denemekten çekinmeyen ve özgün Koyu müziğini en güzel şekilde yansıtabildiğim bir EP ortaya çıktı diyebilirim. Birbirinden bağımsız düşünmediğim için “Sana İhtiyacım Var”ı dinleyicilere anlatmak istediğim hikayenin bir bölümü olarak görüyorum. EP bir ilişkinin başlangıcından bitişine yaşananları anlatan ve kendi deneyimlerimi, mutluluğumu, hayal kırıklıklarımı, düşüşlerimi, beklentilerimi, geçirdiğim iyi kötü anların yansımalarını içeren bir hikaye aslında. Sanatın dönüşümünde hikayeye konu olan isimlerin silikleşip yerini örneğin bu hikayede sevgili, beklenen, başa gelen en güzel şey evrensel herkesin tutunabileceği yerine birisini koyabileceği bir imgeye bırakması bir üretici olarak benim için bile büyüleyici bir şey. İnsanların şarkıları içşelleştirmesi ve benimle duygularını paylaşması beni gerçekten çok mutlu ediyor. Sana İhtiyacım Var ile devam eden hikayemin tamamı kısa bir süre sonra sizlerle buluşacak. Yeni tekliden spoiler vererek bu soruyu tamamlıyorum. “Senden kalanlarla, sensiz sabahlar var!” Kapanışı bir teşekkürle yapmak istiyorum. Benim için bir dönüm noktası olan bu süreçte birlikte yürüdüğümüz sevgili Fono Müzik ailesi, yapımcım Oğuzhan Güngörmüş’e, aranjörüm Umut Tosun’e, şarkılara davullar ile eşlik eden Görkem Görmüş’e, bas gitarlar için Burak Güngörmüş’e, akustik elektro gitarlar için Giray Şipit’e, Pür Recording Studio’da beni her zaman aynı güzel enerjiyle ağırlayan sevgili Arın Baykurt, Argon Bingöl ve Burak Gürpınar’a teşekkür ederim. 

Koyu’ya bu güzel röportaj için teşekkür ederim. “Yokluğunda”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.