Röportajlar

Bağımsız Sahne #63 : Yeni teklisi “His”i dinleyicilerle buluşturan Irmak Tunay ile bir röportaj…

Bağımsız Sahne köşesinin altmış üçüncü konuğu, müziğin eğitiminden gelen ve hem opera hem de obua üzerine çalışan, zaman içinde kendi bestelerini yapmaya çalışarak üç tekliye imza atan ve en son yeni teklisi “His”i dinleyicilerle buluşturan Irmak Tunay… Tunay ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “Sen Kimdin”e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı? 

-Müziğe çocukluğumda çeşitli korolarda şarkı söyleyerek başladım. Sonrasında lisede Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Obua Bölümü’nü kazandım ve burada okudum. Üniversiteyi ise Yaşar Üniversitesi Opera Bölümü’nde tamamladım. Klasik Batı Müziği temelli bir eğitim aldım fakat tek yönlü beslenmemeye çalıştım ve dışarıdan hep farklı tarzlar dinledim. Çok çeşitli şeyler dinlemek yaratıcılığı da güçlendiriyor. 2019 yılında “Sen Kimdin”i yayınladık. Aslında konservatuvar eğitiminin yansımasını en çok burada görebiliriz. Parçaya obua solosu olan kısımlar ekledik ve bir anda parçanın havasını değiştirdi. Çaldığınız enstrüman müziğinizde kullanmak üzere daha geniş alanlar açıyor size. Enstrüman çalmak hep hayatımda olan bir şeydi. Son birkaç yıldır ukulele çalıyorum ve bazı bestelerimi de onunla yapıyorum. Onun dışında bir vokal için sesin yapısını bilmek, onu doğru kullanmak çok önemli. Opera eğitimi bana bunu sağladı. 

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Sen Kimdin”in oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi üstlenen Rasih Öztürk ile yollarınız nasıl kesişti? 

-Liseden beri hep bir şeyler besteleyip yazıyordum fakat yayınlama gibi bir şey kafamda yoktu o dönem. İstiyordum ama nereden, nasıl başlayacağımı bilemiyordum açıkçası. Rasih ile çocukluk arkadaşıyız. Çok başarılı bir müzisyen, hala kendi projelerini yürütüyor. Amerika’da müzik eğitimi aldı ve o sıralar Türkiye’ye gelmişti. Geldiğinde ona yazdığım şeylerden birkaç tanesini attım. O da beğendi ve beni cesaretlendirdi aslında. “Neden beraber bir proje yapmıyoruz?” dedik. Mix-mastering kısmında da sevgili Yiğit Yeşildağ yardımcı oldu, zaten kayıtları da onun stüdyosunda almıştık. Böylece ilk teklimi yayınladım. İlk yayınladığım şarkı olmasının yanında obuayı da şarkıda kullanmak bana farklı bir kayıt deneyimi yaşattı. 

Sen Kimdin ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız? 

-İnsanlar şaşırdılar aslında. Şarkı yazıp bestelediğimi bilen az insan vardı çünkü. Çok güzel yorumlar aldım. Bunlar da üretme ve yazdıklarımı yayınlama konusunda beni daha da cesaretlendirdi. 

İkinci tekliniz “Döngü” oldu. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi üstlenen Atahan Karakaş ile yollarınız nasıl kesişti ve tekli ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Atahan üniversiteden çok yakın arkadaşım, o da kompozisyon bölümündeydi. Beni iyi tanıdığı için kafamdaki müziği ona anlatmak çok rahat oluyor. Döngü’yü yazdığımda hemen ona attım ve kayıtlarını ev ortamında aldık. Mix-mastering’i Ahmet Çetin üstlendi. Üçümüz de çok yakın olduğumuz için aşamalar hızlı bir şekilde ilerledi. Yakın hissettiğim insanlarla böyle bir şey yapabilmek bana büyük rahatlık sağladı. Döngü’yle beraber artık kendi yapmak istediğim tarzla ilgili de kafamda bir şeyler oturmaya başlamıştı. Geri dönüşler, insanların beğenmeleri ve paylaşımları çok güzeldi.

