İlknur Çayır… Müziğin eğtiminden gelen ve ayrıca tiyatro tutkusunu da yitirmeyen Çayır, müzik doğrultusunda hem öğretmenlik hem de topluluklarda yer almaya devam ediyor. “Eziz Dostum” yorumuyla da bilinen Çayır, geçtiğimiz günlerde ilk teklisi olarak anonim İstanbul türküsü “Yemenimin Oyası”nı yorumlayarak Trio Yapım etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Çayır ile Bi’Kuble için; müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Yemenimin Oyası’na kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?
-Müziğe bana göre geç başlayanlardanım. Tiyatroya çok yoğun bir sevgim vardı, oyunculuk okumak istediğim için tiyatroya ek olarak Fatma Aydoğan’dan şan dersleri almaya başladım. Sonrasında şartlar dolayısı ile oyunculuk değil ama oyunculuğa yakın, severek yapabileceğim bir meslek seçmek zorunda kaldım. Şan dersini konservatuvara hazırlık olarak destekledik. Sonrasında Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Halk Müziği Anasanat Dalı’nı kazandım. Konservatuvarda çok zorlandım, nota bilgisine tamamen okulda hakim olabildim. Benden seviye olarak çok ileride öğrenciler vardı, okulda enstrümanım kabak kemaneydi. Senelerce icra edilen birileriyle bir tutulmak yorucu ve heves kırıcıydı. Heves kırıldıkça da elimden düştü; konservatuvarda olmak çok güzel arkadaşlıklar, kıymetli hocalar edindirdiği gibi, yıkıcı eleştiricilere yapıcı bir şekilde geri dönüşler vermeyi de öğretti. Şu anda Boyut Sanat ve Kartal Sanat Tiyatrosu’nda şan ve güzel sanatlara hazırlık dersi vermekteyim, hem de Ferahnak Sanat’ta küçük bir halk müziği topluluğumuz var, orada yer alıyorum.
Ayrıca “Sancaktepeli Gençlerin Yorumuyla 7 İklim 4 Bucak Türkülerimiz” albümünde “Eziz Dostum”u yorumlama süreciniz nasıl gelişti ve yorumunuz ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Eziz Dostum’u konservatuvarı kazanmadan önce icra ettim, Tuğberk Bayar ve İlbeği Can Erzincan hocalarımız elimizden tuttu. Sancaktepe’de ikamet ettiğim süreçte “Böyle bir proje var, yer almak ister misin?” diye teklif sundular, ben de “Başım gözüm üstüne!” diyerek tekliflerini kabul ettim. İlk çalışma olduğu için çok heyecanlanmıştım. Stüdyo kaydına girdiğimde, tir tir titrediğimi hatırlıyorum, hatta İlbeği Can Erzincan hocamız stüdyonun kapısını açıp beni sarsmıştı “Saçmalama İlknur!” diye. Benim için harika bir çalışma “Eziz Dostum” Yine çok güzel yorumlarda bulunmuşlardı, şu an kaydı açtığım zaman hatalarımı, neyi yanlış yaptığımı çok net duyuyorum. İlk ve özel diye tabir edebilirim.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Yemenimin Oyası”nı yorumlamaya nasıl karar verdiniz? Trio Yapım olarak yapımınızı üstlenen S. Uğur Özcan ve düzenlemenizi üstlenen Enver Mete Aslan ile yollarınız nasıl kesişti?
-Bir gün otururken kendime şunu söyledim “Bir şeyler yapmalıyım!” O sırada bu esere denk geldim; Yemenimin Oyası, Râdife Erten okuyor. Biraz düşündükten sonra, konservatuvara geldiğim bir gün, Enver hocanın odasının kapısını çaldım. Enver Mete Aslan, Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı müdürümüz. Böyle bir kayıt almak istediğimi, bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilmediğimi söyledim. S. Uğur Özcan’ı o sırada uzaktan tanıyordum. Kendisiyle muhabbetimiz Ferahnak Sanat’ta halk müziği topluluğuna devam etmemle başlamıştı. Kendisinin Kocaeli’de Stüdyo Trio diye bir stüdyosunun olduğundan haberdardım ama tabii ki bir samimiyetim olmadığından soramadığımdan dolayı bir o kadar da çekingen bir tavırla Enver Mete hocamdan böyle bir şeye öncü olmasını rica ettim. Onun da kabul etmesiyle kayıtlara başladık. Eserin ud ve lavta kayıtlarında Enver Mete Aslan, İstanbul kemençe kayıtlarında S. Uğur Özcan vardı. Enver Mete Aslan hocamız da S. Uğur hocamız da müthiş karakterler. Üstümde olan emekleri için ve böyle bir projeye olanak sağladıkları için teşekkür ediyorum.
Yemenimin Oyası yorumunuz ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Fırından yeni çıktı; çok taze ama yakın çevrem çok beğendiğini iletti, hocalarımdan güzel dönüşler aldım, yeni insanların radarına girmeye başladım bu harika bir şey…
Kendi müzik tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
-Ben halk müziği icra ediyorum, klasik türk müziği de dinliyorum. Her tarzın güzel olanına meyilim var, yani kulaklıkta Eleni Vitali çalıyorken beş dakika sonra Shahram Nazeri dinlerken bulabilirsiniz beni. Şimdilik halk müzikçi diyelim, garanti veremiyorum tarz ile ilgili.
Yemenimin Oyası’ndan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Evet. Sözü müziği bana ait olan bir şarkımız var, şu an için hayal aşamasında olsa da, ona klip çekmeyi de düşünüyorum nasip olursa. Hayal ettiğimi bir nebze aktarabilirsem bu benim için büyük başarı olur. Bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum.
İlknur Çayır’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Yemenimin Oyası”nın Çayır yorumunu tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle