Bağımsız Sahne köşesinin yüz otuz birinci konuğu, zaman içinde kendi şarkılarını yazmaya başlayan ve ilk teklisi “Sus”u dinleyicilerle buluşturan Cevşen Mercan oldu. Mercan ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Sus”a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Çocukluğumdan bu yana şarkı söylemeyi her zaman çok sevdim. Lise yıllarımdan beri ileride bestelemek adına şiirler şarkılar yazdım. Bir akademide şan eğitimi aldım, sonrasında yolum Hypers Müzik Akademi ile buluştu. Kendimi hazır hissettiğim noktada şarkılarımı yayınlamaya karar verdim. Bu noktada benim için çok özel olan Sus ilk yayınlamak istediğim şarkım oldu.
-Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda Sus’un oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Ahmet Saraçoğlu ile yollarınız nasıl kesişti?
-Hayallerimi gerçekleştirmek için susmamam gerekiyordu. Sus’un yapım aşamasında Cevşen’in çok farklı halleri, istekleri, düşünceleri vardı. Açıkçası kendimin hem en toy halini hem en tamamlanmış halini bu şarkıda görebiliyorum. Hypers Müzik Akademi de tanışıp arkadaş olduğum prodüktörüm olan Ahmet Saraçoğlu’na bu şarkımı ilk dinlettiğim anı hatırlıyorum da her iki taraf da gelecek tüm şarkıların heyecanını düşünmekten uyku uyuyamamıştı diyebilirim. Tekli yayınlamamın sebebi ise şu an içerisinde bulunduğumuz sosyal medya çağında daha çok kitleye ulaşmak adına tek bir şarkıyla çıkmanın benim için hem daha pratik hem olumlu olumsuz dinleyici potansiyelimi görmek için uygun olmasından dolayı oldu.
Sus ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Ailemin desteği fikirleri benim için çok önemliydi bu bağlamda önce onların beğenisi ve dışarıdan aldığım olumlu mesajlar doğru yolda olduğumu hissettirdi. Sus’u paylaşmaktan çok mutluyum umarım en kısa zamanda diğer şarkılarımı da dinleyicilerin beğenisine sunarım.
Bununla birlikte müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmak size müziğiniz adına yapmak istedikleriniz bağlamında özgür bir alan sağlıyor mu?
-Henüz yolun çok başındayım. Müzik başlı başına zaten özgürlük demek ve ben şarkı söylediğim zaman kendimi çok özgür hissediyorum. Yolum uzun biliyorum yol arkadaşlarım çok önemli farkındayım ama kendime, yol arkadaşlarıma ve çıktığım yola inanıyorum. İnanmak başarmanın yarısıdır. Başardığımı düşünüyorum.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Kendi müziğim benim gibi kendine özgü belli bir tarzı var. Müzik evrenseldir sadece nota olarak değil dil olarak da evrenseldir. Kulağa hoş gelen her türlü müziği sevgiyle kabul ediyorum. Benim müziğim ise elektronik pop olarak tanımlanabilir.
Sus’tan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Sus daha önce de bahsettiğim gibi müzik yolculuğumun başlangıcı olarak gördüğüm bir eser. Bu sebeple bağlayın kemerlerinizi sıkı tutunun başlıyoruz! (gülüyor) Yakın zamanda dinleyicilerin yine çok seveceğini düşündüğüm yeni bir tekli üzerine çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Tabir-i caizse ince eleyip sık dokuyan bir ekip olduğumuz için Eylül sonuna doğru çıkmasını planlıyoruz. Muhteşem bir eser olacağını söyleyip gerisi için sürpriz diyorum. En büyük destekçim, başlangıçta menajerliğimi de üstlenen canım, ilhamım başından bu yana yanımda olduğu sürece ürettiğim her şeyi dinleyicilerime sunmaktan büyük sevinç duyuyor olacağım. Yeni şarkılarımla görüşmek üzere!
Cevşen Mercan’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Sus”u tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle