Röportajlar

Bağımsız Sahne #34 : İlk solo teklisi “Yaşın Kalır”ı dinleyicilerle buluşturan Di*La Pulatsü ile bir röportaj…

Bağımsız Sahne köşesinin otuz dördüncü konuğu, çoğu dinleyicinin Buğrahan Çayır ile düet yaptığı ilk teklisi “Uzakta Olsan Da” ile ve sahne performanslarıyla tanıdığı, kendi eseri ilk solo teklisi “Yaşın Kalır”ı dinleyicilerle buluşturan Di*La Pulatsü… Aynı zamanda müziğin eğitiminden gelen Pulatsü ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Yaşın Kalır’a kadar olan müzik yolculuğunda neler yaptın? Bu bağlamda konservatuvar eğitimin sana müziksel anlamda neler kattı? 

-Müziğe olan ilgim ve yeteneğim olduğunun keşfedilmesi tam olarak ben 3 yaşımdayken gerçekleşti. Duyduğum şarkılara pek de anlamı olmayan sözler yazıp melodik bir şekilde söylüyormuşum ama bir kursa falan yönlendirilmemişim. İlkokulda gitar kursuna yazıldım ve öğretmenim, müzik kulağımın olduğunu fark ederek beni konservatuvar sınavlarına hazırladı. Obua bölümüne seçildim. İlkokul 5’de yarı zamanlı girdim ve orta sonda hocamın isteği ile tam zamanlı olarak İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na girdim. Orta son’dan lise son’a kadar okudum ve ara verdim 1 sene kadar. Bu arada Berlin Filarmoni Orkestrası’nda solist oboistlik yapan Hansjörg Schellenberger ile Urla Müzik Akademisi’nde sertifikalı olarak çalışma fırsatı yakaladım. Verdiğim aradan sonra tekrardan İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na girdim ve üniversite 2. sınıfa kadar okuyup bıraktım. Tekrardan üniversite sınavlarına hazırlandım ve Bilgi Üniversitesi’nde Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi bölümünü kazandım. Hala devam ediyorum. Bu süreçte uzun bir ara verdim müziğe ve 2017-2018 senesi iki sene üst üste Bodrum Gümüşlük’teki Caz Kampı’na katıldım. İstanbul’da Ece Göksu ile caz vokal çalıştım. 1 sene sonra ise “Grey” isimli cover yapan bir grupla tanıştım ve 1 sene grubun ikinci vokalisti olarak rock ve pop rock şarkılar söyledim. Konservatuvar armoni bilgisi, solfej ve enstrümanist olarak müziksel anlamda çok bilgi katmıştır. 

Bir tekli kaydetmeye nasıl karar verdin ve bu bağlamda “Yaşın Kalır”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Prodüksiyon ve düzenlemeni üstlenen Umut Oymak ile yolun nasıl kesişti?

-İkimizin de zaten müzik ortamından ötürü çok fazla tanıdık arkadaşı var. Birbirimizi biliyorduk. Bir konser çıkışında tanıştık ve aradan zaman geçtikten sonra konuşmaya başladık. Kendimi en iyi ifade edebilme biçimimin şarkılar söylemek olduğunu düşündüm her zaman. Böyle bir durum söz konusuyken şarkıların da kendime ait olması gerektiğine inancım her zaman vardı ve artık bunu gerçekleştirmenin zamanının geldiğini düşünüp konuyu Umut ile paylaştığımda, şarkılarımızı büyük bir istekle ve keyifle hazırlamaya başladık. Onun bu konuda bana olan desteği her zaman çok değerli. 

”Yaşın Kalır” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldın?

-Bizi tatmin etti diyebilirim. Çok değerli isimlerden çok önemli geri dönüşler aldık. Yalnızca “Yaşın Kalır” özelinde değil, diğer şarkılarımızda da neler yapmamız gerektiği konusunda bize yol gösterdiler. Onlara da buradan tekrar teşekkürlerimi sunuyorum.

Kendi müziğini nasıl tanımlarsın?

-Şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki ben “rock müzik” yapıyorum. Henüz küçük yaşlardan itibaren bir çok tarz müzik dinleyerek büyüdüm. 10’lu yaşlardayken klasik müzik eğitimine başladım. Evde babamın caz ve klasik müzik koleksiyonuyla güne uyandım, yine onları dinleyerek günü tamamladım fakat hiç bir zaman rock müzikte olduğu gibi kendimi tam anlamıyla başka bir tarzda ifade edemedim. 

Bununla birlikte Buğrahan Çayır ile ortak bir tekli yayınladın “Uzakta Olsan Da”… Çayır ve GTR Müzik yolun nasıl kesişti ve nasıl geri dönüşler aldınız?

-Buğrahan Çayır ile bahsetmiş olduğum “Grey” grubunda beraber çalıştık ve saatlerce çalışmamızın ardından çok güzel bir dostluk oluştu ve söz müziği kendisine ait olan “Uzakta Olsan Da” şarkısını beraber söylemeyi teklif etti, ben de severek kabul ettim. Buğrahan, GTR Müzik sanatçısı olduğu için de şarkı GTR’den çıktı. Kısa zamanda çok sevildi. İnsanlardan epey talepler geldi. Çok dinlenen bir şarkı oldu.  

Bununla birlikte teklini bağımsız olarak yayınladın. Bu bağlamda bu durum sana özgür bir alan sağlıyor mu?

-Öncelikle şu algıyı kırmak isterim, “plak şirketleri sanatçılarına bir şeyler dayatır” algısı kulaktan kulağa yayılmış bir söylem. Durumun böyle olduğunu düşünmediğimi söylemek isterim. Şu an da Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi eğitimi alan biri olarak söylemeliyim ki diğer şarkıcılardan farklı olarak şarkıların öncesinde ki ‘pre-prodüksiyon’a hakim olduğum kadar, şarkıların yayımlandıktan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiğinde eğitimini alıyorum ve post prodüksiyonuna da hakim olmaya çalışıyorum, bu aldığım eğitimler doğrultusun da yalnızca kendim olarak değil bir markanın yüzü olduğumun bilincinde olarak yaklaşıyorum işime. “Şarkılarımın hangi mecralarda çalması daha uygun olur?” “Hangi dinleyici kitlesine daha iyi hitap edebilirim?” gibi sorularının yanıtlarını büyük oranda tahmin edip buna göre bir strateji belirleyip bunu uygulamak, bu işin en az şarkılar yazmak, şarkılar söylemek kadar keyif aldığım bir konu. Elbette ki özgürlük söz konusu, ancak sorumluluğu başkalarına vermeden her şeyi sırtlamak oldukça yorucu, ancak karşılığında gelecek olan başarının tadı daha lezzetli olduğunu söylemek mümkün.

Müziğini bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmanın sence bir müzik firması aracılığıyla buluşturmak arasındaki farkı nedir? Artıları, eksileri nelerdir?

-Her şey size bakıyor. Bunun sorumluluğu ve yükü oldukça fazla. Tüm PR, marketing, sosyal medya kontrolü sizin bu alanda çalıştığınız kadar ilerliyor. Tek başınıza bir anda yarattığınız ismin her konuda çalışanı oluveriyorsunuz ve bir yandan da bunları yaparken şarkılar yazmaya, kayıt edip güzel sesler çıkartmaya devam etmeniz gerekiyor. Dışarıdan bakıldığında oldukça meşakkatli fakat üstesinden gelebileceğime inanmasaydım bu yola başvurmazdım. “Artılar-eksiler” şeklinde değerlendirmekten kaçınıyorum aslında. Seçtiğiniz yolu öncesinden nasıl kurguladığınız ile ilgilidir bence. Tabii ki de asla planlandığı gibi gitmez hiç bir şey! (gülüyor)

Yaşın Kalır’dan sonra yapmayı düşündüğün çalışmalar var mı? 

-Tabi ki var, olmaz olur mu? Bundan sonra dur durak bilmeden devam edeceğiz, hatta 8 Ocak’da “Dur Biraz” isimli şarkım çıkıyor. 2 ya da 3 ayda bir tekli yayınlamaya özen göstereceğim.

Di*La Pulatsü’ye bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Yaşın Kalır”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.