Röportajlar

İlk teklisi “Evet de”yi dinleyicilerle buluşturan Fatih Aydınlık ile bir röportaj…

Müzisyen bir aileden gelen; bu bağlamda ünlü kanun sanatçısı Tahir Aydınlık’ın oğlu olan ve sahne tecrübeleri de edinen bir isim olan Fatih Aydınlık, geçtiğimiz günlerde kendi eseri ilk teklisi “Evet de”yi Dijital Dağıtım etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Aydınlık ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Evet de’ye kadar olan müzik yolcuğunuzda neler yaptınız? Ayrıca müzisyen bir aileden geliyor oluşunuz, size müziksel anlamda neler kattı?

-Benim hem anne hem baba tarafım müzisyen. Ondan dolayı ilk eğitimlerimi küçük yaşta aldım. Sonrasında annem ve babam ayrıldığı için uzun bir süre müzik eğitimi almadım ancak müzik zaten damarlarımda dolaşıyor onsuz olmaz, olamaz! Yaşıtlarım ile dinlediğim müzikler çok farklıydı. Annem bana özellikle klasik müzik bestecileri Mozart, Vivaldi, Chopin ve Beethoven’ın eserlerini dinletirdi. Askere gitmeden önce Sultanahmet Meydanı’ndaki etkinliklerde solist olarak sahne alıyordum.  Askerliğimi de bando birliğinde solist olarak şu anda “Bir Gülüşü Var” şarkısı herkesin dilinde olan Kürşat Gürel ile birlikte yaptık. Kendisi çok başarılı bir sanatçı oldu, sesini herkes duydu. Umarım benim de öyle olur, insanların şarkılarınızı dinlemesi ve söylemesi çok güzel bir şey. 

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Evet de”nin oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi üstlenen Baki Karaca ile yollarınız nasıl kesişti?

-Bir gün duş alırken ve şarkı söylerken bir anda kafamda çok farklı bir melodi tasarladım, sonra sözler gelmeye başladı. Bir anda söz ve müziği ortaya çıktı. Sonra kendi sesimi telefonuma kaydettim ve aranjörüm ve aynı zamanda kuzenim olan Baki Karaca’ya dinlettim. Baki kuzenim olduğu için sürekli birlikte vakit geçiriyoruz. Kendisine “Ne dersin, buna ne yapabiliriz? Bak sen çok iyi klavye çalıyorsun, ben sana güveniyorum!” derken kendimizi Eras Studio’da bulduk. Stüdyonun sahibi Mustafa Arslanyürek de çocukluk arkadaşımız. Kendisi de bu şarkının ilgi göreceğine inandığını ve yayınlamam gerektiğini söyleyerek bizleri yüreklendirdi. Hatta “Şarkı, yeni jenerasyona hitap ediyor. Bu şarkıyla bir evlilik teklifi yapıldığını düşünsene!” dedi. Ben de bu vesileyle sizlerle tanıştım. Ancak Baki’nin yaptığı aranje benim yazdığım kafamda tasarladığımdan çok farklı bir şekilde oluştu. R&B ve Dubstep tarzında oldu.

Dijital Dağıtım ile yollarınız nasıl kesişti?

-Etrafımda benim gibi müzik yapan arkadaşlarım önerdi ve bu vesileyle tüm platformlarda olacağımı, hatta keşfedilebileceğimi söyledi. 

Evet de ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Gerçekten güzel geri dönüşler aldım. Instagram üzerinden verdiğimiz reklamlarla da pek çok dinleyiciye ulaştı. 

Bununla birlikte YouTube’da çeşitli şarkıları yorumlayıp paylaşıyorsunuz. Sizce YouTube yorumlarınızı duyurmada etkili mi?

-YouTube çok güzel bir platform ancak çok ciddi reklam ve tanıtım istiyor.  Kesinlikle herkese sesinizi duyurabileceğiniz bir yer ama kesinlikle destek almak gerek. Kendi YouTube kanalımı yakın çevrem hariç kimseye duyuramadım ne yazık ki. Biraz şansınızın olması gerekiyor diye düşünüyorum.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-2016 yılının Şubat ayında kanserden ablamı kaybettim. Söz-müzik yazma ve seslendirme hikayem böyle başladı. Kendimi bu şekilde ifade edebiliyorum. “Evet de” şarkımdan önce aynı zamanda ilk şarkım olan ve YouTube kanalımda da yayınladığım Hiç Kimse’yi besteledim. Ruh halim karmaşık; ondan ötürü hem acı çeken bir tarafım hem de yaşama sevincini kaybetmemiş bir tarafım var. O yüzden belli bir tarzım yok diyebilirim, ruhuma nasıl eserse öyle bir müzik oluşuyor. Ama yazdığım her şarkının bir hikayesi var diyebilirim. Duygusal bir şarkı yaparken Sezen Aksu’nun “Gidemem” şarkısında söylediği gibi “Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir!” cümlesini çok önemsiyorum. Türkiye’nin müzik seviyesini 100 yıl ileri taşıyan çok değerli bir sanatçı; kendisini çok seviyorum, her bir cümlesine kitap yazılır… Çok etkilendim o sözden ve sadece kafiye uydurmak için değil de herkes kendinden bir hikaye bulabilmeli dinlediği şarkılarda diye düşünüyorum. 

Evet de’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Beşiktaş takımı için yazdığım “Siyah Beyaz” isimli bir şarkım var. Çok fanatik futbol takibim yok ancak Beşiktaş, hayatımda bir yaşam biçimi. Aşkın güzel olduğu kadar tehlikeli oluşunun temsili ve o yolda ödediğimiz bedel benim için. Yaşam, ölüm, iyi, kötü, güzel, çirkin, aydınlık, karanlık ve birçok şeyin temsil renkleri. Bu bestemde “Haydi Beşiktaş, saldır şampiyon!” gibi klişe sözler yok ancak tüm sözler aşk dolu ve Beşiktaş’a yakışır!

Fatih Aydınlık’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Evet de”yi tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.