AyşeGül… İçindeki müzik tutkusuyla Ege’de sahnelerde 25 yılı geride bıraksa da herhangi bir çalışma yayınlamayan AyşeGül, geçtiğimiz haftalarda ilk teklisi “Ben Yokum”u MüzikOnAir etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. AyşeGül (Ayşegül Kuru) ile Bi’Kuble için; müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Ben Yokum’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda sahne deneyimleriniz size müziksel anlamda neler kattı?
-Merhaba, “Ben Yokum” öncesinde 26 yıldır devam eden aktif sahne hayatım var, profesyonel anlamda sahneye çıkmadan önce de küçük yaşlardan beri müziğe, sahneye ilgim oldukça yüksekti. Sahneye adım attığım andan itibaren de İzmir ve çevresindeki illerde -Marmaris, Fethiye- birçok performans gerçekleştirdik. Tabii ki birbirinden değerli müzisyenlerle tanışma ve sahne alma fırsatım oldu ve bu süreçte çok şey öğrendim.
Ayrıca Zoka grubunun solisti olarak da kariyerinize devam ediyorsunuz. Grubun kuruluşu ve gruba dahil oluşunuz nasıl gelişti? Şu ana kadar performansınız ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-2016 yılında Marmaris’ten kalıcı olarak İzmir’e geldiğimde aklımda tek bir düşünce vardı: Kendi grubumu kurmak! Anlattığım gibi dahil olduğum çok fazla proje ve grupta da yer alırken kazandığım deneyimleri kendi orkestramda da yaşamak ve ilerletmek istedim. Bu amaçla Zoka’nın temellerini attım. Grupta yer alan tüm müzisyen arkadaşlarımla bu yolculukta tanıştıkça daha da zengin bir repertuvarla sahne aldık. Taner Şah (solo gitarist) ekibe dahil olduktan sonra ilerleyişimiz ve pop/rock yerli yabancı repertuvarımız oldukça beğeni topladı. Zoka’da yer alan Bahadır Erel, Taner Şah, Can İlter, Mehmet Ali Vural, Talat Altıer, Caner Şah, Cüneyt Ekemen, Umut Yümlü… Hepsi birbirinden değerli müzisyen dostlarıma Zoka’daki emekleri için çok teşekkür ederim. “Ben Yokum” süreci ile beraber Zoka adını ”AyşeGül” olarak sürdürmeye yine hep birlikte karar verdik. Aynı müzisyen arkadaşlarımızla artık bu isimle yolumuza yine devam ediyoruz.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda Zoka’dan Bahadır Erel’in eseri “Ben Yokum”u seçmeniz nasıl gelişti?
-“Ben Yokum” hep vurguladığım gibi bir dostluk, dayanışma ve güçlü bir bağ ile meydana geldi. Şarkının söz ve bestesi sevgili Bahadır Erel’e ait, Bahadır Erel aynı zamanda çok yakın bir dostum, ağabeyim ve birlikte sahne aldığım yetenekli bir piyanist. Pandemi koşullarında aynı zamanda komşu olduğumuz için birçok zorluğa beraber göğüs gerdik, tüm müzisyenler gibi sıkıntılı günleri beraber geçirdik. O dönem hem İzmir Müzisyenler Derneği’ne bağlı bazen de bağımsız müzisyen dostlarımızla dayanışma ve destek amaçlı çalışmaların aktif olarak içinde yer aldım. Bahadır Erel tüm süreçteki çalışma ve çabalarımdan ve tabii ki isyan ve kızgınlığımdan etkilenerek bu şarkıyı yazdı ve besteledi. Yani tam anlamıyla “adrese teslim” ve benim için yazılan bir isyan öyküsü diyebiliriz. Yorgunluklarım, kırgınlığım, yılgınlığım, sadece benim değil o süreçte göz ardı edilen ve yok sayılan tüm müzisyenlerin yaşadığı his şarkıyla vücut buldu diyebiliriz. Besteyi o kadar sevdim ki, benim için yazılan bu şarkı için Kasım 2021’de kolları sıvadık. Ayrıca ekipte yer alan ve tüm süreçte yanımda olan ve şarkının gitarlarını çalan Can İlter de “Boş ver” isimli ilk teklisini yine aynı tarihlerde yayınlamıştı, Onun sürecinden öğrendiklerimizi de yolumuza ışık alarak çalışmalara başladık.
Düzenlemeyi üstlenen İsmet Sinangil ile yollarınız nasıl kesişti?
-Değerli İsmet Sinangin ile şarkı hazırlıkları sürerken tanıştık, sevgili Bahadır Erel ile öncesinde farklı çalışmaları vardı. İsmet Sinangin aynı zamanda çok yetenekli bir solist ve daha önce İzmir’de sahne aldıkları Art isminde ortak bir grupları da varmış ve tanışmamızın ardından güzel bir dostluk da başladı, şarkıyı dokunuşuyla ve kattığı armonilerle çok daha yüksek bir kaliteye ve müzikal zenginliğe ulaştırdı.
MüzikOnAir ile yollarınız nasıl kesişti?
-Şarkıyı tamamlama aşamasında klip için görüşmelerim sürerken tabii ki nereden yayınlayacağımızı da tartışıyorduk. Can şarkısını kendi imkanlarıyla çıkarmıştı ve benim sürecimde bir yapım şirketine dahil olmanın daha verimli olacağına karar verdik. Müzikonair’dan bahsettiğinde bir araştırma yaparak kendilerine ulaştık. Koşullar bize de uygun geldi ve bu etiketle yayınlamaya karar verdik.
Ben Yokum ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Geri dönüşler gerçekten çok iyi ve beni çok umutlandırıyor. Dijital platformlarda özellikle Spotify üzerinden beklemediğim kadar büyük bir geri dönüş oldu. Henüz 1 ayı yeni tamamlıyoruz ve 20 bini aşan bir dinlenme oldu. Biliyorsunuz ki isminiz daha önceden duyulmamışsa çıkaracağınız tekli için ciddi bir reklam bütçesi gerekiyor. Küçük bir bütçeyle doğru kişilerle çalıştığınızda tanıtımınız için daha iyi bir yol çizebiliyorsunuz. Bunun için araştırma yapmak da çok çok önemli. Burada sevgili Cenk Alptekin’den de bahsetmek isterim, şarkının radyolarda tanıtımı için çok titiz ve düzenli bir çalışma gerçekleştiriyor. Şimdiden radyo çalım sıralamasında ilk 100’e girdik ve canlı yayın bağlantılarıyla tanıtımım için ellerinden gelenin fazlasını yapıyorlar. Bana destek veren ve sesimi duyuran herkese, sizlere de çok teşekkür ederim!
Klibi yöneten Sercan Tokyürek ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Sercan Tokyürek yani klibimizin yönetmeni mahlas olarak Derviş Kızıl ismini kullanıyor. Resmi olarak ona Sercan olarak yer versek de o benim Derviş kardeşim! (gülüyor) 2016 yılında İzmir’de yer alan Ayhan Işık Oyunculuk Okulu’nda öğrencilere temel şan ve ritm dersleri veriyordum ve aynı zamanda Alsancak’ta bir mekanda sahne almayı sürdürüyordum. Derviş benim sahne aldığım yerden geçerken “Arnavut Kaldırımı” isimli şarkıyı ne zaman duysa gelip bir şeyler içerdi ve o zaman tanışıp sohbet etmeye başladık. Ardından sahne aldığım yerde çalışmaya da başladı, her daim sinemaya, senaryo yazmaya ve fotoğrafa olan merakından bahsederdi. Ayhan Işık Production ve okulun sahibi Berkay Berkman’la onları tanıştırdım ve iki değerli kardeşim beraber çalışmaya o yıllarda başladılar. Klip sürecinde aklıma gelen ilk isimler de haliyle onlardı ve benim için tek sözümle sadece maliyet masrafları ile bu güzel klibi çektiler. Hep söylediğim gibi “Ben Yokum” çok sağlam bir dayanışma öyküsü ile dinleyicileriyle buluştu. Buradan Derviş Kızıl’a, Berkay Berkman’a, klipte yer alan, oyunculuğu ile muhteşem renk katan sevgili Sibel Gülsel’e, ve tüm ekibe çok teşekkür ederim.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Zoka ile yer aldığım tüm performanslarda ağırlıkla pop/rock tarzında cover parçalar yorumladık, kişisel olarak da klasik rock dinleyicisi olduğumu söyleyebilirim. “Ben Yokum” ise pop alaturka tarzında bir eser ve tüm yakın çevrem bu şarkıyla çıkış yaptığım için çok şaşırdı! Elbette ki alaturka olarak adlandırdığımız tarzda da sevdiğim ve seslendirdiğim şarkılar vardı. Açıkçası cover şarkılarla sahnedeyseniz çok özel ve dar bir repertuvarla ile sahne almıyorsanız, bu yelpazeden birçok tarza sahnede dokunmanız ve seslendirmeniz gerekli ve olumlu bir şey. Solist olarak sizi hem geliştiriyor hem de algınızı ve ufkunuzu açıyor.. Benim için çok sevdiğim ve yorumladığım Amy Winehouse’dan değerli Sıla’ya, Selami Şahin’e kadar geniş bir repertuvar söz konusu… “Ben Yokum” ardından gelecek şarkılarda da farklı deneysel dokunuşlar olacaktır… Kısacası kaliteli ve müzikal anlamda hakkını teslim eden eserler benim baş tacım…
Ben Yokum’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Elbette var, ikinci şarkımız yine söz beste Bahadır Erel’e ait ve pilot kaydımız İsmet Sinangin’in güvenilir ellerine teslim edildi. Hareketli, balkan ezgilerini andıran ve kıpır kıpır bir şarkı… Bu sefer bir aşk şarkısı değil! (gülüyor) Şimdilik ipuçları bu kadar olsun, ardından yüksek ihtimal beraber sahne aldığım Can İlter ile bir düet planlıyoruz. Yola yeni çıktık aslında. Bu yolda sesimize ses olan herkese yürekten teşekkür ediyorum.
AyşeGül’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Ben Yokum”u tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle