Berfin Öztürk… Çoğu insanın sokakta söylediği şarkılarla tanıdığı, aynı zamanda çeşitli sinema ve dizilerde styling alanında da çalışan Öztürk, ilk teklisinden iki yıl sonra alternatif tınılı yeni teklisi “Geçmişin İzleri”ni GTR Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Öztürk ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “Bana Sorma”ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Ortaokul ve lise dönemimde müzik öğretmenlerimin desteği ile müziğe olan yönelimimi keşfedip, müziği bir meditasyon gibi görmeye başladığım bir süreç yaşadım ki hala öyle hissediyorum. Üniversiteye geçtiğimde ise susuz kalmış gibi müziksiz kaldığımı farkedip, arkadaşlarımla beraber Sahne Sanatları Kulübü kurup okuduğumuz okulda bahar şenlikleri düzenleyip o günlerde üniversite okuyan arkadaşlarımıza konserler vermeye başladım. Herkes gibi ben de kendi hayatımı kurabilmek için çalışmak zorunda olduğumdan bir dönem müziksiz yaşadım. O süreçte bir gün işten çıkıp eve giderken sokakta müzik yapan insanlarla tanıştım ve o insanlarla beraber hem çalışıp hem de yıllarca sokakta müzik yaptım. Sokak müzisyenliği yolculuğumda bir sürü yeni insan yeni müzisyen yeni sesler keşfetme fırsatım oldu ve bu süreçte kendi bestelerimi yapabildiğimi ve sözlerini yazabildiğimi farkettim. Hatta “Bana Sorma”yı bestelediğim de dinlettiğim ilk kişi sokak müzisyenliği sürecinden tanıdığım yakın dostum Erhan Engin oldu. Onun güzel desteği ile “Bana Sorma”yı insanlarla buluşturmuştuk.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Bana Sorma”nın oluşum süreci nasıl gelişti? Pik Yapım ve düzenlemeyi üstlenen Selim Çaldıran ile yollarınız nasıl kesişti? Bana Sorma ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Aslında çok neşeli ve çılgın bir karakter olmama rağmen, aynı derece de içe kapanık ve sakin biriyim. Bir şeyi yapabildiğimden emin olmak için onay alma ihtiyacı duyduğum bir dönemimdeyken, “Bana Sorma”yı Erhan’a dinlettiğimde “Ne zaman yapıyoruz bu şarkıyı, çok beğendim” dedi, isteğimin üzerine bir kat daha tutku koydu ve çabasına girmeye başladım. Şarkının demo kaydını aldık ve aranjör arayışındaydık. Bu süreçte ben şarkımın demo kaydını çok sevdiğim halama; Hazal Öztürk’e gönderdim ve o da birine “Bu benim yeğenim!” diyerek dinletti. Buradaki insanların hiç birinin müzikle alakası yoktu fakat, bir kişiden şöyle bir ses gelmiş, “Bu kim hemen numarasını atın, onu biriyle tanıştıracağım!” O süreçte hayatıma Teksin Akbal girdi, hala çok değerli bulduğum Teksin, şarkıyı ve benim diğer dinlediği bestelerimi çok beğendiği için menajerlik teklif etti. Tabii ben de kabul etmiştim. Selim Çaldıran ile Teksin Akbal da uzun yıllardan beri dost olduğu için şarkıyı Selim Çaldıran dinleyince “Çok beğendim, ben yaparım” demiş ve bu şarkıyı böyle ortaya çıkartmış olmuştuk. Söz konusu şarkı ve benim tutkumun yükselişiyle beraber, sinema sektöründe o süreçte çalıştığım değerli yönetmenlerim Erçin Karabulut ve Süleyman Mert Özdemir “Bu şarkının klibini biz çekeceğiz!” diyerek elimden tutmuş, tüm iş arkadaşlarım iyi bir iş çıksın ortaya diye maliyet gözetmeksizin ellerinden geleni yapmıştı. Hepsine herkese tek tek buradan öpücükler ve sevgiler hepsini hala çok seviyorum ve çok ayrı bir yerde tutuyorum. Çünkü insan bir şeye gönül koyduğunda, desteklenirse eğer çevresinden, her şeyi başarabilirmiş gibi hissediyormuş, bunu keşfettim. Haliyle ortaya benim gözümde muhteşem bir iş çıkmış oldu, herkesin sanatını konuşturduğu, etrafımdaki herkesin bir ucundan tuttuğu ilk teklim doğmuş oldu! “Bana Sorma”ya dair çevremin güzel geri dönüşleri haricinde ilk teklim olduğu halde tanımadığım birçok insandan destekleyici mesajlar almaya başladım. Gelen yorumların ortak noktası dinleyen herkesin kendinden bir parça bulması oldu.