En son yine Karakaş düzenlemesi ile “His”i yayınladınız. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? 

-“His”in çıkışı biraz sürpriz oldu bize de. 2020’de pandeminin başlarında yazıp bir kenara koymuştum. Şarkıyı yazarken gerçekten sözlerinde de söylediğim gibi bir şarkı dinleyip ondan esinlendim. Ama “şarkı” burada aynı zamanda bir metafor. İki farklı şarkı, iki farklı his gibi. Bu senenin başında Atahan’la başka bir parça üzerinde çalışıyorduk. Yazdıklarımı karıştırırken “His”e denk geldim ve ona attım. O an ikimiz de elimizdekini bırakıp buna yönelmemiz gerektiğini düşündük. İyi ki de öyle yapmışız. Çok kısa bir zamanda kayıtlarını aldık. Barış Ersöz mix mastering’ini yaptı ve hemen yayınladık. Parçanın havasını yansıtan, sade, rahatlatıcı ama depresif bir altyapıydı kafamdaki. Öyle de oldu. 

His ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Diğerlerine göre daha minimal ve hızlı gelişen bir süreci olmasına rağmen gelen yorumlar çok güzel. Şarkıda karşıya hissettirmek istediklerinizi insanların ağzından da aynı şekilde duyabilmek aşırı mutlu ediyor.

Bununla birlikte müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Bu bağlamda bu durum size özgür bir alan sağlıyor mu? 

-Belirli koşullara bağlı olmadan üretim yapmak özgür bir alan yaratıyor tabi. Daha işin çok başındayım ne olur bilinmez, bir yere bağlı olarak üretmenin de farklı artıları vardır elbette. Neyi tercih ettiğinizle de alakalı. Şu an için üretimlerimi paylaşıp, insanlara kendi imkanlarımca duyurabilmeye çalışıyorum. 

Müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmanın sizce bir müzik firması aracılığıyla buluşturmak arasındaki fark nedir? Artıları, eksileri nelerdir? 

-Aslında bir müzik firmasıyla detaylı olarak oturup görüşmedim, prosedürlerine tam olarak hakim değilim. Fakat sanatçıyı duyurma, dinletme ve para kazandırma açısından bağımsız üretimlere göre oranları daha yüksek olabilir, dediğim gibi tam hakim olmadığım bir konu. 

Ayrıca YouTube hesabınızda çeşitli yorumlarınızı dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Sizce YouTube, yorumlarınızı duyurmada etkili mi? 

-Kesinlikle! Spotify, Apple Music gibi müzik platformlarını kullanmayıp YouTube’dan müzik dinleyen çok kişi var. Özellikle günümüzde bir parçanın orjinalinden çok farklı yorumların tercih edildiğini görebiliyoruz. Kendi sosyal medya hesaplarımda paylaştığım coverlarımı YouTube hesabıma da yüklüyorum. Bu sayede sırf Türkiye’den değil başka ülkelerden de insanlar sizi takip edip, çalışmalarınızı izleyebiliyor.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız? 

-Buna yanıt vermek biraz zor çünkü daha tam “şu tarzda müzik yapıyorum” diyemiyorum. Sanırım daha çok ürettikçe daha belirgin olacak bu sorunun cevabı. Her bir parçada farklı olan şeyler var, her yeni parçada üstüne farklı, yeni bir şeyler koymaya çalışıyorum. Bunların hepsi benim müziğimi oluşturuyor. Örneğin hiç akustik tarzda bir parça yapmadım fakat şimdi bunu planlıyorum. Yine de şunu söyleyebilirim; alt yapı daha karmaşık ve hareketli olsa bile vokalin daha sade, yumuşak olması önceliğim oluyor. Sesteki o sakinliği şarkılarımda hissettirmeye çalışıyorum. 

His’ten sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı? 

-Elbette, durmak yok! Şu an için üzerinde çalıştığımız iki şarkı daha var. Hedefim yaz döneminde ya da yaz sonunda onları da yayınlamak.

Irmak Tunay’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “His”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.