Bağımsız Sahne köşesinin yüz otuz sekizinci konuğu, çocuk yaştan beri müzikle ilgilenip kendi şarkılarını yapmaya başlayan, tekli ve EP çalışmalarıyla dinleyicilerin beğenisini kazanan ve geçtiğimiz aylarda yine kendi eseri -yayınlanan ilk Türkçe şarkısı- yeni teklisi “otobüse yetişemeyenler”i dinleyicilerle buluşturan Resue (Cemresu Kaya) oldu. Resue ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Nani”ye kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Sanatla içli dışlı bir ailenin içine doğdum. Küçükken yurt dışında yaşadığım süreçte özel keman derslerinin yani sıra okul orkestrasında yer aldım. Aynı zamanda okulun korosundaydım. Hatta aynı anda ikisinde birden bulunan tek kişiydim! (gülüyor) Lise döneminde YouTube’da bulduğum beatler üzerine şarkı sözleri yazıyordum. Çoğunlukla İngilizce yazıyordum. Küçük yaslardan beri hem Türkçe hem yabancı rap müziğe ve hip-hop kültürüne ilgim vardı. Kendi sözlerimi yazmaya biraz oradan teşvik olmuştum. Daha sonrasında şarkı söylemekten de keyif aldığım için cover yapmaya başladım. Ancak cover yapmak beni kesmiyordu. Kendi ürettiğim bir şeyleri performe etmek kadar zevk vermiyordu. İşte o zamanlardan beri aslında hiç durmadan yazıyorum.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Nani’nin oluşum süreci nasıl gelişti? Nani ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Pandemi döneminde bir uygulama keşfettim. Uygulama bana kendi beatlerimi yapma imkânı sağladı. Benim de özgün müzik ortaya koyabilmeme en büyük engel, altyapılarımı yapamamaktı. Çünkü çevremde de kolektif olarak müzik yapabileceğim birileri yoktu. Bu sorunu halledince pandemi döneminde vaktimin de olmasıyla kolları sıvadım. Ben üretirken biraz yalnızlığımdan beslenen ve yalnızlığımda harekete gecen biriyim. O yüzden pandemi bana tam da bunu sağladı. Herkes gibi ben de kendi içime döndüm ve üretmeye başladım. İlk başlarda fark etmemiştim ama bence kendinizden bir şeyler vererek ortaya koyduğunuz sanat ürünlerini başka gözlere, kulaklara açmak büyük bir medeni cesaret gerektiriyor. Ama müzik benim için aynı zamanda bir iletişim aracı da olduğu için hiç elim geri gitmedi ilk şarkımı çıkartırken. Aldığım geri dönüşler çok olumluydu. Caz bir altyapı kullanmam da beğenilmişti.
İkinci tekliniz “J’imaginais”in oluşum süreci nasıl gelişti? J’imaginais ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-J’imaginais ile birlikte, kendimi ifade etmek ve anlatmak çabamı bildiğim diğer yabancı dillerle de dışavurumaya başlamış oldum. Polyglot olmam söz yazarlığımda baya fayda sağlıyor aslında. Nasıl hissediyorsam dilime kalemime nasıl geliyorsa kendimi tutmadan yazabiliyorum. J’imaginais de bunun asıl başlangıcı oldu bence. Çünkü Nani’de her ne kadar küçük bir Japonca kısım olsa da şarkının nakaratını tamamen Fransızca yazmış olmak başka bir şeydi. Yine iyi dönüşler aldım. Tabii “Burada ne anlatıyorsun, çevirir misin?” soruları da beraberinde geldi.
Üçüncü tekliniz “Kumo”nun oluşum süreci nasıl gelişti? Kumo ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Kumo da yine pandemi döneminde yaşadığım farkındalıklardan birinin sonucu olarak ortaya çıktı. Birazcık yapmış olduğum altyapı da körükledi ve ortaya bu şarkı çıktı. Bu şarkıyla da city pop tınılı bir deneme yapmış oldum ayrıca. Bu durum dinleyicinin de dikkatini çekti.
Dördüncü çalışmanız bir EP, “life as a whole” oldu. life as a whole’daki şarkıların oluşum süreci nasıl gelişti ve life as a whole EP’si ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Hayatın içinden farklı anlardan ilham alarak yazdığım şarkıları bir arada topladığım için “life as a whole” adını verdim bu EP’ye. Yine olumlu dönüşler aldığım bir çalışmaydı. Özellikle d r e a m çok sevildi. Arkadaşlarımla gittiğim tatilden ilham alarak yazdığım bir şarkıydı, bende de yeri ayrıdır.
2023’e giriş yaptığınız tekliniz “missin u all day”in oluşum süreci nasıl gelişti? missin u all day ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Farklı türler denemek istediğim, müziğimi çeşitlendirmek istediğim bir dönemdi. Yüksek lisans dönemimde pek üretememiştim tez telaşı derken, açıkçası içimde biriken üretim isteğinin de patladığı bir iş oldu.
2023’ü kapattığınız tekliniz “months years”ın oluşum süreci nasıl gelişti? months years ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Daha disco pop bir tarz oldu altyapısı. O zamana kadar yaptıklarımdan biraz farklıydı. Sözleri nispeten dertli olsa da altyapısıyla dertli disco pop janrına bir giriş yapti diyebilirim. Dertlensek de dans edebiliriz! (gülüyor)
2024’e giriş yaptığınız tekliniz “Burden”in oluşum süreci nasıl gelişti? Burden ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Tür olarak months years’a yakın bir şarkıydı. Farklı duygularla yazılmış benzer türde ortaya çıkmış bir şarkı oldu. Nakaratının çok dile dolandığıyla ilgili yorumlar aldım, tabii bu beni oldukça mutlu etti.
Yeni tekliniz “otobüse yetişemeyenler”in oluşum süreci nasıl gelişti?
-Okuduğum bir kitapta ana kahramanımız liste yapmayı seven biriydi. Neyin listesiydi hatırlamıyorum ama, listelerin birindeki maddelerden biri “-otobüse yetişemeyenler” idi. Ben de toplu taşımayı çok kullanan biriyim. Kendi anılarım canlandı. Farazi ve Sorgu’nun ALT tabaka şarkısında gecen bir sözü hatırladım ve tüm bu duygu ve düşüncelerin harmanıyla ortaya otobüse yetişemeyenler çıktı.
otobüse yetişemeyenler ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Bu zamana kadar hep İngilizce, Fransızca ve Japonca sözler yazmış olduğumdan çevremden “Türkçe şarkı ne zaman?” sitemleri alıyordum. Yazmıyor değildim de hiç paylaşmamıştım. O yüzden merakla bekleniyordu ve sanırım beklentileri karşıladım. Herkesin beğenmesine ek olarak benim de en sevdiğim şarkılarımdan biri oldu tarz olarak da Türkçe yazıp söylemenin tadının başka oluşuyla da.
Bununla birlikte düzenlemelerinizi kendiniz üstleniyorsunuz. Bu durum size müziğiniz adına yapmak istedikleriniz anlamında özgür bir alan sağlıyor mu?
-Kesinlikle sağlıyor. Yaratıcı sürecimde belli başlı kurallara, kalıplara takılmıyor, baskılara maruz kalmıyorum. Müziğimi öncelikle kendim için yapmama olanak sağlıyor bu durum.
Ayrıca müziğinizi en başından beri bağımsız olarak yayınlıyorsunuz. Bağımsız olarak müziğinizi yayınlamak aynı şekilde size müziğinizin sunumu adına aldığınız kararlar bağlamında özgür bir alan sağlıyor mu?
-Elbette. Yaratıcı sürecim müziğin kendisiyle sınırlı kalmayıp kapak tasarımı, sosyal medyada ürettiğim içerikle de hareket alanım sınırsız oluyor. Bu süreçte yetenekli arkadaşlarımın da desteğini alıyorum. Kimlerle çalışacağımı da kendim seçtiğimden yine içime sinen şeyler ortaya çıkarmış oluyorum.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Açıkçası “Ben şu türde müzik üretiyorum” demek şu aşamada biraz anlamsız kalıyor benim için. Çünkü hislerimi ve düşüncelerimi ifade edişime göre yeni tarzlar denediğim oluyor. Zaten sanatsal üretim sınırsız bir şey. Belki bir dönem city pop yaparım ama diğerinde bakarsınız reggae denemişim! (gülüyor) Ama yine de kategori olarak biraz sınırlandıracak olursak, city pop, R&B, rap ve alternatif olarak değerlendirebiliriz sanırım. Onun dışında yaptığım müzik benim için deneysel ve bireysel, içerik ve tür olarak da hikaye anlatımı desem yanlış olmaz diye düşünüyorum.
otobüse yetişemeyenler’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Evet üzerinde çalıştığım bir şarkı var. Şimdilik bu kadarını söyleyebilirim!
Resue’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “otobüse yetişemeyenler”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle