İlk teklisi ‘Son Veda‘yı geçtiğimiz haftalarda Kınay Production / Starlight etiketiyle dinleyicilerle buluşturan; aynı zamanda kurucularından olduğu Müzikist ile bu sene ilk defa düzenleyicilerinden olduğu Müzikist Doğa Atölyesi‘nde pek çok başarılı sanatçıyı bir araya toplayan Onur Kahvecioğlu ile, Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, ‘Son Veda’yı ve gelecek projelerini konuştuk.
Öncelikle Son Veda’ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
–Bu çok uzun bir serüven! (gülüyor) Dedem halk ozanıydı. Gaziantep’li Aşık Yusuf Karataş. Ben göremedim ama ailede ondan kalan sanatsal bir ortam hep vardı. Çocukken annemin söylediği şarkılardan etkilendim. İlk bestemi 9 yaşında anneme yazdım. İlk müzik eğitimimi Gaziantep Güzel Sanatlar Lisesi‘nde aldım. Burada klasik gitar eğitimimin yanında, şehrin Türk Müziği kültüründen çok etkilendim. Bu durum beni gitarda Türk Müziği düzenlemelerine teşvik etti. Daha sonra Uludağ Üniversitesi‘ndeki müzik eğitimimde de gitar üzerinde Türk Müziği düzenlemeleri üzerine yoğunlaştım. Üniversite yıllarımı çok aktif geçirdim diyebilirim. K.Ö.Y. Projesi ile köydeki çocuklara müzik eğitimi verdim. Bu bende farklı bir bilinç oluşturdu. Üretmeye ve ülke için bir şeyler yapmaya cesaretlendirdi. İnsanlara ne verebilirim diye düşündüm. Müzik okuyordum, bildiğim en iyi iş buydu. Sanat konusunda daha faydalı olabileğimi düşündüm. Uludağ Üniversitesi Çok Sesli Müzik Topluluğu‘nu kurdum. Burada Akapella koro şefliği yaptım ve Türkiyenin çeşitli yerlerinde konserler verdik. Bu hem kariyerim açısından hem de umudumuzu kaybetmemiz açısından bana çok büyük sinyaller verdi. Üniversitede iki yıl şenlik koordinatörlüğü yaptım. Kültür Sanat Festivali düzenledim. Buradan yola çıkarak üniversite maceramı dolu dolu tamamladım diyebilirim! Daha sonra ise kendi şarkılarıma ve kendi müziğime odaklandım. Stüdyo kayıt sürecine girdim. Ve uzun bir süre sonunda Son Veda çıktı. Lisede yazdığım bir şarkı. 10 yıl sonra ‘ilk’im olması benim için çok anlamlı.
Kınay Production / Starlight ile yollarınız nasıl kesişti?
-Albüm kaydı süresince her şeyi kendim planladım ve yolda tektim. Uzun ve meşakatli bir kayıt sürecinin ardından yayın aşamasında değerli Murat Kınay ile sevgili arkadaşım Yunus Emre Yılmaz aracılığıyla tanıştık. Farklı projelere açık olması, birçok konuda samimi duruşları bana güven verdi. Ve bu yola Kınay Production ile devam etmeye karar verdim. Bir yılı aşkın süredir beraber çalışıyoruz. Hatta Kınay Production, bu yıl ilkini düzenlediğimiz Müzikist Doğa Atölyesi’nin de sponsorlarından birisidir. Bağımız da böylelikle artmış oldu.
Son Veda ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Lise yıllarında yazmış olduğum bir şarkı. Az çok çevrem Son Veda’yı bilir. Eski arkadaşlarım, eş dost çok şaşırdı bu şarkıyla çıkış yaptığıma. (Bende bu şarkının yeri özeldir, ilkim olmasını istedim.) Hatırlayanlar heyecanla bana yazdılar. Sonuçta bu şarkıyla büyüdük! (gülüyor) İlk kez dinleyenlerden ise çok olumlu ve sevimli dönüşler alıyorum. Şarkıyı bir video kliple taçlandırırsak daha çok gönüle ulaşabiliriz diye umuyorum.
