Röportajlar

Yeni teklisi “Sev Yine”yi dinleyicilerle buluşturan Tufan Kayhan ile bir röportaj…

1990’larla birlikte Türkiye’deki müzik endüstrisinin öncü tarzı haline gelen Türkçe Pop, zaman içinde kendi temsilcilerini de bir araya getirirken hem yeni firmalar kuruluyor hem de daha önceki yıllardan beri aktif olan müzik firmaları Türkçe Pop alanına başarılı bir şekilde uyum sağlayabiliyordu. Bu firmalardan birisi olan Erdal Plak, 1990’lardan önce 1987 yapımı Grup Denk (Oya-Bora) albümü “Akvaryum” ile Türkçe Pop’un ilk adımlarından birini atmışken, 1990’ların başında ise bu konudaki öncü yıldızı Tufan Kayhan’ı dinleyicilerle buluşturmuştu. 2000’lere kadar albüm yapmaya devam eden Kayhan, 2004’ten 2017’ye kadar yeni bir albüm yapmamıştı. 2017 yılında “Mahalle” teklisiyle yeniden yola devam eden Kayhan, şimdi ise kendi eseri yeni teklisi “Sev Yine”yi Avrupa Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Kayhan ile Bi’Kuble için yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle yıllar sonra “Mahalle” ile dönüş yapma süreciniz nasıl gelişti? “Mahalle”nin oluşum süreci nasıl gelişti? Kingmusic ve düzenlemeyi üstlenen Emirhan Cengiz ile yollarınız nasıl kesişti? 

-Müziğe başladığım 1992 yılından Mahalle’ye kadar pek çok albüm yayınladım. Aslında ana akım denilen medya sektöründen geldiğim için teklilere pek sıcak bakmadığım dönemlerde albüm yapmama kararı alarak yola devam ederken, mesleki olarak beyin ve ruh rahat durmuyor, sürekli içteki ses besteler yapıp mırıldanıyor, yaptığımız işin en güzel yanı hayal kurup onlara ruh verip gerçekleştirme arzusu, bu sebepten dolayı herhangi bir zaman diliminde noktayı koyamıyor yola devam etmek istiyorsun. Yine böyle bir dönemde sektörün mutfak kısmı dediğim ortamdaki yılların dostluk ve deneyimleriyle tanışık olduğum, sevdiğim çok müzisyen ve ünlü dediğimiz solist arkadaşlarımızla sürekli irtibat halinde olduğum kişilerden olan Emirhan Cengiz de bu dostlarımdan biri. Mahalle şarkısının bestesi bittiğinde aklıma gelen tek isim Emirhan Cengiz’di. “İyi ki de o yapmış!” diyorum hala. Çok güzel bir deneyimdi benim için. Mahalle, sektörün, piyasadaki aklın ve matematiksel işlemin ne kadar büyük bir değişime uğradığını gösterdi. Çok büyük, zor ama bir o kadar öğretici bir süreçti. Dediğim gibi yola devam etmek için güzel bir başlangıç şarkısıydı! Polat Yağcı ile anlaştıktan sonra Poll Production’ın bir kolu olan Kingmusic etiketiyle yayınlandı.

En son “Sev Yine”yi yayınladınız. Şarkının oluşum nasıl gelişti? Avrupa Müzik ve düzenlemeyi üstlenen Gökhan Pars ile yollarınız nasıl kesişti?

-Pandemi döneminde eve kapanınca İstanbul’daki evimden uzaklaşıp Antalya’ya gittim, o kadar güzel bir 8 ay geçirdim ki… Kısaca beyin fırtınaları, kabullenişler ve kendini yeniden keşfetme süreci geçirdim. Sev Yine, bu süreçte çıktı. Gökhan Pars’ın nağmelerine, ses tonuna ve müziğine hayran biri olarak şarkı bittiği gün Gökhan Pars’ı aradım “Sana bir şarkı yolluyorum, bu şarkı sana emanet!” dedim. İlk önce şaşırdı ama çok güzel bir düzenlemeyle şarkıyı onurlandırdı. Hep var olsun! Buradan kendisine saygılarımı sunuyorum. Hep Yine için Avrupa Müzik ile görüştük ve Hep Yine’yi Avrupa Müzik etiketiyle yayınladık.

Sev Yine ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Sev Yine çok taze şu anda ama olması gerektiği gibi yürüyor, şarkının kendi gibi sakin sessiz ağırdan ama bir o kadar da heyecanlı. Duyduklarım ve sosyal medyadaki tepkiler çok güzel. Hatta geçen trafikte şarkımın çalındığını duymak beni çok duygulandırdı. Radyoların henüz çalmaya başlamadığı bir şarkının duyulması çok güzel bir durum, bu da beni mutlu ediyor ama henüz büyük laflar etmek için çok erken, tek bildiğim şarkımın çok güzel olduğu!

Klibi yöneten Deniz Gürsoy & Turhan Doğu ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşumu nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Klibin yönetmenliği Turhan Doğu’ya senaryo ve kreatif bölümü ise Deniz Gürsoy’a ait. Yollarımızın kesişmesi çok eski, dediğim gibi bu sektörde yıllarca ön planda olmasam da, arka planda sürekli aktif haldeyim. Turhan Doğu reklam yönetmeni ve yaptığı işler çok büyük! Mesela en son Kültür ve Turizm Bakanlığı için 10 günlüğüne Türkiye’yi karış karış gezdiğini biliyorum. İşine çok sadık biri. Kamera gözüne ve zihninde var ettiği şeyleri birer birer var etmesi beni çok etkiliyor. Klibi çekmek için 2 ay beklediğimi biliyorum mesela. Çünkü çok yoğun çalışıyor. Derken bir gün beni aradı. Kadroyu tamamladığını ve çekimin beş gün süreceğini söyledi.  Ben de şaşırdım ve ne çekeceğimizi sordum. Gerçekten de iki sahneyi iptal etmemize rağmen beş gün sürdü! Klibin önemli sahnelerinden bir tanesi deniz altında olacaktı fakat deniz fobim olduğu için o sahneleri iptal ettirdim ve çekilmedi. Klibin bitmiş halini izlediğimde klip için önemli bir öge olduğunu anlayıp çok pişman oldum. Kurduğu kadro o kadar değerliydi ki; Soner Erok, Bahadır Ölmez ve klibin renk kısmında Okan Heptaş’ın olması benim için büyük bir şanstı. Klip bittiğinde ağladım. Şarkıma giydirilebilecek en güzel kıyafeti Turhan kesip, dikip giydirmişti. Gelen güzel tepkiler de bunun bir kanıtı.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Aslında müziğimin bir adı yok. Bugün fantezi dediğimiz, 1990’larda poptu. Bugünün popu, 1990’larda alternatif müzikti. Sesin oktavlısı makbuldü. Şimdilerde 1 oktav yeterli. Çünkü müziğin formu değişti değiştirildi. Aslında her an her şeyi yorumlayabilirim. Beni yazın bir hip-hop şarkısıyla görebilirsiniz ya da sevilen bir şarkının yorumuyla, zamana ayak uyduruyorum diyelim kısaca.

Sev Yine’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Şimdiden üç yeni şarkımın hazırlıkları devam ediyor. Okumaları bitti, canlı enstrümanları çalınacak. Şubat ya da daha erken yeni teklilerimi art arda dinleyicilerle buluşturmaya devam edeceğim. Artık beni sık göreceksiniz!

Tufan Kayhan’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Sev Yine”yi tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.