Röportajlar

İlk teklisi “Senin Rüyalarında”yı dinleyicilerle buluşturan Selin Çıngır ile bir röportaj…

Selin Çıngır… Müziğin eğitiminden gelen ve aslında farklı bir kariyer yolundayken içindeki müzik tutkusunu da göz ardı etmeyen Çıngır, hem eğitimini tamamladı hem de kendi şarkılarını yapmaya başladı. Şimdi ise Çıngır, alternatif tınılı ilk teklisi “Senin Rüyalarında”yı Avrupa Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Çıngır ile Bi’Kuble için; müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Senin Rüyalarında’ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda müzik öğretmenliği eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-Müziksel yolculuğum benim için oldukça enteresan aslında. Müzik eğitiminden önce hemşirelik okudum hatta sağlık sektöründe bir süre de çalıştım ancak çocukluğumdan beri içimde engellenemez bir şiddette yaşadığım müzik tutkusu beni en nihayetinde mesleği bırakıp müziğin peşine düşmeye itti. Çanakkale’de geç yaşta başladığım müzik eğitimim hayatımın tamamen müzikle dolması demekti, nitekim öyle de oldu. Her geçen gün o kadar çok şey öğreniyorum ki… Kendimi her gün geliştiriyorum; müzik adına en önemli gerekliliklerden olan özdisiplin hususunda gelişiyorum mesela, daha sorumluluk sahibiyim ve her saniye kulaklarım, kalbim müzik doluyor.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Senin Rüyalarında’nın oluşum süreci nasıl gelişti? Şarkıyı birlikte yaptığınız Tunç Aydoğmuş ve düzenlemeyi üstlenen Cüneyt Çakal ile yollarınız nasıl kesişti?

-Senin Rüyalarında; senelerdir biriken duyguların, isteklerin ve hayallerin tortusu diyebilirim. İlkokul 4. sınıftan beri şarkı yazmaya hevesliyim ve bakınca küçüklüğümden beri duygularımı dile getirmek için yazdığım satırları müzikal olarak ifade etmeye istekliymişim meğer diyorum. Tunç ile yollarımızın kesişmesi kadersel diye düşünüyorum. Yine müzik nedeniyle bir arada bulunduğum bir arkadaşımız vasıtasıyla tanıştık. Benim için çok kıymetli bir insan hayatımı paylaştığım herşeyimi bilen ve müzikal yolculuğumda en büyük destekçim. Tunç çok başarılı işlere imza attı ve onun müzikal birikimi ve bilgisi bu şarkının ortaya çıkmasına olanak sağladı. Onun senelerdir hayallerinin peşinden koşması bana ilham oldu ve bu ilhamla “Senin Rüyalarında”yı yazdım. Yine Cüneyt de çok kıymetli ve vizyonlu bir müzisyen. Eskişehir küçük bir şehir ve müzikle uğraşan insanlar belli. Tunç’un projesi vasıtasıyla tanıştık, dost olduk ve herkes gönüllü bir çalışma yürüttü.

Avrupa Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?

-Menajerliğimi üstlenen Tarık Karakaş zaten dostum. Şarkı çıkmadan çok daha öncesinde fikir paylaşımlarımız vardı. Tarık’a “Ben de bir şeyler yazıyorum!” deyip dinlettiğimde ikimiz de çok heyecanlandık. Tarık, Avrupa Müzik ile iletişim halinde olduğundan dolayı Avrupa Müzik’e şarkıyı dinletmeyi düşündük. Şirketin vizyonuna güvendiğimiz için de sürecin olumlu ilerlemesi bizi çok mutlu etti.

Senin Rüyalarında ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Şarkımla alakalı inanılmaz güzel mesajlar alıyorum. Çoğu zaman soruyorum “Size ne hissettirdi?” diye. Herkes çok güzel bir enerjisi olduğundan sürekli dinlemek istediğinden bahsediyor. Kimisi dans ettirip enerji verdiğini kimisi de derin düşüncelere daldığından nihayetinde de çok kendi gibi hissettirdiğinden bahsediyor. Beni en mutlu eden dönüt ise insanların yeni şarkıları heyecanla beklediğini söylemesi ve ne olursa olsun devam etmem gerektiğini bana hatırlatması oluyor.

Senin Rüyalarında’nın klibini yöneten Erdem Yonar ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşumu nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Eskişehir yetenekli insanlar başkenti gibi, ya da benim şansıma hep yetenekli insanlarla karşılaştım bilmiyorum! (gülüyor) Cüneyt vasıtasıyla Erdem’le tanıştık. Şarkıyı sindirip ortaya çıkması gereken, şarkıyla uyum içinde bir klip daha olamazdı diye düşünüyorum. Üzerine düşündü, fikir paylaşımlarında bulunduk ve planlı bir süreçle klip ortaya çıktı. Aldığım yorumlar genelde klibin çok profesyonel olduğu yönünde. Renk kullanımları ve hissiyatı çok yakıştırıyorlar.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Melankoliyle neşenin dansı olarak nitelendirebilirim. Çoğu bestemin böyle olduğunu fark ediyorum. Sözler umut vaadediyorsa melodiler, sound daha melankolik ya da tam tersi olabiliyor. İsteyerek yaptığım bir şey olmadığı için içimden olduğu gibi akan halin bu olduğuna karar verdim. Bir de hiçbir zaman belli kalıplar ve tarzlara sıkışıp kalmış bir müzik yapmak istemiyorum. Zaten bunu diğer şarkılar da geldikçe dinleyicimiz de anlayacaktır diye düşünüyorum.

Senin Rüyalarında’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Elbette. Senin Rüyalarında bir başlangıç ateşiydi benim için. Halihazırda bitmiş ve Mart ayı içerisinde yayınlanacak “Günebakan”ım var mesela, daha proje aşamasında olan onlarca beste heyecanlı bir bekleyişle kar altında şimdilik. Zamanı gelince hepsi kardelen misali güneşe yükselecek! (gülüyor) Ne olursa olsun nefesimi sözlerimi bir kişiye dahi olsa ulaştırabilmek fikri benim için muhteşem. O yüzden ben var olmaya devam ettiğim sürece bu macera da sürecek…

Selin Çıngır’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Senin Rüyalarında”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.