Elif Çapraz ismini çoğu dinleyici, YouTube kanalında çeşitli şarkıları yorumlayıp paylaştığı zaman duydu. Zaman içinde çoksesli koro deneyimleri de kazanan Çapraz, zamanla yapmış olduğu besteleri değerlendirmeye karar vererek kendi müziği için ilk önemli adımı attı ve kendi eseri ilk teklisi “Kendi Kendine”yi geçtiğimiz günlerde Goed Music etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Çapraz ile Bi’Kuble için; müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Kendi Kendine”ye kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Ben Boğaziçi Üniversitesi’nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü öğrencisi olduğum zamanlarda, eşzamanlı olarak üniversitenin müzik kulübüne üyeydim. Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü bünyesinde bulunan BÜMK Klasik Müzik Korosu başta olmak üzere zaman zaman diğer çok sesli korolarda ve de çeşitli a capella gruplarında yer aldım. Düzenlediğimiz turneler kapsamında yurtiçinde Antalya, Muğla vs. illerde; yurtdışında da İtalya (Floransa, Bologna) ve Almanya (Berlin) gibi ülkelerde bu korolarla birlikte sahneler aldım. Beste denemelerim liseden beri vardı aslında ancak ilk bireysel ve profesyonel anlamdaki adımımı sözü-müziği bana ait olan “Kendi Kendine” adlı ilk teklimle 4 Şubat 2022 tarihinde atmış oldum.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Kendi Kendine”nin oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Ömercan Özüaydın ile yollarınız nasıl kesişti?
-Uzun süredir bu anlamda bir adım atmak istiyordum aslında ama nereden başlayacağımı, nasıl yapacağımı bilmiyordum. Olmuşken hep en iyisi olsun istiyordum ama bir yandan da baktım ki mükemmeli arayarak zaman uçup gidiyordu. Özellikle pandeminin başlarında, o evlerde kaldığımız, her şeyi sorguladığımız zamanlarda bir şeyler karalamaya daha çok odaklanmıştım ve bir gece, hatta sabaha karşı güneşin o kızıllığında, insanın ne yaşarsa kendi başına yaşadığını düşündüğüm bir anımda “Kendi Kendine” çıktı. Şarkıyı yaptıktan sadece 1 gün sonra da, Instagram’da bir arkadaşın canlı yayını vesilesiyle Ömercan Özüaydın ile tanıştık. Şarkının demosunu kendisine gönderdikten hemen sonra, çok beğendiğini ve düzenlemesini keyifle yapacağını söylemesiyle birlikte de bu yola çıktık.
Goed Music ile yollarınız nasıl kesişti?
-2020 yılının sonlarına doğru şarkıyı ilk planladığımızda aklımda bir yapım şirketi tam olarak yoktu. İletişim kurmuş olduğumuz birkaç yapımcı ve şirket oldu ancak kendi YouTube kanalımdan mı yoksa bir şirket aracılığıyla mı şarkıyı yayınlamanın mantıklı olacağı noktasında kafamda soru işaretleri vardı. Ardından bu konulardaki tecrübesine güvendiğim bir isim olan Emrah Kulaoğlu’nun bana önayak olmasıyla birlikte Goed Music – Back Drop Media ailesiyle yollarımız kesişti.
Kendi Kendine ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Sanırım beklediğimden çok daha güzel geri dönüşler aldım. Şarkı yayınlanana kadar geçen süre boyunca, motivasyonumu kıran o kadar çok şey oldu ki… Ben de yapı itibariyle, kendimi her zaman en kötü senaryoya hazırlayan bir insanım. Böyle olması bazen benim anda kalmamı engelliyor olsa da, sonrasındaki mutluluk çok daha fazla oluyor. Tek isteğim vardı; o da şarkıyı yaparken o hissettiklerimi dinleyiciye hissettirebilmek. Biliyorsunuz ki ülkemizde yapılan işlerin insanlara ulaşması için sadece şarkı yeterli olmuyor. Düzgün bir PR, bunun için de ciddi meblağlar gerekiyor. Bunlar olmadan şarkınızı belli kitlelere ulaştırabilmeniz maalesef kolay değil ama en azından ulaşabildiğim kısmın geri dönüşleri benim için çok kıymetli ve bu da şu an için çok güzel gidiyor. Umarım hep böyle devam eder.
Kendi Kendine’nin klibini yöneten Cenkay Keser ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti? Klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Cenkay Keser ile de tanışmamız Emrah Kulaoğlu aracılığıyla oldu. Kendisiyle tanıştıktan sonra, şarkının hikâyesini ve benim için neler ifade ettiğini anlattım. İstediğim; şatafattan uzak, parçanın duygusunu dinleyiciye geçirebilecek, sade bir klipti ve bu düşünceler ışığında da bu klip oluştu. Klip ile ilgili de şu ana kadar çoğunlukla olumlu yorumlar aldım. Eleştiriler oldu elbette ama genel kanı şarkının kliple birleştiğinde daha da bütünleştiği ve anlam kazandığı yönünde.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Aslında yaptığım müziği belli bir kalıba sokmak çok doğru gelmiyor çünkü ben dinlerken de söylerken de farklı tarzları denediğimi düşünüyorum. Bazen slow pop, bazen hareketli pop, bazen arabesk, bazen alternatif müzik vs… İşin özeti; ben neyi yürekten hissedebiliyorsam onu dinlemeyi ve söylemeyi seviyorum. Bazen şarkıyı söylersiniz ama sadece söylersiniz. O yüzden asıl meselenin hissetmek ve hissettirebilmek olduğunu düşünüyorum. Çevremdeki insanlar benden daha çok slow şarkılar duymayı sevdiklerini ifade ediyorlar ama esasında benim müziğimin yolu tam olarak hissetmek ve hissettirmekten geçiyor.
Bununla birlikte çeşitli şarkıları yorumlayıp YouTube kanalınızda paylaşıyorsunuz. Bu bağlamda YouTube’daki yorumlarınız hakkında nasıl geri dönüşler aldınız?
-Yorumlarım ile ilgili aldığım geri dönüşler bugüne kadar hep oldukça güzel ve beni şarkı söylemem konusunda hep daha yüreklendirici oldu. Tüm bunların etkisiyle de çok şükür bugün buradayım.
Kendi Kendine‘den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
–Tabii ki, müzik yolculuğumun Kendi Kendine ile sınırlı kalmaması benim de dileğim. Bunun için elimden geldiği müddetçe üretmeye ve bu yolda devam etmeye çalışacağım. Hikayenin devamını beni dinleyen insanların da beklediği gibi ben de merakla ve heyecanla bekliyorum. Umarım güzel şeyler olur ve müziğim bir gün ulaşabildiği kadar çok insana ulaşır ve de sevilir. Bana bunları ifade etme imkanı verdiğiniz için size çok teşekkür ediyorum. Bir gün yeni şarkılarda yeniden buluşmak dileğiyle…
Elif Çapraz’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kendi Kendine”yi tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle