Özellikle birkaç yıldan beri rock müziğinde başarılı çalışmalara imza atan genç sanatçı Mesut Yılmaz, 2016’da çıkardığı ilk albümü ‘Karma Karışık’dan sonra, Mahzuni’ye Saygı albümünde Oy Babo türküsüyle yer alarak başarılı yorumuyla büyük ilgiyle karşılandı. Ardından 2018’in ilk zamanlarında ‘Sen V Ben’ ve ‘Yavaş Yavaş’ single çalışmalarını, şimdi ise dört yeni yapımı dinleyiciyle buluşturan ve Nisan ayında 3 şarkılık bir EP’yi dinleyicilerle buluşturacak olan, aynı zamanda benim TRT İstanbul Radyosu Çoksesli Gençlik Korosu yıllarından beri arkadaşım olan Mesut Yılmaz ile yeni yapımlarını ve müziğe bakış açısını konuştuk…
Mesut, öncelikle uzun bir aradan sonra üç yeni yapımla geri döndün. Bu arada neler yaptın? Bu kadar aranın nedeni nedir?
-Bu süre içinde yaptığım işleri gözden geçirdim. Her insanın değiştiği zamanlar vardır, o zamanlardan biriydi benim için.
Bu üç yapım öncesi, Mahzuni’ye Saygı albümünde Oy Babo türküsü ile yer aldın. Bu albüme nasıl dahil oldun?
-Bir anda gerçekleşen bir durum oldu. Bir sabah kalkıp kahvemi içerken, arkadaşım Fatih Kaya aradı. Böyle bir projenin olduğunu ve demo göndermemi istedi. İlk başta şaka yapıyor zannettim. Ancak sürecin hızlanmasıyla birlikte gerçek olduğunu anladım. Hayatımda hiç bu kadar heyecanlanmamıştım. Fatih, demo kaydımı projenin yapımcısı Arda Müzik-Baki Gövtepe’ye dinletmiş. Kendisi benim kaydımı beğenince bir araya gelip konuştuk, süreç bu şekilde başladı.
Oy Babo sonrası, iki yeni single çalışma ‘Sen V Ben’ ve ‘Yavaş Yavaş’ dışında, kendi besten olan bir Beşiktaş marşı ‘Gümbür Gümbür’ ile yeniden dinleyicilerle buluştun. Bu çalışmada kimlerle çalıştın? Marş yayınlandıktan sonra Beşiktaş camiasından nasıl bir geri dönüş aldın?
-Öncelikle çocukluğumdan beri koyu bir Beşiktaşlı olarak, 2016 yılında bestelediğim bu marşın kaydını o yıllarda beraber çalıştığımız, TRT İstanbul Radyosu Çoksesli Gençlik Korosu yıllarından beri arkadaşım olan Şafak Güven ile almıştık. Aranjörlüğünü de kendisi yapmıştı. Buradan kendisine yine teşekkür ediyorum. Güzel geri dönüşler oldu. Açıkçası ben taraftarın söylemesinden yanaydım. Beşiktaş camiasından birçok kişiyle görüştük, hatta ‘Siyah Beyaz Marşlar’ albümü için de düşünüldü ancak sonrasında kısmet olmadı.
Bununla birlikte, ikinci olarak Zamansız Kayıtlar isimli bir albüm çalışmasını da dinleyicilerle buluşturdun. Bu çalışmanın oluşum süreci nasıl gelişti?
-Bu albüm, aslında bu ana kadar kendi yaptıklarım, ilk single çalışmam ve akustik çalışmalarımdan oluşan bir çalışma. Bu çalışmaları yıllar sonra bir araya getirdim. Daha önce kendi imkanlarımla yaptığım ilk demo albümümdeki çalışmalar da bu albümde yer alıyor.
Bu çalışmalar dışında, bir de bir enstrümantal EP çalışmayı buluşturdun müzikseverlerle : Moonlight Soundtrack.. Bu çalışmayı yapmaya nasıl karar verdin?
-Yapmayı istediğim ve içimden gelerek yaptığım bir çalışmaydı. Evde kendi aldığım bu kayıtlarda her eserde başka bir konuyu veya temayı anlatmaya çalıştım. Bazen ben de ara ara dinliyorum.
Enstrümantal müzik konusunda beğenerek dinlediğin sanatçılar var mı?
-Fırsat buldukça özellikle film müziklerini beğenerek dinliyorum. Özellikle Hans Zimmer’in yaptığı çalışmaları çok başarılı buluyorum.
Son olarak da Sokak Lambası single çalışmanı dinleyicilerle buluşturdun.
-Bağlı olduğum Ütopya Müzik Yapım dışında, CS Media ile yaptığım bir çalışma oldu.
Beyoğlu’ndaki Mask’ta verdiğim bir konsere, Barış Manço’nun da 20 yıl menajerliğini yapmış olan sevgili Tamer Şahin ve Cem Sayar beni dinlemeye geldiler. Onların beğenilerinden dolayı çok duygulandığım bir geceydi. Kulis arasında konuştuk ve ‘Sokak Lambası’ şarkısı için kendileriyle anlaştık.
Bu dört çalışma dışında yeni projelerin var mı?
-Aslında şu ara üzerine yoğunlaştığım proje, bir yandan lansmanı için de çalışmaya başladığımız, Nisan ayında Ütopya Müzik Yapım etiketiyle dinleyicilerle buluşacak olan EP albüm.
Albüm projesi nasıl gelişti? Kimlerle çalıştın?
-4-5 aylık bir süreçte gelişti. Ayhan Orhuntaş aranjörlüğünde 3 tane cover çalışmaya yer verdim. Işığın Yansıması grubundan ‘Bir Yaz Günlüğü’, rahmetli Barış Akarsu’nun ‘Zümrüt-ü Anka’sı ve ‘Karadır Kaşların Ferman Yazdırır’ türküsü, EP’de yer verdiğim çalışmalar. İlk etapta dijital platformlarda yer alacak bu çalışmayı sonrası için CD olarak da çıkarmayı düşünüyoruz.
Şu ana kadar CD olarak hiçbir çalışması müzik markette olmamış bir sanatçı olarak sence müzik, dijitalde mi yoksa CD olarak yayınlanınca mı daha çok dinleyici kitlesine ulaşıyor? Dijital müzik platformlarının sence bu konudaki etkisi nedir?
-Evet, şu ana kadar hiçbir çalışmam müzik marketlerde yer almadı. Her müzisyen yer almasını istese de, bazı durumlardan dolayı o şekilde imkanlar olmayabiliyor. Şu an her şey internette yer alıyor ve 10 yıl sonra nerede olacağımızı bilemiyoruz. Her şey çok çabuk tükeniyor, hatta öyle zamanlar oluyor ki yetişemiyoruz. Ama müzik her yerde yer almalı mı dersen tabi ki hangi sanatçı olursa olsun her yerde olmalı. Şu an basılan albümleri teknoloji ile arası pek olmayan veya basılan işe emek verildiğini düşünen insanlar alıyor. Biraz daha tercih meselesi gibi. Ama diğer yandan dijital de çok büyük kolaylık ve avantaj olmasına rağmen basılı format da dijital format da kıymetli.
Son olarak, Nisan’daki EP’den sonra planladığın çalışmalar var mı?
-Büyük ihtimalle şarkılarımı tekli olarak dinleyicilerle buluşturmaya devam edeceğim. 1 sene albüm düşünmesem de insanın karşısına sürprizler çıkabiliyor; kesin bir şey söylemek istemem. Daha çok festival ve konser planlarımız var. Çünkü sahnede olmayı çok seviyorum. Şarkıları hep bir ağızdan söylemek, tarif edilemez bir duygu.
Mesut Yılmaz’a bu güzel söyleşi için teşekkür ediyorum. Kendisinin yapmış olduğu çalışmaları tüm dijital platformlardan dinleyebilirsiniz.
Yorum Ekle