Akademi Türkiye’de yakaladığı birincilikten sonra başarılı sanatçı Bahadır Sağlam’ı “Mavi” albümüyle dinlediğimizde tarihler 2014’ü gösteriyordu. Zaman içinde tekli çalışmaları ile ilerleyen Sağlam, “Herkesler Tanır” teklisiyle birlikte aslında ikinci albümü “Mavi 2”nin de başlangıcını yapmış oldu. 2021 ile birlikte kendi eseri yeni teklisi “Söyleyin Ona”yı kendi oluşumu Ghetto Production Turkey etiketiyle dinleyicilerle buluşturan ve yeni eserlerin üzerinde çalışmaya devam eden Sağlam ile Bi’Kuble için, 7 yılda müziği doğrultusundaki izlenimlerini, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
İlk albümünüz “Mavi” yayınlanalı 7 yıl oldu. Bu 7 yılı kendi çalışmalarınız üzerinden müziksel anlamdaki değişimler bakımından nasıl yorumluyorsunuz?
-Mavi albümü benim ilk albümüm ve müzik piyasasına ilk adımım olduğu için hep özel bir yerde kalacak. O zamanın şarkılarına göre iyi bir sound yakaladığımıza inanıyorum. Dinleyicinin benzer işler dinlemek zorunda bırakıldığı bi dönemde, birbirinden farklı 9 şarkıyla onları selamlamam hoşlarına gitmiş olmalı ki, müzik serüvenimiz hala devam ediyor. Seslendirmeye çalıştığım şarkılarda benzerlikten kaçmayı seviyorum. Kendi bestelerim bile olsa, eğer bir şarkım başka bir şarkıma benzediyse yırtar atarım. Yeni ve daha iyisi olana kadar uğraş vermeyi seviyorum sanırım. Bahsi geçen 7 yıl içinde müzik dinleyicisiyle iyice birbirimizi anlamaya başladığımız için, ne istediklerini ve benden ne duymak istediklerini biliyorum artık. Gelişen ve değişen müzik camiasında zamana ayak uydurmaya çalışırken asıl var oluş kriterlerimi de kaybetmeden üretmeye, üzerine koymaya çalışıyorum. Bu yüzden müziksel anlamdaki değişimlerimi daha profesyonel duygularla yönlendirmeye çalışıyorum.
Bununla birlikte yıllardan beri ağırlıklı olarak düzenlemelerinizi Mert Ağırlar üstleniyor. Kendisi ile ilk olarak yollarınız nasıl kesişti? Yıllardır aynı çalışmayı devam ettirmek size müziğinizde yapmak istedikleriniz bakımından özgür bir alan sağlıyor mu?
-Müzik hayatımda bana inanan ve bana karşılıksız destek veren ilk insandır Mert Ağırlar. Hatta daha abartmak gerekirse, inancımın kaybolduğu ve yorulduğumu hissettiğim her an beni yeniden motive etmiş, ayağa kaldırmayı başarmıştır. Yola beraber çıktığım naif ruhlu samimi bir abimizdir. İnsani duyguları şöyle dursun, çok da yetenekli bir aranjördür. Beraber iş yapmak, benim için her defasında farklı tecrübe ve keyifli anılara ev sahipliği yapmıştır. Abi kardeş ilişkisiyle yürüdüğümüz için ticari hiçbir kaygımız yoktur. Bu yüzden çalışırken birbirimizin fikirlerine saygı duyup, hep doğru olan kararı vermişizdir. İş yaparken özgürlüğümüzü asla kısıtlamayız.
2020 ile birlikte Ghetto Production olarak kendi firmanızı kurdunuz. Ghetto Production’u kurmaya nasıl karar verdiniz?
-Türkiye’de müzik camiası dışardan görüldüğü gibi müthiş değil ne yazık ki. Bunu, camianın içine girdiğinizde, büyük hayal kırıklıklarıyla anlıyorsunuz. Yapımcıların veya müzik şirketlerinin çoğu, üreten sanatçıya destek vermek yerine günü birlik işlerle günü kurtarma planları yapıyorlar. Sanatçıyı düşünen ve “Beraber kazanalım!” diyen yapımcı bir elin parmaklarını geçmez bu ülkede. Bu yüzden yıllarca sanat sömürüsü yaşayan biri oldum. Kazanılan tecrübeler doğrultusunda kendi ekibimizle kendi fırınımızı inşa edip, kendi ekmeğimizi yapma kararı aldık. Sonuçta üreten kısımda biz vardık, onlar yoktu! Ghetto Production Turkey böyle kuruldu. Kendi firmamızdan kendi şarkılarımızı çıkartabildiğimiz için çok mutluyuz. Artık daha özgürüz ve gerçek sanat özgürlükle başlar…
Ayrıca, 2020 içinde yayınladığınız ilk çalışma “Herkesler Tanır” ile “Mavi 2” albümünün ilk çıkışını yapmış oldunuz. Yıllar sonra yeniden bir albüm yapmayı düşündüğünüzde yeniden “Mavi”yi devam ettirme fikri nasıl gelişti?
-Mavi albümü için ilk oturduğumuz gün hala hafızamda. Yüzlerce şarkı arasından sadece 9 şarkıyı seçmek bizim için çok zor olmuştu. Mert Ağırlar hangi şarkıyı dinlese, “Bunu da koymalıyız, bunu da yapmalıyız!” demişti. Gönül isterdi hepsini koyup 200 küsür şarkılık bir albüm yapalım ama bu imkansızdı! (gülüyor) Ekonomik gücümüz en fazla 8 şarkıya yetebilirdi. Öyle ki, 9. Şarkıyı bile, Beşiktaş-Fenerbahçe maçının iddaa kazancıyla hazırladık! (gülüyor) Hal böyle olunca içimizde kaldı diğer tüm şarkılar. Mavi ismiyle başlayan serüven, bu isimle devam etmeliydi… “Mavi 2” fikri de böyle doğdu…
Bununla birlikte 2000’ler klasiği “Sana Bir Şey Olmasın”ı yeniden seslendirdiniz. Bu şarkıyı yeniden yorumlama fikri nasıl gelişti ve nasıl geri dönüşler aldınız?
-Sevgili Cengiz Erinç, 90’lar furyasında şarkılarıyla adından söz ettirmiş, birçok sanatçıya beste vermiş bir müzisyen abimiz. Uzun yıllardır da tanışıyoruz kendisiyle. Dinleyiciler kendi bestelerim harici bir cover şarkı yapmam için sürekli talepte bulunuyorlardı. Onları kırmak veya bu isteklerini görmezden gelmek olmazdı. Bu vesile ile cover şarkı yapmaya karar verdik ama, yapacağımız şarkı daha önce hiç kimsenin denemeye cesaret edemediği, ses aralığı geniş bir eser olmalıydı. Aksi halde şarkının üzerine bir şey koyamazdık. Sıradan bir cover şarkı olur çıkardı. İşte orda Cengiz abi devreye girdi. “Bu şarkı; kadın sesi aralığı için yazılmış bir eser. Bu yüzden şimdiye kadar hiç bir erkek okuma cesaretinde bulunamadı!” dedi. “Ben okumak istiyorum!” dedim. “Sana bir şey olmasın” diye espri yaptı! (gülüyor) Kendi bestelerim harici ilk kez bir cover şarkı seslendirdim… Cengiz Erinç’e bu desteğinden dolayı teşekkür ediyorum.
Yeni yıl ile birlikte “Söyleyin Ona”yı dinleyicilerle buluşturdunuz. Şarkının oluşum süreci nasıl gelişti?
-2020 hepimiz için kötü anılar biriktirdiğimiz ve yorulduğumuz bir yıl oldu. Özellikle pandemi sürecinde eve kapanmamız, kendi iç dünyamızla yüzleşmemiz hepimiz için olumlu veya olumsuz sonuçlar doğurdu. Bu zaman zarfını olabildiğince verimli geçirmeye çalıştım. “Söyleyin O’na” şarkısı bu süreçte çıktı. Ekiple beraber ilk gitar kaydını dinlediğimizde bu şarkının “Mavi 2” de yer almasına karar verdik. 2 aylık bir çalışma sonrası güzel bir iş çıktığına inanıyoruz. Aranje kısmında yine Mert Ağırlar var. Klip yönetmenliğini ise Kubilay Birkan Çapur ve ben beraber yaptık. Atatürk’ün bizzat kendisinin 1937’de açtığı Sümerbank Basma Fabrikasında tamamladık çekimlerimizi. Yetmedi bir de kalkıp Kıbrıs Lefke’ye gidip çektik. Dinleyiciye iyi bir iş sunduğumuzu düşünüyoruz.
“Söyleyin Ona” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Şarkı beklediğimizden de çok sevildi. Dijital mecraların hemen hemen hepsinde trendlere girdi. Kısa bir sürede milyon dinlenmeye ulaştı. Aldığımız geri dönüşler çok güzel, hatta bu tarzda devam etmemizi bile isteyenler oldu. Ama benzer işler yapmaktan çekinen biri olduğum için farklı şeyler yapmaya devam edeceğim. Tüm dinleyenlere çok teşekkür ediyorum. Verdikleri destek ve yol arkadaşlıkları, paha biçilemez…
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Yaptığım müziği bir kalıba sokmayı sevmiyorum. Duygu işi bu… Dinleyenlerle aramda çok sağlam bir bağ oluşuyor ve bu bağ bir kalıba girmediğim için var. Herkes kendinden bir şeyler buluyor. Herkes kendine bir pay çıkartıyor. Mühim olan da bu değil mi? Ucundan, kıyısından dokunabiliyorsam yaşanmışlıklara, ne mutlu…
“Söyleyin Ona”dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı? Bu bağlamda “Mavi 2” ne zaman tamamlanacak?
-Yazmaya, çizmeye, üretmeye devam… Sırada “Mavi 2”nin 4. Klip şarkısı var. 6 şarkılık bu serüveni tamamladıktan sonra, 10 şarkılık akustik bir albüm çıkartmayı düşünüyoruz. Şarkıları seçtik, kayıtlara başlayacağız yakın zamanda. İsmi de hazır… “Mavi 3”! (gülüyor)
Bahadır Sağlam’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Söyleyin Ona”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle