Röportajlar

Yeni teklisi “Aşkın Karanlık Yüzü”nü dinleyicilerle buluşturan ikili Volkan Başaran ve Simge Gezmiş ile bir röportaj…

Volkan Başaran ile Simge Gezmiş… Ayrı ayrı müzik kariyerlerinde zaman içinde pek çok tecrübe kazanan iki sanatçı… Başaran, müziğe yıllarını vermiş bir usta, Gezmiş ise  farklı bir sektörde olmasına rağmen içindeki müzik tutkusunun peşinden giderek başarılı olan bir isim… İlk ortak çalışmaları “Kelimeler” sonrası en son “Aşkın Karanlık Yüzü”nü dinleyicilerle buluşturan Başaran ve Gezmiş ile Bi’Kuble için müzik yolculuklarını, yeni teklilerini, aldıkları geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Processed with MOLDIV

Öncelikle ikinizin yolları nasıl kesişti ve birlikte çalışmaya nasıl karar verdiniz? 

Simge Gezmiş : Yollarımız Vedat Sakman’la çalıştığım yıllarda tesadüfen kesişti. Volkan’ın grubuyla Sakman Konak’ta çaldığı bir gece telefonumun şarj aletini mekanda unutup almaya gittiğimde sahneye davet edildim. Volkan’ın da ve benim de çok sevdiğim bir şarkı olan, “Little Wing” söyledim, beğendi. Jimi Hendrix sayesinde birlikte çalışmaya karar verdik denebilir. O geceden sonra Volkan gruba dahil olmamı teklif etti. Ben de severek kabul ettim…

Volkan Başaran : Beraber aynı yerde çalışıyorduk. O çalıştığımız yerde ben ayrıca bir akşam kendi grubumla çalıyordum. Simge de unuttuğu bir şeyi almak için uğramış. Ben de onu sahneye davet etmiştim. Bizimle beraber Jimi Hendrix’in Little Wing’ini seslendirdi. Sesleri tutuşuna hayran kalmıştım. Sonra onunla beraber çalmayı istedim. O da cover yapmaktan ziyade beste üretmek istediğini söyledi. Ben de aynı şeyi istiyordum. Bu amacımızı bir araya getirdik ve zaman içerisinde üretmeye başladık. 

Volkan bey, müziğin içinde uzun yılları geride bıraktınız. O günler ile bugünü kıyasladığınızda müziksel değişimler bakımından nasıl özetlersiniz?

-Her şeyde değişim olduğu gibi müzikte de değişimler yaşanıyor zaman içinde. İyi ya da kötü diye bir ayrım yapılamaz. Teknoloji ile beraber müziğin soundları da değişiyor. Analog sistemden dijital sisteme geçiş bazı zorlukları ortadan kaldırdı. Ben de analog sistemin ruhunu daha çok tercih edenlerdenim ama yine de bu dönemin de teknolojisinin hakkını teslim etmek isterim. Yine sonuçta müziği yapan insan. Ruhunu veren de insan. Sistemler ufaldı artık her müzisyenin evinde küçük de olsa bir kayıt sistemi var. Üretim de arttı. En azından ben arttığını düşünüyorum. Benden önceki kuşaklar müzik aletlerine ve müziğe ulaşmakta gerçekten zorlanırlarmış. Ben o geçiş dönemiminin gençlerindenim. Çocukluk yıllarımda gitar teli bile zar zor bulunurdu. Mesela marka seçmek pek mümkün değildi. Gençlik yıllarımda artık dükkanlarda ünlü gitar markalarını gördük. CD’lerle istediğimiz müziğe ulaşıyorduk. Şimdi artık buradaki üst kalite müzik aletleri satan bir mağaza ile başka bir ülkedeki mağaza arasındaki tek fark arz talep. Tabi buranın vergi sisteminden dolayı biz burada çok daha yüksek fiyatlara alıyoruz. Şimdi internet ve dolayısıyla bilgi çağında yaşıyoruz. Bir parçanın nasıl çalındığını internet yoluyla bulup öğrenmek mümkün. Biz önce plak ve kaset sonra cd leri eskittik bu yüzden. Benden önceki kuşaklar müzikten güzel paralar kazanmışlar. O dönem genellikle de güzel çalınırmış. Müzisyen sayısı arttı. Zaman ilerledikçe müzisyenlerin kazancı da düştü. Hele şu yaşadığımız pandemi günleri müzisyenin kabus günleri. 

Simge hanım, sizin müzik yolculuğunuz nasıl başladı? Bu bağlamda sizi çoğu dinleyicinin tanıdığı, Menajerimi Ara dizisinde yayınlanan “Koş Koş Koş” şarkısını yorumlama süreciniz nasıl gelişti? Saki Çimen ile yollarınız nasıl kesişti? “Koş Koş Koş” yorumunuz ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Müzik yolculuğum, kendimi bildim bileli müziğe olan ilgim ve alakamla başladı. Müzik öğretmeni olan kuzenim, Barış abim bu konuda beni destekleyip, çekingenliğimi aşmamı sağlamıştır çoğu zaman, sağ olsun. Onunla beraber çalar söylerdik etrafta kimseler yokken tabii, çok utanırdım çünkü. Barış abim ben daha çocukken kendi sahnesine çıkarırdı zorla, çok çekinirdim ama dünyaya müzik için gönderildiğimi ruhumun derinliklerinde hissederdim her sahneye çıktığımda. İnsan içine girmeyi pek sevmezdim, bir de uzun yıllar süren çekingenliğim vardı. İyi şarkı söyleyebildiğimi, şarkılar yazdığımı çok az arkadaşım dışında kimse bilmezdi. İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi mezunuyum, dizi, film ve belgesellere altyazı, dublaj ve çeşitli metin çevirileri yaptım uzun bir süre. 2012 yılında kafama elma düştü ve ani bir kararla rotamı tamamen müziğe çevirdim çünkü onsuz olmam imkansızdı, hep öyleydi ama çekingenlik işte… Vedat Sakman’la çalışmaya başladım, orası okulum oldu ve çok şey öğrendim, var olsun. Sonra yollarımız Volkan Başaran ile kesişti, var olsun ve macera farklı bir alanda yine çok şey öğrenerek devam etti, ediyor. Saki, Vedat Abi’yle çalışıyordu zaten piyanist olarak. Orada tanıştık. Kendisine ait olan “Koş Koş Koş” şarkısını yorumlamamı istedi “Menajerimi Ara” için. Yorumladım, beğenildi. Dizideki Dicle karakteri ve karakterin dizideki rolü, naif halleriyle benim ses rengim, yorumum ve Saki’nin sözleri oldukça uyumlu bulundu. Sevildi. Güzel tepkiler aldık.

Birlikte bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve “Kelimeler”in oluşum süreci nasıl gelişti? “Kelimeler” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız? (İkinizden birer cevap)

Simge Gezmiş : İlk etapta beraber 11 şarkılık bir albüm yapmaya karar vermiştik. Ama zamanın ruhu denilen şey şarkıları tekli olarak çıkarmayı gerektirdi sanırım. Kelimeler birlikte yarattığımız ilk şarkı. Bu sebeple onu seçtik ilk tekli olarak. Kelimeler şöyle oluştu, ben Volkan’a bir dörtlük dinlettim ve o da harika vizyonunu bu dörtlüğe yansıtarak dörtlüğü şarkı haline getirdi, ben de elimden ne geliyorsa yaptım. Sözler tamamlandı, demosunu bir günde bitirdik. Kelimeler ve aslında diğer tüm şarkılar üzerinde incelikle düşünülmüş eserler. Öncelikle müzisyenler çok beğendi diye düşünüyorum. Dinleyen herkes oldukça farklı buldu ve sevdi. Güzel geri dönüşler aldık.

Volkan Başaran : Aslında biz birlikte bir albüm tasarladık ve yaptık. Fakat sonra bir plak şirketiyle anlaşmak istemeyince parçalarımızın bazılarını tekli olarak çıkarmaya karar verdik. Kelimeler dinleyenler tarafından güzel eleştiriler aldı. Ama önce kendimiz için yaptık. “Biz seversek başkaları da sever!” diye düşündük. 

En son, ikili olarak “Aşkın Karanlık Yüzü”nü yayınladınız. Şarkının oluşum süreci nasıl gelişti ve “Aşkın Karanlık Yüzü” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız? 

Simge Gezmiş : Volkan’ın aklına birden aşkın karanlık taraflarıyla ilgili bir şarkı yapma fikri geldi. Fikri beğendim, üzerine düşünüp tasarladık, o yüzden Kelimeler gibi bir günde çıkan bir şarkı değil Aşkın Karanlık Yüzü. Sözler ve müzik yazıldı, aranjesi yapıldı ve demo haline geldi ve Volkan vizyonuyla şarkıyı muhteşem bir hale getirdi. Aşkın Karanlık Yüzü çok beğenildi hatta Spotify’ın Türkçe Rock listesine 9. sıradan girdi. Çok güzel ve farklı bulundu. Güzel tepkiler aldık.

Volkan Başaran : Parçanın konusu geldi ilk ortaya. Sonra Simge bir tema buldu. O tema parçanın güçlü bir kısmı oldu. Ben devam ettirdim. Aşkın Karanlık Yüzü hareketli parça olduğundan sanırım daha yüksek dinlenme aldı. O da aynı üretim sürecinde oluştu. 

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

Simge Gezmiş : Dediğim gibi, Volkan’la beraber 11 şarkı yaptık, şarkılar genel hatlarıyla Americana ve Rock müzik janralarından besleniyor. Diğer şarkılar çıktıkça aslında her şarkının asla birbirinin tekrarı olmadığını, aynı janralardan beslenen farklı karakterde güzel çocuklar olduğunu göreceksiniz. Kesinlikle yargılamak için söylemiyorum müzik üreten herkese sonsuz saygım ve sevgim var. Son dönemlerde Rap ve türevleri ön planda ve bizim şarkılar “old school” olarak, tabiri caizse eski kafa, modası geçmiş olarak görülüyor. Oku geriye değil de, bilakis biraz ileri attık gibi geliyor bana. Yaptığımız müziğin zaman içinde daha da değer bulacağına inanıyorum. 

Volkan Başaran : Rock, blues ve benzeri türlerin Amerikana dediğimiz yelpazede yer alan müzik türü olarak görüyoruz. Bize insanlar “Amerikana nedir?” diye soruyorlar. Ben şöyle yorumluyorum. Bir Brit rock pop veya folk var. Yani ingiliz kökenli müzikler. Bir de Amerikana var. Adı üstünde. Kuzey Rock’ı diye yada Kuzey cazı diye niteledikleri türler var. Bazı coğrafik bölgelerin müzik türlerine etkisi vardır. Bizim tercih ettiğimiz sound o oldu. Daha doğrusu bizden çıkan o oldu. Belki başka bir zaman “Norveç Cazı yaparız!”ı yapabilirsek kim bilir…

Teklilerinizi, aynı zamanda kendi oluşumunuz VBSG Music olarak yayınlıyorsunuz. Bu bağlamda kendi prodüksiyonunuzu yapıyor olmak size yapmak istedikleriniz açısından özgür bir alan sağlıyor mu? 

Simge Gezmiş : Müzik şirketlerinin çok üzücü sözleşme maddeleri var. Özellikle bu şarkıları VBSG Music etiketiyle yayınlamak iç huzuru demek benim için. Dünya’da benim dinlediğim birçok müzisyen ve grup kendi müzik etiketiyle hareket etmeyi tercih ediyor, Türkiye’de de bunu yapan çok. Özgürlüğünden ödün vermemek mutlu ediyordur herkesi eminim. Sadece geniş kitlelere çabucak ulaşma olanaklarımız kısıtlı oluyor. Bu devirde bu da aşılacaktır zamanla, umarım…

Volkan Başaran : Hem de nasıl! Gönül rahatlığı ile özgürce çalıştık. Ekonomik olarak zorlandık biraz ama müzisyen arkadaşlarımızın ve Pür Müzik stüdyosunun desteği çok oldu. Onlara bir kez daha sizin vasıtanızla teşekkür etmek isteriz. 

Aşkın Karanlık Yüzü’nden sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı? 

Simge Gezmiş & Volkan Başaran : Elbette. 24 Mayıs’da “Martı” isimli bir teklimiz daha çıkıyor. Daha sonra fazla arayı açmadan diğer parçalarımızı da çıkaracağız. 

Volkan Başaran ve Simge Gezmiş’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Aşkın Karanlık Yüzü”nü tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.