Yeni tekliniz “Geçmişin İzleri” şarkısını yorumlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda eserin sahibi Mert Carim, düzenlemeyi Carim ile üstlenen Aydın Bayram ve GTR Müzik ile yollarınız nasıl kesişti? “Geçmişin İzleri” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Bunun hikayesi çok güzeldir benim açımdan, umarım herkese ilham olur. Kendi kendine hem sinema ve dizi setlerinde çalışıp hem de müzik yapan biri olarak çalıştığım setlerden birinde Mert Carim hayatımın yıldız dokunuşunu yaptı, sadece şarkı özelinde değil duruş ve bakış açısı olarak da bir ebeveyn gibi elimden tuttu. Ben babamı 17 yaşımda kaybettiğim için bu babacanlık bana her zaman ilham olacak ve her zaman hatırlayacağım. Müzik yaptığımı öğrenen Mert abim “Abi bana destek olur musun” dediğimde “Gel, benden sana hediye olsun!” diyerek bu şarkıyı hediye etti. O gün mutluluktan ağlamıştım. Çünkü yine biri bana inanmış ve desteklemişti. Hayatıma girdiği ve onun gibi biriyle bu yolda yürüyebiliyor olmaktan onur duyuyorum. Şarkıyı yapıp kayıt sürecine geçtiğimizde Aydın Bayram ve Mert Keçeli ile tanıştım yine Mert Carim sayesinde. Bu güzel iki arkadaşım da ellerinden gelenin en iyisini ortaya koyup böyle muhteşem bir iş çıkardılar, çok saygı duyduğum ve hep çalışmak isteyeceğim iki kişiyi daha Mert abi hayatıma katmış oldu. Şarkı bittikten sonra ise yayınlama sürecinde Mert abi GTR müzik ile konuşup, şarkının oradan çıkmasını sağladı. GTR Müzik ailesi hayatıma girmiş oldu bu süreçte. Herkesin çok tatlı ve özverili olduğu bu şirket ile beraber uzun bir yolumuz varmış gibi hissediyorum! Geçmişin İzleri, hem şarkı hem düzenleme olarak herkes tarafından beğenildi, pek çok tebrik ve mesaj aldım, çoğu kişi şarkıyı dinlerken aşkın her halini hissettiğini söyledi.
Klibi yöneten Murat Can Doğan ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Şöyle ki Murat Can benim çok çok eski bir dostum. Sinema sektörü hayatımdan tanıştığım gözünün inanılmaz olduğunu düşündüğüm bir isim. Ona sadece şarkıyı atıp “Ben klip çekmek istiyorum bu şarkıya!” dedim ve her ince ayrıntısını kendi planladı. Normalde styling yaptığım için klibin kostüm tarafını kendim üstlendim ve geri kalanı onun hayal gücüne bıraktım diyebilirim. Klip hakkında da şarkı ile birlikte güzel geri dönüşler aldım.

Kendi müzik tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
-Bence ben hem geçmiş hem günümüz hissettiğim için alternatif pop yapıyorum diyebilirim.
Geçmişin İzleri’nden sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Şu anda bir akustik seri çalışmaları üzerindeyiz bu sürpriz olacaktı ama artık vakti geldi diye düşünüyorum. Aynı zamanda söz ve bestesini yaptığım üçüncü teklim olacak olan “Şarap Ve Vals” şarkısının aranje kısmındayız. Kendim de dahil tanıdığım ya da tanımadığım herkese ilham olacağını ışık olacağını düşündüğüm yeni şarkılarımla görüşmek üzere!
Berfin Öztürk’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Geçmişin İzleri”ni tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle