Müzik

2000’lerin bize kazandırdığı başarılı müzisyenin özlediğimiz dünyası : Aslı Gökyokuş – Dünya…

Aslı Gökyokuş, 2000’ler denince akla gelen ilk isimlerden biri oldu ve o dönemde gençliğini yaşayan çoğu insanın hatıralarında yer etmesi dışında şarkı söylemeye ilgili çoğu dinleyici de onun kendine özgü tınılarından yer yer beslendi. Art arda başarılı albümler, müzik endüstrisinin de tekliler üzerinden gitmeye başlamasıyla birlikte yerini teklilere bıraktıysa da Gökyokuş, teklilerinin yanı sıra yeni bir albümle dönmeye hazırlanıyordu : Dünya…

Arpej Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşan ve Aslı Gökyokuş ile Alen Konakoğlu’nun prodüktörlüğünü üstlendiği albümde kalabalık bir müzisyen kadrosu Gökyokuş’a eşlik ediyor.

Albüm, albüme ismini veren ‘Dünya’ eseri ile açılıyor. Erdal Yıldırım’ın sözlerini yazıp Gökyokuş ile bestelediği eserin düzenlemesi ise Alen Konakoğlu, Gökhan Büyükkara ve Selim Öztunç ortak imzasını taşıyor. Büyükkara ve Öztunç’un elektrolarının ön planda başladığı eserde Vahagn Stepanyan’ın klavyesi de esere güzel bir renk katıyor. Alp Ersönmez’in bası ve Alen Konakoğlu’nun davulu da eseri güçlendiriyor. Orta kısımda İstanbul Strings’in yaylıları enstrümanlar ile dengeleniyor. Gökyokuş’un çift ses vokali de başarılı, Aslı sevenlerin bekleyişine değen bir şarkı olarak akıllarda kalacaktır. Ardından, bir Gökyokuş eseri ‘Seher’ geliyor. Konakoğlu & Büyükkara ortak düzenlemesi olan ve Konakoğlu’nun davuluyla perküsyonlarının canlılık kattığı eserde Büyükkara’nın elektrosu öne çıkıyor ve akılda kalıcı gitar riffleri ile eserin duygulu yapısını destekliyor. Ersönmez’in bası da eseri tamamlıyor. Eser, sözlerindeki Gökyokuş’a özgü lirik yapıyla da dikkat çekiyor. 

Albüm, bir Selim Öztunç bestesi olan ‘Kara Orman’ ile devam ediyor. Öztunç & Konakoğlu ortak düzenlemesi olan ve Öztunç’un akustik gitarıyla başlayan eserde Ali Yılmaz’ın sazı ön plana çıkıyor ve Konakoğlu’nun davulu, Onur Nar’ın bendiri ile dengeleniyor. Gökyokuş’un geri vokalleri başarılı. Bir türkü havasında olan eser, bu bağlamda da sevilen eserlerden biri olacaktır. Sırada bir diğer Yıldırım & Gökyokuş çalışması ‘Anneler Affetmez Sizi’ bu sefer Konakoğlu & Büyükkara ortak düzenlemesi olan ve Büyükkara’nın elektrosuyla sakin bir tınıda başlayan eserde Konakoğlu’nun davul atakları yer yer öne çıkıyor ve Ersönmez’in basıyla dengeleniyor. Büyükkara’nın elektrosu yer yer 70’ler tınıları katıyor. Çift ses vokal de eserin duygulu yapısını destekliyor ve orta kısımda dahil olan Timur Atasever’in çellosu da eseri güçlendiriyor. Stepanyan’ın klavyesi de altyapıyı tamamlıyor. Eser, sözlerindeki liriklikle ve verdiği mesajlarla da dinlenmesi gereken bir çalışma.

Sırada, Gökyokuş & Yıldırım eseri, Konakoğlu & Büyükkara düzenlemesi ‘Ütopya’ var. Ozan Doğan Ariz’in elektrosunun Büyükkara’nın elektrosuyla dengelendiği ve albümü bir tık hareketlendiren eserde İstanbul Strings’in yaylıları da eseri güçlendiriyor. Ersönmez’in bası, Konakoğlu’nın davulu ile birlikte yer yer öne çıkıyor. Büyükkara, akustik gitarıyla da eseri destekliyor. Uzun vadede bir Aslı klasiği olabilecek bir şarkı. Ardından bir Gökyokuş eseri, Öztunç & Konakoğlu düzenlemesi ‘Durulur’ geliyor. Öztunç’un akustik gitarıyla, akustik bir tınıda başlayan eserde Büyükkara’nın elektro geçişleri yer yer öne çıkıyor. Konakoğlu’nun davulu ve Ersönmez’in gitarı, eserin akustik yapısını sakin tınılar ile destekliyor ve Gökyokuş da kendine özgü vokaliyle eseri başka bir boyuta getiriyor. Son kısımda Büyükkara’nın elektro solosu öne çıkıyor ve sert tınılarıyla eseri güçlendiriyor.

Albüm, sözleri Gökyokuş’a, müziği ve düzenlemesi Konakoğlu’na ait ‘Yanmaya Hazırım’ ile devam ediyor. Davul-bas uyumunun devam ettiği hareketli eserde Öztunç ve Büyükkara’nın elektroları da aynı uyumla öne çıkarak akılda kalıcı gitar rifflerine imza atıyorlar. Piyano eşliği de altyapıyı tamamlıyor. Son kısımda elektro sololar başarılı ve klavye eşliği de esere güzel bir tını katıyor. Geri vokaller de son kısımda öne çıkıyor. Sırada, bir Yıldırım eseri ve Konakoğlu düzenlemesi ‘Bilmem’ var. Cenk Erdoğan’ın perdesiz elektrosuyla başlayan -ve onun kendine özgü tınılarıyla da dinleyicileri gülümsetecek- eserde Büyükkara’nın elektrosu da yer yer öne çıkıyor ve Konakoğlu’nun davulu ve Ersönmez’in basıyla dengeleniyor. Atasever’in çellosu da eserin duygulu yapısını çift ses vokal ile destekliyor. Stepanyan’ın klavyesi de altyapıyı tamamlıyor. Özellikle Erdoğan’ın solosuyla akılda kalacak bir eser. Son kısımda Erdoğan’ın solosu ile Stepanyan’ın soloları öne çıkıyor. 

Sırada, Gökyokuş eseri, Konakoğlu & Büyükkara düzenlemesi ‘Yaz’ ile devam ediyor. Gökyokuş’un kızı Yaz’a ithaf ettiği, Stepanyan’ın klavyesi ve Büyükkara’nın gitarının uyumuyla başlayan eserde Ersönmez’in bası da yer yer öne çıkarken, Konakoğlu davulu ile nakarat kısmında İstanbul Strings’in yaylıları ile birlikte öne çıkıyor. Çift ses vokal de eserin duygulu yapısını destekliyor. Elektronik eklemeler de başarılı. Yaz da eserde vokaliyle yer alıyor ve esere güzel bir naiflik katıyor. Son kısımda Gökyokuş’un vokalleri başarılı. Ardından bir Gökyokuş & Konakoğlu çalışması-düzenlemesi ‘Kanatlarımla Dünyayı Sarsam’ var. Klavye girişi ve elektronik eklemeler ile albümdeki eserlerden farklı bir tınıya sahip olan eserde Konakoğlu’nun davulu da bu hareketli yapıyı destekliyor. Öztunç’un elektrosu da Ersönmez’in basıyla birlikte aynı uyumu Gökyokuş’un geri vokalleriyle birlikte sürdürüyor. Son kısımdaki klavye solo başarılı ve Öztunç’un elektrosuyla birlikte güzel bir finale imza atıyor.

Sıradaki eser ise albümün en özel buluşmalarından biri, Nev ile Ferman Akgül’ün de yer aldığı, Yıldırım eseri, Öztunç & Konakoğlu düzenlemesi ‘Mış Gibi’ Öztunç’un akustik gitarıyla başlayan eserde Ersönmez’in bası öne çıkıyor ve Konakoğlu’nun davulu da Onur Nar’ın cajonu ile birlikte bu akustik havayı destekliyor. Büyükkara’nın elektrosu da yer yer öne çıkıyor. Nev de Akgül de esere kendilerine özgü yorumlarıyla farklı bir ruh katarken nakarat kısmında uyumlu bir vokal birlikteliğine imza atıyor. Orta kısımda Derya Türkan’ın kemençe solosu başarılı. Öztunç da klavyeleriyle eseri tamamlıyor. Akordeon eşliği de başarılı. Bir nevi ‘devlerin buluşması’ olan eser, albümden sevilecek eserler arasında olacaktır. (Albüm kartonetinde Gökyokuş’un anlattığı üzere eser, Yıldırım’a bir doğum günü hediyesi olarak 2016’da aynı ekibe Göksel’in de katıldığı bir kadro ile seslendirildiyse de bu versiyonda Göksel yer alamıyor.)

Albümün son kısmı ise, Gökyokuş’un 2000’lerin klasikleri arasına yerleşen ilk iki albümü ‘Neresindeyim’ ve ‘Su Gibi’den seçtiği eserlerin yeni versiyonlarından oluşuyor.

Sırada, ‘Neresindeyim’den art arda üç şarkı geliyor, (Burada, 2000 yılında bu eserleri düzenleyen Serkan Çeliköz’ün de kartonette anılması güzel bir vefa örneği.) İlk önce ‘Sessizce’ Gökyokuş’un Ümit Özdemir ile bestelediği eserin düzenlemesi Konakoğlu & Öztunç ve Büyükkara imzası taşıyor. Ozan Öner’in bası ve piyano ile başlayan eserde Büyükkara’nın elektrosu da Ozan Doğan Ariz’in akustik gitarıyla uyumlu olarak ilerliyor. Orta kısımda klavye solo başarılı. Mert Alkaya da davuluyla eseri tamamlıyor. Eserin ilk bildiğimiz daha akustik ve alaturka kemanların hakim olduğu versiyonundan farklı olarak daha Rock bir tını taşıyan bir yeniden yorumlama. Ardından ‘Ölüm Kapımı Çalmasa Da’ geliyor ve Gökyokuş’un eserinin düzenlemesi de yine üç müzisyenin imzasını taşıyor.  Öztunç’un akustik gitarının ön planda başladığı eserde Büyükkara’nın elektro fon ve Konakoğlu’nun davulu uyumlu bir birliktelikle ilerliyor ve ilk versiyona göre daha yavaş, daha sert elektro tınılarıyla ve Ersönmez’in basının da bu yönde ilerlemesiyle güçleniyor. Gökyokuş ise yıllar içindeki tecrübeleriyle gelişen güçlü vokali ile eseri daha başka bir ruhla seslendiriyor.

Son olarak Gökyokuş’un sözlerini yazdığı Çeliköz bestesi ‘Keşf’i Alem’ Konakoğlu düzenlemesi ile yer alıyor. Ariz’in elektrosunun önde olduğu ve Ersönmez’in basının da yer yer öne çıkıp Konakoğlu’nun sert tınılarıyla birleştiği eserde yine vokal olarak yıllar içinde daha da geliştiği duyulabiliyor. 

Son iki eser ise, Gökyokuş’un 2004 yapımı ikinci albümü ’Su Gibi’den iki sevilen eser. İlk olarak, albüme adını veren ’Su Gibi’ (o dönem, Gökyokuş’un sözlerini yazıp birlikte bestelediği Ozan Öner ve Ali Karabekir düzenlemesiyle yer almıştı) Konakoğlu düzenlemesi ile yer alıyor. Konakoğlu’nun davulun yanında basıyla da yer aldığı ve yer yer öne çıktığı eserde Öztunç’un elektrosu da eseri güçlendiriyor. İlk versiyondaki klavye ağırlıklı düzenlemeden ziyade daha rock tınılar ve Aslı’nın rock vokaliyle dengelenen eserin bu versiyonu, eserle büyüyen kitleden de tam not alacaktır. Son eser ise gerçek bir Gökyokuş klasiği: ‘Tüm Şehir Ağladı’ Konakoğlu & Büyükkara ortak düzenlemesi olan ve Ertan Tekin’in duduk eşliğinin önde başladığı; ve eserin duygulu yapısına candan bir katkı sağladığı eserde akustik gitarda Ariz ve elektroda Büyükkara’nın dengeli uyumuna Öner’in bası da katılıyor ve bu sefer davulda Ozan Alkaya var; Alkaya da Stepanyan’ın klavyesiyle birlikte eserin altyapısını tamamlıyor. 

Bülent Erkmen imzalı albüm tasarımı da dikkat çekecektir.

Aslı Gökyokuş, hem kendisini özleyen dinleyicilere müziksel dünyasından kendi besteleri ve kendi yorumuna uyan yeni eserlerlerle, hem de halen dinlenen eserlerinden bir seçkiyle, beğeniyle dinlenecek bir albümü armağan ediyor.