Röportajlar

Yeni teklisi “Yok Ben Diye Biri”yi dinleyicilerle buluşturan Buse Özde ile bir röportaj…

Profesyonel müzik kariyerinde iki yılı geride bırakan; önceleri internette yorumladığı şarkılar ve sahne performanslarıyla dikkat çekerken ilk teklisi “Bal” ile dinleyicilerin beğenisini kazanan Buse Özde, zaman içinde bu beğeniyi korudu. En son “Yok Ben Diye Biri”yi DMC etiketiyle dinleyicilerle buluşturan Özde ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “Bal”a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

-Bal; yani ilk göz bebeğim çıkmadan önce sürekli cover şarkılar kaydettim, kendimce onlara videolar çekip öte yandan da sahne aldım. Aslında bir bebeğin yürümeyi öğrenmesi gibi ben de müziği deneyerek öğrendim ve buna devam ediyorum. Sosyal medya üzerinden yüklediğimiz cover videoları güzel geri dönüşler sağlardı ve bu sayede sektöre hizmet veren pek çok değerli aranjör müzisyen ve solist arkadaşlarımı tanıma fırsatım oldu. Hatta şanslıysam içlerinden bazılarıyla çalışmalar düzenledik. Back vokallikler, büyük konser deneyimleri, festivaller vs. derken şarkı yazabilmek ve beste yapabilmek yeteneklerini kendi sanatıma kattığımı düşündüğüm anlardan beri elimden gelen emeğimi ortaya koyup profesyonel işler çıkarmaya devam ediyorum. Söylemeden edemeyeceğim kadar önemli bir yerde “Bal” teklimiz, geliri sokak hayvanlarına bağışlanıyor ve bende yeri çok sevimli.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda sözlerini yazdığınız “Bal”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Beste ve düzenlemeyi üstlenen Berk İşgören ile yollarınız nasıl kesişti? Bal ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Bir eser yayınlamak karar vererek ortaya çıkan bir mesele değildir bana göre. Bu zaten kararındır; uygun zaman ve kişileri bulmakta zorlanırsın, bir gün bulursun süreç hep bu döngü ile ilerler. “Çıkarsam mı?” gibi bir cümleyi kendilerine Yüksek sesle bile söylediklerini düşünmüyorum değerli sanatçı arkadaşlarımın da! Berk benim için sektördeki mirasım, çok değerli bir abim, arkadaşım, dostum, öğretmenim her şeyim kısacası. Bugün ben bugünki Buse Özde isem bunun sebebi Berk İşgören gibi bir mirasla çok önce tanışmamdır. Biz Edirne’de sahne yaparken tanıştık kendisiyle ve yıllardır süre gelen hem müzik birliğimiz hem de akıl almaz bir dostluğumuz var… Bal’ı ben uykusuzluktan ölmek üzereyken sevgili Berk İşgören ile birlikte yazdık. O dönemlerde Bal gibi şarkılar rövanştaydı ve seviliyordu, Bal da keza çok sevildi, ilk haftadan güzel bir dinlenme aldı reklamsız şekilde sevilerek dinlendi. Bal şarkısı özellikle TikTok tarafında çok sevildi, sözleri çok kolay ve anlaşılır olduğu için küçükten büyüğe herkesin ağzına takıldı. Hala şarkıyı okumak, yeniden seslendirmek isteyen sanatçılar veya yapımcılar oluyor. 

Ardından sırayla iki tekli yayınladınız, Oğulcan Nihat ile ortak besteniz “Gel Diyemem ve İşgören ile ortak eseriniz “Ruhumu Sar”… Bu iki tekliyle ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-“Gel Diyemem” ve “Ruhumu Sar”da aynı ölçüde sevildi. Ruhumu Sar şarkımın ilk çıktığı gün böyle bir telefon almıştım. Sevdiğim bir arkadaşım yurt dışına gittiğinde beni görüntülü aramıştı “Burada senin Ruhumu Sar, Bal gibi şarkılarını bilen dinleyen insanlar çıktı!” diye!

Yeni tekliniz İşgören & Cihan Ege eseri, İşgören düzenlemesi “Yok Ben Diye Biri”yi seslendirmeye nasıl karar verdiniz?

-İçimdeki pop sevdasını hiç susturmadım. “Yok Ben Diye Biri” de öyle bir şarkı!

DMC ile yollarınız nasıl kesişti?

-DMC ile yollarım sevgili dostum Kaan sayesinde kesişti. Kendisi bana “Sihirli değnek mi bekliyorsun, şirketlere ulaşmak zorundasın!” diye baskı yaptığı an DMC ile tanışıyordum artık! Yapım gereği birinin sahip olduğu imkanlar için istekte bulunamam, bunu tüm çevrem bilir bu, sebeple tanışmamız biraz geç oldu. Elimizde güçlü bestelerimizi ve sesimizi görünce sevgili Delvin (Doğrular) hanımın büyük emeğiyle birlikte sayın Samsun Demir bana hayalini kurmadığım bir yardımda bulundu. Kesinlikte süreçte baştan sona yanımda olan ve bana, eserime destek olan hiçbir ismi yok sayamam, hepsinin yüreğine ve emeğine sağlık!

Yok Ben Diye Biri ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Bundan önceki duygusal şarkılarımda mutlaka bir eleştiri duyardım, o şarkıları öyle istediğim için yaptım tabii ki. Ama “Yok Ben Diye Biri“ ile alakalı bir tane bile kötü yorum ya da olumsuz bir cümle bile duymadım bu güne kadar. Her geri dönüşüm beni havalara uçuracak kadar güzel ve temiz düşüncelerden oluşuyor diyebilirim!

Son iki teklidir kliplerinizi İzzet Güneş yönetiyor. İzzet Güneş ile yollarınız nasıl kesişti? Bu doğrultuda Yok Ben Diye Biri’nin klibinin oluşum süreci nasıl gelişti ve klibiniz ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Sevgili İzzet de sektörde tanıdığıma şanslı hissettiğim bir güzel dostumdur. Mükemmel bir iş insanıdır, işini her zaman korur, kollar ve ayrı kefelere koyar. Önceliği iştir, çoğu yönetmen gibi para değil! Muazzam bir dostluğu vardır, çok severim kendisini.

Klibin hikayesi ve kostümlerimi ayarlayıp sevgili İzzet Güneş’e ilettim beğendi ve revizelerini yaptı. 15 saat süren çabalar sonucunda klibimizi çekmiştik herkes ekipçe savaştı diyebilirim. Kostüm azizliği yüzünden dans kısmını kesmek zorunda kalsak da, finale bakıldığında klibim de çok beğenildi, ben o konuda da çok mutluyum.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Denemekten ve savaşmaktan hiç bakmadığım çiçeklerle donatılmış masal yolum müzik, o çiçeklerin üzerindeki dikenler kibirli insanlar ve ben onlardan kurtulmasını çok iyi bilirim! (gülüyor) Bu masal gibi yolumda bana yoldaş olanlara tekrar buradan da teşekkür ederim!

Yok Ben Diye Biri’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Tabii ki var, 5 tane hazırlık aşamasında olan şarkımız var. O zaman diyorum ki “Sıradaki?” (gülüyor)

Buse Özde’ye bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Yok Ben Diye Biri”ni tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.