Röportajlar

Bağımsız Sahne #35 : İlk teklisi “Bu Benim Mücadelem”i dinleyicilerle buluşturan ATAKANERGİN ile bir röportaj…

Bağımsız Sahne köşesinin otuz beşinci konuğu, çoğu dinleyicinin Tablo grubu ve çeşitli sanatçı ve grupların arkasında gitarıyla tanıdığı, kendi eseri ilk teklisi “Bu Benim Mücadelem”i dinleyicilerle buluşturan ATAKANERGİN… Kendisi ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Bu Benim Mücadelem’e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

İlk olarak 14 yaşında bir konsol oyununda davul çalmayı sevdiğimi fark ettim. Kendimce amatör bir şekilde davul çalmaya başladıktan kısa bir süre sonra gitara merak sardım. Lise yıllarımda bir grup kurdum ve bu grupla çeşitli etkinliklerinde ve liseler arası yarışmalarda sahne aldım. Gruptan ayrı olarak bazen de sokakta çaldım. Üniversiteye hazırlık sürecinde müzikten 2 sene kadar ayrı kaldım. Üniversite yıllarımın başlamasıyla beraber arkadaşlarımla Tablo grubunu kurduk. Bu grupla çeşitli barlarda ve festivallerde çalmaya başladım. Bir tekli kaydedip Spotify vb. platformlarda yayınladık. Uzun zamandır Oğuz Kalak’ın, 2019’un yaz aylarından itibaren Emre Yıldırım’ın ekiplerinde gitar çalıyorum. Son iki senedir gruplarda çalmakla beraber kendi bestelerim üzerinde de çalışıyorum.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Bu Benim Mücadelem’in oluşum süreci nasıl gelişti? 

-Tutkum olan müzikle hayatımı idame ettirmeye karar vererek diyebilirim. Zaten hep kendi şarkılarımı gün yüzüne çıkarmak gibi hayalim vardı. Mayıs aylarında karantina sürecinde eve kapanmanın vermiş olduğu karamsarlık ve bir şeyler üretme isteği gibi faktörler bu şarkıyı doğurdu. Önce edindiğim bir daw programını bilgisayarıma yükledim ve onun üstünde çalışıp programı öğrenirken bir yandan bu şarkının sözü ve müziği eş zamanlı ortaya çıktı. O zamanlardaki ruh halimi zaten şarkının sözlerinden anlayabilirsiniz.

Bu Benim Mücadelem ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Genellikle güzel yorumlar aldım. Müziğimin insanlarda bir karşılığı olması beni çok sevindirdi. Elbet olumsuz eleştiriler de aldım fakat bunlar yapıcı eleştirilerdi. Bazı hatalarımı düzeltmem ve bazı eksikliklerimi gidermem anlamında benim için güzel farkındalık oldu. 

Bununla birlikte düzenlemenizi de kendiniz üstleniyor ve müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Bu bağlamda bu durum size özgür bir alan sağlıyor mu?

-Kesinlikle sağlıyor. Bir şarkıyı besteledikten sonra kayıt aşamasında enstrümanları da ben çaldığım için kafamdakileri tamamen müziğime aktarabiliyorum. Bağımsız müzik yapmanın bazı dezavantajları da olsa özgürlük ağır basıyor ve en azından şimdilik bu yolu tercih ediyorum. 

Müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmanın sizce bir müzik firması aracılığıyla buluşturmak arasındaki fark nedir? Artıları, eksileri nelerdir?

-Şirketlerle karşılıklı bir şekilde uzlaşıp, sözleşme imzalamak zorundasınız. Sözleşme imzalamak için orta yolu bulup anlaşmak gerekiyor. Orta yolu bulmak için iki taraf da bazı şeylerden feragat edebiliyor ama bağımsız müzik yapma yolunu seçerseniz böyle bir sorun olmuyor. Bir şeylerden feragat etmek zorunda değilsiniz. Bağımsız müziğin sunduğu özgürlük bu. Kimse için bir şeyi değiştirmiyorsunuz, çıkarmıyorsunuz veya eklemiyorsunuz. Nasıl şarkı çıkaracağınızı, ne zaman çıkaracağınızı her şeyi kendiniz belirliyorsunuz. Bir nevi kendi işimin patronuyum diyebilirim. Şirketlerin PR gücü olduğu için şarkınızın daha çok kişiye ulaşması daha kolay oluyor. Bağımsız müzik yaparak ana akım medyada şarkılarınızın yer alması çok zor olduğu için karanlıkta kalabiliyorsunuz. Sizi hiç bilmeyen, duymayanlar insanların sizi keşfetmesi oldukça güçleşiyor. Avantajları bir yana, şu ana kadar işin şirket kısmında bana çekici gelen bir durum olmadı. Uygun şartlar oluşursa belki ilerde şirketlerle çalışabilirim. Gelecek ne gösterir bilemem.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Dışa vurum diyebilirim. Hayatta başımızdan bir sürü şey geçer ve bazıları bizde güzel veya kötü hatıralar bırakır. Yaptığım her şarkıda başka bir ruh halimi gösteriyorum aslında. Üzgün; neşeli, heyecanlı, umutlu, karamsar.. Artık hangi ruh hali bende o izi bırakmışsa, şarkıyı içimde var etmiştir ve ben de dışa vurmuşumdur. Ben tarzımı “Alternatif Rock” olarak isimlendirsem de müziğime her tarzdan bir şey katıyorum. Tek bir tarza bağlı kalmak istemiyorum.

Bu Benim Mücadelem‘den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Evet var hatta şu an kayıt aşamasındayım. Şimdilik net tarih veremem ama yakın zamanda ikinci teklimi yayınlamış olurum.

ATAKANERGİN’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Bu Benim Mücadelem”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.