Son Veda sadece dijital olarak yayınlandı. CD olarak çıkarılması düşünülüyor mu? Bu bağlamda ileride bir albüm çıkarmayı düşünüyor musunuz?
-Aslında kayıt sürecimde dört şarkı kaydettim. Hali hazırda bulunuyor. Son Veda‘yı bir albüm teklisi olarak düşünebilirsiniz. Dört şarkı üzerine yine üç dört şarkı ekleyip daha dolgun bir albüm çıkarmak istiyorum. Öncesinde bir tekli daha çıkabilir tabii. Kayıt süreçlerim uzun sürüyor. Sanırım biraz mükemmelliyetçiyim! (gülüyor) Fiziki bir albüm çocukluk hayalim. Umarım önümüzdeki kış raflarda yerini alır.
Bununla birlikte Müzikist’i kurmaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda Doğa Atölyesi fikri nasıl ortaya çıktı?
-İlk soruda Müzikist’e kadar olan süreçten bahsetmiştim. Müzikist içinde çok şey barındırıyor. Kısaca anlatması bir hayli zor. Müzikist bir dernek, haber sitesi, organizasyon ekibi, sanatsever, doğasever, idealist ve kendi ütopyası olan bir oluşum. Sosyal sorumluluk projeleriyle müziği birçok alana taşımayı hedefliyoruz. İmkanı olmayan çok çocuk var. Onlara ulaşmak istiyoruz. Özellikle müzik camiasında nitelikle iş yapan insan sayısı çok azaldı. Bilinmeyen çok güzel işler var. İşte biz de bu güzel işleri daha fazla kişiye ulaştırmak için gönül birliği oluşturduk. Bu bağlamdamuzikist.net’i kurduk. Burada her tarz müziğin haberi var. Sloganımız da ‘Herkes İçin Müzik’. Herkese kucak açtık çünkü müziğin, sanatın takımı, cephesi olmaz. Aynı melodilere tutunur müzisyen. Renkleri farklı olur ama aynı şeyi anlatır. Duyguyla, hisle beslenir sanatçı. Hissizleşmemek adına birbirimizi gerçekten kucaklamalıyız diye düşünüyoruz. Hep söylerim, birbirimizi alkışlamaktan korkmayalım. Bu şekilde büyürüz.
Yine bu amaçla farklı tarzdaki müzikleri bir araya getirmeye karar verdik. Müzikist Doğa Atölyesi de bu fikirle oluştu. Ben doğacı, kampçı biriyim. ‘Hadi doğada toplanalım, birkaç arkadaş gelsin müzik yapsın, birkaç hocamızı da çağırırız bir şeyler öğreniriz hem de doğada güzel iki üç gün geçiririz!‘ dedim. Tabii doğa ve sanat bir araya gelince projenin enerjisi herkesi etkiledi ve proje kendiliğinden büyüdü. Büyüdü derken bize göre büyüdü! (gülüyor) Çok samimi bir paylaşım oldu. Bu yıl Erikli yaylasında düzenledik. Umarım devamı gelir. Paylaşmayı özlemişiz. Doğada olmayı özlemişiz. Umarım bu paylaşım artarak devam eder.
Son Veda’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Sık sık konser vermek, çalmak istiyorum. YouTube kanalımda yeni şarkılarımı ve coverlarımı paylaşmak istiyorum. Planladığım tek şey paylaşmak. Kendimi anlatmak. Bunu yaparken de insanlarla aynı frekansta buluşmak istiyorum.
Son olarak, dinleyicilere söylemek istedikleriniz var mı?
-Eylül’ün ikinci akustik konserini 16 Eylül saat 20:00’de Kadıköy’deki Bahane Kültür Salon‘da gerçekleştiriyorum. Samimi bir paylaşım için dinleyenlerimi konserime bekliyorum, kaçırmasınlar!
Onur Kahvecioğlu‘na bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. ‘Son Veda‘yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle