Röportajlar

Bağımsız Sahne #64 : İlk teklisi “Dön Kendine”yi dinleyicilerle buluşturan Ece Tipigil ile bir röportaj…

Bağımsız Sahne köşesinin altmış dördüncü konuğu, ailesinden gelen müziksel köklerle kendi müzikselliğini birleştirerek zaman içinde lise ve üniversite dönemlerinde hem solo hem de çoksesli müzik deneyimleriyle kendisini geliştiren, arkadaşı Deniz Arslan’ın teşvikiyle kendi şarkısını yazmaya karar vererek Arslan ile yazdığı “Dön Kendine”yi ilk teklisi olarak dinleyicilerle buluşturan Ece Tipigil… Tipigil ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Dön Kendine’ye kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

-Bu soru her ne kadar benim ne yaptığımla ilgili olsa da öncelikle bana bu ilhamı aşılayan insanlardan bahsetmek isterim. Klasik ama gerçek bir cevapla başlayacağım. Küçüklüğümden beri ailemde çok fazla müzisyenle etkileşimdeydim ve bu duruma kayıtsız kalmam biraz zor olurdu. Babam da benim gibi teknik bilimler mezunu olsa da uzunca bir süre sanat müziği ile uğraşmış. Sonrasında ablam Duygu’dan (Duygu Tarhan Tipigil) bahsedebilirim. Duygu, uzun zamandır profesyonel olarak şarkı söylüyor ve alanında uzman isimlerle farklı projelerde yer alıyor. Hem yaş farkımız hem de koşullar gereği hiç aynı evde bulunup yoğun zaman geçirmesek de kendisi müzikal anlamda hep örnek aldığım birisi olmuştur. Küçüklüğümden beri onun performanslarını takip eder, mikrofona benzeyen eşyalar bulup ona eşlik ederdim. Bir diğer en yakınımdaki isim kuzenim Güven (Güven Şancı). O da şu anda Ezginin Günlüğü’nde davul çalıyor. Uzaktan kuzenim olsa da en küçük hallerimden ortaokul dönemime kadar birlikte yaşadığımız için üzerimde etkileri çok fazladır. Onun müzisyen, uzun saçlı, küpeli ve dövmeli arkadaşlarıyla büyüdüm ve o yaşlarda oldukça ilgimi çekiyorlardı! (gülüyor) Evde müzik yapan, konserler, turneler planlayan bu güzel insanlar küçük yaşımdan itibaren beni hep şarkı söylemeye özendirdi. Benim yolculuğum ise ilkokulda gittiğim kısa süreli bir gitar kursuyla başladı. Bunun haricinde lisenin ilk yıllarına kadar şarkı söylemek veya enstrüman çalmakla ilgili herhangi bir girişimim olmadı. O dönem halk oyunları ile ilgileniyordum. Lisedeki müzik öğretmenimin bana bir şarkı söyletmesi sayesinde ben de kendimi ve ilgimi daha yakından keşfetmiş oldum. Sonrasında başka bir liseye geçtim. Orada okul orkestrasında 2 yıl kadar etkinliklerde ve yarışmalarda yer alıp okulu temsil ettim. Üniversiteye geçtiğimde ise çok sesli müzikle yolum kesişti ve okulumda bulunan Yıldız Çoksesli Korosu’nda soprano olarak üç yıl kadar şarkı söyledim. Mezun olduktan sonra müziğe kısa bir ara versem de şu anda Boğaziçi Caz Korosu ailesinin bir parçası olan MAGMA’da yine soprano olarak yer alıyorum. Son iki buçuk aydır ise benden bir parça olan “Dön Kendine” hayatımda.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Dön Kendine’nin oluşum süreci nasıl gelişti? Eseri birlikte yaptığınız Deniz Arslan ve düzenlemeyi üstlenen Oral Sargın ile yollarınız nasıl kesişti?

-Dürüst olmak gerekirse kendi şarkımı yapmayı daha önce hiç düşünmemiştim. Hepsi Deniz’in beni bir şarkı yazmam için teşvik etmesiyle başladı. Ben bile böyle bir şey yapacağıma inanmazken, onun sayesinde ikna oldum ve ilk defa denedim. O bir gün sokakta yaşamak üzere olduğu bir kazadan ve İstanbul’dan göçme kararından bahsetti. Ben de bir şarkı yazmak için nereden başlamam gerektiğini bilemezken, Deniz de ilk adım olarak bunu konu alabileceğimi önerdi. Bunun üzerine düşünüp yarıda bırakmaya yeltendiğim zamanlar oldu fakat Deniz de bu anlarda beni motive etti. Aslına bakarsak şarkıyı birlikte çıkardık ortaya. Deniz’le ortak ilgi alanlarımız sayesinde arkadaş olmuştuk. Bir gün şarkı yazmak hakkında konuşurken “Sen şarkıyı yazarsan ben de çizerim!” demesiyle bu noktaya geldik. Oral’la ise onun grubunun (People Around) doğaçlama bir provasında bir arkadaş ortamında tanışmıştık. İkinci görüşmemiz ise doğrudan benim şarkımı kaydetmek ve düzenlemek için gerçekleşti. Özetle parça, hızlı gelişen ancak samimi ve güzel arkadaşlıklardan ortaya çıktı diyebilirim.

Dön Kendine ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Henüz çok yeni ama yine de beklediğimizden fazla tepki, etkileşim ve paylaşım aldık diyebilirim. Yakın çevremizden güzel tepkiler almanın yanında tanımadığımız ya da çok samimi olmadığımız insanların destekleri de bizi fazlasıyla mutlu etti. Bir şey üretmek, bunu paylaşmak ve dönüşleri izlemek müthiş keyifli bir duyguymuş. Şarkıyı yayınladığımızdan beri gelen yorumlar sayesinde bir süredir sürekli gülümseyerek geziyorum.

Bununla birlikte müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Bu bağlamda bu durum size özgür bir alan sağlıyor mu?

-Müzik yapmanın, başlı başına insanın içindeki duyguların yine içinden geldiği şekilde bir ifade biçimi olduğunu düşünüyorum. Aksi bir durumu henüz tecrübe etmesem de tüm süreçleri bizim (Deniz ve ben) kurgulayıp yürütüyor olmamız ayrı bir keyif. Her şey bizim istediğimiz ve kulağımıza gözümüze hoş gelen şekilde ilerliyor. Kendimi bu açıdan özgür hissediyorum. Bunun yanında iki kişinin ortaya bir ürün çıkarıyor olması da ayrıca bir uyum, hoşgörü ve sabır gerektiriyor. Ortaya sadece bir şarkı çıkmış gibi görünse de aslında bana duygu ve davranış açısından da oldukça fazla şey katıyor.

Müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmanın sizce bir müzik firması aracılığıyla buluşturmak arasındaki fark nedir? Artıları, eksileri nelerdir?

-Henüz bir müzik firması aracılığıyla böyle bir proje yapmadığım için karşılaştırma yapmam çok doğru olmayacaktır. Ancak bağımsız olarak da dinleyiciye doğrudan dokunabildiğimizi düşünüyorum. 

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Aslında benim nasıl tanımladığımdan öte dinleyenlerde hangi izlenimi oluşturduğu daha önemli olsa gerek. Yine de cevaplamam gerekirse, hem bu şarkının hem genel olarak yorumlarımın; karakterimi, duygusallığı, içtenliği, naifliği içermesini ve böyle anılmasını isterim. Gelen yorumların da çoğu bu yöndeydi. İnsanlar kendilerini bir kumsalda huzurlu bir şekilde gözleri kapalı hayal kurarken bulmuşlar. Bir his uyandırmak zaten güzelken, insanların kendilerini huzurlu ve sakin hissetmelerine sebep olmak beni ayrıca mutlu etti.

Dön Kendine’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Evet yaklaşık üç aylık bir süredir Deniz’le yeni şarkılar için de birikim yaptık aynı zamanda. Bana attığı ve birlikte düzenlememizi bekleyen 10’dan fazla şarkı sözü var defterimizde. Dön Kendine ile belki de kendimize bir meşale yakmış olduk. Bir süre sonra projemiz için yayınlayacağımız bir sürprizimiz de olacak.

Son olarak bu şarkı vesilesiyle, yapamayacağımı düşündüğüm konularda aslında önümdeki engelin kendim olduğunu fark ettim. Bunu fark etmeme sebep olan Deniz’e herkesin okuyabileceği bu platform üzerinden teşekkürümü iletmek isterim.

Ece Tipigil’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Dön Kendine”yi tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.