Nilhan Gençoğlu… Çocukluğundan beri içinde olan müzik tutkusu, SoundCloud’da paylaştığı yorumları, müzik eğitimleri ve başarılı müzisyenlerle olan ortak çalışmaları ile alternatif tınıların izinden giderek devam ederken, kendi eseri yeni teklisi “Oysa Biz”i Seyhan Müzik / Future Production etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Halen Londra’daki Queen Mary University’de İşletme bölümünde eğitimine devam eden Nilhan ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “Bir Anda”ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda ortak çalışmalar yaptığınız Nunoise, Volkan Uca & Aker ve Mosaique ile yollarınız nasıl kesişti? Bu çalışmalarınızla ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Küçüklüğümden beri sanatın hep içindeydim aslında. 4 yaşımdan beri şarkı söylüyorum. Küçükken aldığım piyano dersleri sonucundaki resitaller ve lisede içinde olduğum müzikal projeleri ve talent showlarda yakaladığım başarılar sahnede olmayı çok sevdiğimi fark ettirmişti aslında bana. Onun dışında oyunculuk ve çizim alanlarına da bir ara yöneldiğim oldu. Lisede söz ve beste yapmaya başladım ben, pop ağırlıklı. Onun dışında elektronik müziğe bir ilgim hep vardı. Hatırlıyorum, bir keresinde ders çalışırken müzik dinliyordum SoundCloud’dan ve dinlediğim parçalardan bir tanesine o an vokal kaydı alıp paylaşmıştım. Prodüktörlerin ilgisini ilk bu şekilde çektim aslında. Nunoise ve Volkan Uca ile tanışmam da buradan kaynaklı. Sonrasında evimdeki odalardan birine küçük bir stüdyo yaptım yoğunluklu olarak vokal kayıtlarımı evde alabilecek şekilde. Aynı zamanda piyano ile parça yorumlamalarıma başlamıştım orada. İlkinde çok beklentimin üstünde tepkiler aldığımı düşünmüştüm çünkü kulaklık ile salonda aldığım ses kayıtlarından oluşan vokallerimdi o SoundCloud’daki parçalar. Henüz 2-3 paylaşım yapmıştım fakat arkadaşlarım mutlaka devam etmem konusunda beni şevklendiriyordu. Daha sonra mini stüdyomda aldığım kayıtlardan Nunoise ve Mosaique projelerini çıkardım. Bu parçalarım ilk söz yazarlığı ve vokal denemelerim, ilk adımlarım bir nevi diyebilirim. Spotify’a ilk parça çıkardığımda lisedeydik ve çevremde bunu yapan ilk ben olduğum için ilgi çekmişti diye düşünüyorum.
Bir Anda’nın oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda CEAUS ile yollarınız nasıl kesişti? Bir Anda ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Bir Anda çok spontane gelişti. Londra’dan dönmüştüm, haftasonu karantinaları zamanında CEAUS ile telefonda konuşuyorduk. Bana yazdığı gitar melodisini dinletmişti. Telefonu kapattık, o an camdan dışarı bakıyordum ve yağmur yağıyordu. Sözlerine o an başladım ve yaklaşık 20-25 dakika içerisinde bitirdim. Parçanın kapak fotoğrafında pencereden yağmuru izleyen bir kedi olması fikrine de buradan sahip oldum. Sonbahar en sevdiğim mevsim bile diyebilirim. CEAUS vokali beğendi ve altyapıyı bitirmeye odaklandık. Ertesi günlerde telefonda konuşarak şu enstrumanı ekleyelim şu melodiyi koyalım derken parça bitti. Parçayı yayınladıktan sonra düşündüğümden çok daha geniş bir kitleden güzel tepkiler aldım. Bir Anda Spotify’da birçok güzel listeye girdi ve aldığım olumlu yorumlar beni daha fazlasını yapmaya itti.

Bununla birlikte CEAUS ile Never Started’ı kaydettiniz. Bu çalışmanın oluşum süreci nasıl gelişti ve nasıl geri dönüşler aldınız? Bu bağlamda remix versiyonunu yapan Ata Öztuna ile yollarınız nasıl kesişti?
-Bir Anda’ya aldığımız olumlu tepkilerden sonra ben bir İngilizce söz denemesi yapmıştım. CEAUS da beğenince kaydını aldık. Kayıt ekipmanlarım evde olduğu için Covid sürecinde evden çıkamadığımız günlerde kayıt almam oldukça kolay oldu. Rikodisco Bir Anda’yı beğenmişti, bunun üzerine Never Started için bir remix yapmak istediler. Ata ile de yollarımız böyle kesişmiş oldu.

En son “Oysa Biz”i dinleyicilerle buluşturdunuz. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi üstlenen Can Deniz Coşkun ile yollarınız nasıl kesişti?
-Oysa Biz sözlerini lisede yazdığım ve bestelediğim bir parça. Bu parça aslında kendimi, isteklerimi, duygularımı, ilişkileri yeni yeni çözmeye başladığım zamanlara, o zamanki çocuksu aklıma hitap ediyor biraz. Parçanın konusu modern bir aşk hikayesi aslında. Gururun bir ilişkideki tarafların gerçek his ve düşüncelerini aktarmasına engel olduğu senaryoları ele alıyor. Sözlerimde de bundan bahsediyorum. Birçok kişinin deneyimlemiş olabileceğine inandığım bir hikaye bu. Masum bir sevgiyi gurur öylesine bir bastırmış ki iki insan şehrin iki ayrı ucuna, biri sağına biri soluna dağılmış. Aynı yerdeler, aynı denizin çevresindeler, fakat çoktan birbirlerine yabancılaşmışlar. Parçayı düzenleyen Can Deniz ile Seyhan Müzik aracılığı ile tanıştım ve kafa yapımız uyuştu. Can Deniz’in düzenlemesi ile parça söz besteye sadık kalarak bambaşka bir versiyona sahip olmuş, benim tarzıma uygun hale gelmiş oldu.

Seyhan Müzik & Future Production ile yollarınız nasıl kesişti?
-Benim yabancı bir parçam var, önümüzdeki aylarda çıkacak. O parça bir tanıdığım vesilesiyle Seyhan Müzik’e ulaşmıştı ve beğenmeleri üzerine görüşmeye gittik. Fakat o sıralar Türkçe bir parça çıkarmak istiyordum ve onlara lisede yazdığım bestelerden Oysa Biz’i dinlettim. Beğenmeleri üzerine beni Can Deniz ile tanıştırdılar.
Oysa Biz ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Oysa Biz benim kendi bestelerimden ilk teklim. Aynı zamanda ilk klip çektiğim parçam. Klip süreci de çekim de çok eğlenceliydi benim için öncelikle. Her şeyden önce farklı ve alışılmışın dışında bir parça ve klip olmasını istemiştim. Bu bir riskti tabii, beğenmeyenler de olacaktı illa. Fakat sonucunda umduğum gibi tarzımı ve istediğim farklılığı anlayan bir kitleye sahip olmuş oldum ve gerçekten çok güzel geri dönüşler aldım. Özellikle parçanın sözleri çok ilgi çekti, bu beni çok sevindirdi çünkü kendi hikayemi paylaştığımda dinleyicilerimle daha derin bir bağ kurabildiğimi fark ettim. Klip ve parça sonrasında güzel teklifler almaya da başladım. Parçada birden fazla tarz ve farklı duygular söz konusu ve bunu ben özellikle istedim. Parçanın tarzını yoğunluklu olarak pop, electropop olarak tanımlayabilirim fakat birkaç tarzdan izler var. Nakarat kısmında mesela trap yoğunluğu var, parça içerisinde house müzik yürüyüşleri ve modern R&B esintileri de mevcut. Parçadaki farklılıklar benim ilişkileri deneyimlerken yaşadığım farklı duyguları yansıtıyor. Klipte bazen donuk ve soğuk, bazen üzgün, bazen hareketliyim ve çocuksuyum diyebilirim mesela. Kombinlerimde de 3 farklı tarz var. Bir tanesi daha cıvıl cıvıl, çiçekli bir tulum içinde. Bir tanesi siyah ve zincirlerin on planda olduğu daha asi ve donuk bi tavra sahip. Sonuncu ise simli bir takım, arkada yıldızlı gökyüzü görselleri var genellikle. O da hayalperest yanıma hitap ediyor, fakat üzgün ve hayal kırıklığı yaşamış, göz yaşları yıldızlar şeklinde akıyor.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Kendi müziğimi duygu ve düşüncelerimin dönemsel yansımaları olarak tanımlayabilirim. Böylece geniş bir tanım yapmak istedim çünkü tek bir tarza sabit kalmak istemiyorum. Yoğunluklu olarak kendi yazdığım ve bestelediğim parçalarımda pop ve modern R&B’ye uyan bir tarzım var diyebilirim. Bu tarzda kendi hikayelerimi daha kolay ve net aktarabiliyorum. Fakat elektronik müziğe vokal yapmayı da çok seviyorum. Yeni türler denemekten, çeşitli vokal kombinasyonları yapmaktan keyif alıyorum. Yapım gereği farklı şeyleri ve risk almayı seven biri olduğumu söyleyebilirim. Hem Türkçe hem İngilizce söz ve vokal yazıyorum.

Bununla birlikte çeşitli şarkıları yorumlayıp YouTube hesabınızda paylaşıyorsunuz. Bu tarz çalışmaları yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve sizce YouTube, yorumlarınızı duyurmada etkili mi?
-Ben ilk Instagram’a koymaya başladım aslında parça yorumlarımı. Londra’daki yurt odamdan çekim yapıp, editleyip paylaşıyordum. Pandeminin ilk zamanları Londra’dan Türkiye’ye döndüğüm süreçte karantinalar başlamıştı. Sürekli evde olunca müzikle ilgilenebilmek ve yorumlamak istediğim parçalara bakabilmek için zaman bulmuştum. Zaten piyanoma ve mikrofonuma da kavuşmuş oldum evime dönünce. Londra’dayken küçük klavyemden çalabiliyordum çünkü, yurt odası olunca yan odalardan şikayet de gelebiliyordu tabii. Evimde piyano başında geçirdiğim zaman artınca çekimlere devam etmeye karar verdim. Güzel tepkiler gelince evimin bir odasına kurduğum küçük stüdyomda bir üst seviyeye taşımak istedim çekimleri. Böylece ses ve video editi konusunda da kendimi geliştiriyordum bir yandan. Parçalara farklı yorumlar yapmanın yaratıcılığımı da geliştirdiğini düşünüyorum. Hitap ettiğim kitle de genişlemiş oldu. Ben Instagram’dan daha rahat ettim çalışmalarımı duyurma konusunda, fakat editi daha güçlü kişiler için YouTube’un etkili olduğunu düşünüyorum.

Oysa Biz’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Kesinlikle. An itibariyle birkaç yıldır üstünde çalıştığım parçalarımı sırayla yayınlamayı düşünüyorum. Şu ara yoğun da çalışıyorum. Yayınlanacak tekli ve collab’lerim (ortak çalışmalarım) olacak. Aynı zamanda Bir Anda’nın klibi geliyor. Bir yandan da ilk albümüme koyacağım parçalarım üstüne çalışmaya başladım. Bir de tüm bunların yanında parça yorumlarıma ara vermek yok tabii. Fakat lokasyonlar ve ekipmanlar kullanma planları var kafamda. Etkinliklerin yapılamadığı bir süreçte ben var olan fikirlerimi dijital ortamdan paylaşabilmeyi diliyorum.
Nilhan’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Oysa Biz”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle