Serdar Demir… Ağırlıklı olarak grup müziği ile ilk önemli tecrübelerini kazanan ve takip eden süreçte Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Opera / Şan ana dalında eğitimine devam eden Demir, zaman içinde yazdığı şarkıları dinleyicilerle buluşturmaya başlayarak solo yolculuğunu başlattı. En son yeni teklisi “Eğer İstersen”i Bragi Productions etiketiyle dinleyicilerle buluşturan Demir ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Marla’nın Güncesi’ne kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?
-Öncelikle selamlar! Marla’nın Güncesi’ne kadar olan süreçte daha çok grup müziği yaptım ve birçok yerde sahne aldım. Bu süreçte vokalimi geliştirdim ve gitar, piyano çalmayı öğrendim. Geçtiğimiz sene Mayıs sonlarında pandeminin de etkisiyle grubum Magnum’dan ayrılıp solo çalışmaya başlayıp, kendi bestelerimi yazıp, kaydetmeye başladım. Aldığım eğitim ise bana tek başıma bir orkestra gibi düşünmemi sağladı. Teorik bilgilerimi geliştirdikçe öğrendikçe ve sevgili hocam Özgür Ulusoy’un da bestelerimdeki yönlendirmeleriyle geliştiğimi hissetmeye başladım. Bir besteyi yaparken birkaç kişilik düşünüp, farklı enstrümanları yazabilir hale geldim.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Marla’nın Güncesi’nin oluşum süreci nasıl gelişti? İlk iki teklinizde prodüksiyonu üstlenen Burak Emir Kamacı ile yollarınız nasıl kesişti? Marla’nın Güncesi ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Bir tekli yayınlamaya karar vermemin en büyük sebebi sanırım ekip (grup) müziği yapmaktan yorulmam ve bunun beni yavaşlattığını düşünmemdi. Marla’ya başladığımda ise yapmak istediğim bir şey vardı, evet ama kayıt programları hakkında bilgim sıfırdı. Ben de oturup kayıt program öğrenip, ufak ufak demolar almaya başladım, yaptıkça daha yenilikçi düşünüyordum. Ama şunun söyleyebilirim ki Marla’nın güncesi hem ilk kendi çalışmam olması hem de tecrübesizlik yüzünden biraz sancılı bir süreçti. Fakat parça bitip, dinlediğim ilk anda, “İyi ki bu adımı atmışım!” dedim. Benim ilk gözağrım, gözbebeğim oldu. Burak Emir Kamacı ile biz seneler öncesinden aynı grupta çalmıştık, tanışıklığımız oraya dayanıyor. Eski ve çok güzel bir dostluğumuz var. Kendisi hem müzisyenlik anlamında hem de kayıt aşamaları hakkında çok yetenekli. Bana çok şey kattığını söyleyebilirim. Bestelerime yaptığı dokunuşlarla daha tatlı hale getirdi hepsini her seferinde. Kendisi de şu sıralar Madrigal’le çok güzel işler başarıyor ve kendi vokalliğini yaptığı projesi de geliyor yakında. Marla ile ilgili de genel olarak olumlu yorumlar aldığımı söyleyebilirim. Eleştirilere her zaman açığım ki oradan aldığım geri dönüşlerle bir sonraki çalışmalarımda daha odaklı çalışabildim.
İkinci tekliniz “Yeniden” oldu. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti ve Yeniden ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Aslında “Yeniden” ilk olarak yılbaşı için düşündüğüm akustik bir ara parçaydı. YouTube üzerinden yayınlamayı düşünüyordum ve sadece gitar-vokaldi. Sonra bir anda parça bambaşka bir forma dönüştü elimizde ve ben de onu bu şekilde yayınlayarak haksızlık yapacağımı düşündüm. Sonucunda içime sinen bir parça çıktı ortaya. Parçayla alakalı ise genel olarak olumlu yorumlar aldım. En çok gelen yorum da “Creep” vari bi havada olmasıydı. Bu yönü sevildi, ben de çok sevdim.
En son, “Eğer İstersen”i yayınladınız. Düzenlemeyi üstlenen Emirhan Sezen ve Bragi Productions ile yollarınız nasıl kesişti?
-Evet en son “Eğer İstersen” yayınlandı. Sanırım bu yayınladığım 3 parça arasında kendimi artık tamamen emin hissettiğim parça bu oldu her açıdan. Emirhan Sezen benim sınıf arkadaşım, çok sevdiğim bir insandır. Görebileceğiniz en yaratıcı ve komik insanlardan biridir. Tanışıp, samimi olduktan sonra ufak tefek beraber bir şeyler yapmaya başladık. Eğer İstersen henüz sadece piyano vokal parçasıydı ve demo olarak duruyordu. Bir gün bi ses kaydı geldi ve o an çokça yükseldiğimi hatırlıyorum. Emir parçayı çok tatlı bir forma sokmuştu. Beraber üzerine giderek çok güzel bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. Bragi ile yollarımız ise Burçin Turna tarafından kesişti. Kendisi “Yeniden”i dinledikten sonra benimle çok tatlı bir sohbet etti ve Bragi ile ilgili fikirlerinden ve olanaklarından bahsetti. Konuşup, anlaşıp “Eğer İstersen”I beraber yayınlamaya karar verdik. Çok taze olmalarına rağmen, bir noktadan sonra Türkiye’deki müzik anlayışını belirli bir oranda değiştirebileceklerini düşünüyorum. Onlar kadar Müzisyen-sanatçı taraflı düşünen yapım firmalarına pek rastlamıyoruz.
Eğer İstersen ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Fazlaca sevildiğini düşünüyorum, aldığım geri dönüşlerde genellikle nakarat kısmının gün içinde ağızlarına dolandığından bahsetti insanlar. İnsanların içine işleyebilecek, sevebilecekleri bir şey ürettiğim için çok mutluyum.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Bundan 3 sene önceki ben olsaydım kesin buna bir kalıp veya tarzla cevap verirdim fakat bir kalıpta bulunmak istemediğimi farkediyorum artık. Üretmek istediğim ne varsa, farklı sularda yüzsem de üretmek istiyorum. Fakat herkesin sevebileceği noktalar olduğunu düşünüyorum. Bu motivasyon beni bunu yapmaya itiyor. Ama bir tanım gerekiyorsa sanırım bu “olduğu kadar soft müzik” olurdu. Çünkü önümüzdeki parçalar neler getirir bilemeyiz.
Eğer İstersen’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Evet, bir an bile durmuyorum. Daha “Eğer İstersen” çıkmadan planladığım şarkılar vardı ki sonrasına daha da eklendi. En üretken zamanlarımdan birini yaşıyorum ve sırada çıkacak 3 parçanın neredeyse bittiğini söyleyebilirim. Her 2-3 ayda bir yeni parça yayınlama hedefim var. Kısaca güzel bir dönem olacak benim için. Bana yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Takipçilerinize, dinleyicilere çokça selamlar. Müzikle kalın!
Serdar Demir’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Eğer İstersen”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle