Röportajlar

Bağımsız Sahne #78 : Yeni teklisi “Pelerinsiz Prenses”i dinleyicilerle buluşturan Gamze Söyler ile bir röportaj…

Bağımsız Sahne köşesinin yetmiş sekizinci konuğu, çocukluk dönemlerinden itibaren müziğe, özellikle Opera türüne ilgili olan ve Alman Dili ve Edebiyatı okuduğu dönemde Almanya’da konservatuvardan opera ve şan dersleri alarak kendisini geliştiren, Haydi Söyle isimli Instagram ses yarışmasıyla da ismini duyuran, kendi eseri ilk teklisi “Öldü Aşk” ile dikkat çeken, en son sözlerini yazdığı Barış Şişe bestesi “Pelerinsiz Prenses”i dinleyicilerle buluşturan Gamze Söyler… Söyler ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Öldü Aşk’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda  yurtdışında opera alanındaki müzik eğitimleriniz size müziksel anlamda neler kattı?

-Kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum. Çocukken soprano sesler çok ilgimi çekerdi. Operaya ve yabancı müziğe ilgim, annem sayesinde başladı. 1997 yılında 5. Element filminin opera sahnesinden ve Il dolce Suono aryasından çok büyülenmiştim. Böylece bu tarz vokallere hayranlığım ve ilgim de artmış oldu. 20’li yaşlarımda bu ilgim operatik vokalli rock/metal müziğe dönüştü. Sonrasında bunlar, hislerim ve duygularımla harmanlanınca kendi tarzım yavaş yavaş oluşmaya başladı. Yıllar içerisinde kendi imkanlarımla amatörce gitar ve piyano çalmayı da öğrendim. Alman Dili ve Edebiyatı okumaya başladığımda, edebi eserlerin oluşumları, dönemleri ve müziğe olan etkileri, yapacağım müzik türünü belirledi. Artık ilgim tamamen operaya kaymıştı. Almanya’da fırsat oldu ve konservatuvardan seçmeli olarak, opera şan dersleri aldım. Bu da sesimi geliştirmeme yaradı. Sesimi daha iyi tanıdım ve sesime giden parçaları daha iyi seçmeye başladım. Sonrasında opera eserlerini Türkçe’ye çevirmeye ve eserlere Türkçe söz yazıp söylemeye başladım. Zaten 20’li yaşlarımdan beri besteler yapıyordum; bestelerimde operatik vokalleri de kullanmaya başladım. “Öldü Aşk” ise, bugüne kadar beni etkileyen, geliştiren deneyimlerimin ve hislerimin bütünü oldu diyebilirim.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Öldü Aşk’ın oluşumu nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Barış Şişe ile yollarınız nasıl kesişti?

-“Öldü Aşk” aslında herkesin yaşadığı hisleri taşıyor. Ben de herkes gibi bazı hisleri deneyimledim ve içimdekileri şarkılarıma aktarmaya çalıştım. Böyle hisleri yoğun yaşadığım 2013 senesinde ortaya çıktı “Öldü Aşk”.  Şu anda hala bir yarışma sürecindeyim. Barış yarışma performansımı izlemiş ve beğenmiş. Benimle çalışmak istediğini söyledi. Aslında bir cover parça için konuşmuştuk. Ama sonrasında müzik zevkimiz ve müzikte yapmak istediklerimiz aynı olunca bestelerimi de düzenlemeye karar verdik. Sonuçta aynı kafada olabileceğiniz insanlar her zaman bulunmuyor. Böylece çalışmaya başladık ve “Öldü Aşk”ı yayınlamaya karar verdik.

Öldü Aşk ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Belki şu anda elimdeki besteler arasında daha da ilgi çekebilecek olanlar vardır bilemiyorum ama “Öldü Aşk” ile ilgili çok olumlu dönütler aldım. Bunda da 1990’lı yıllardaki müzikler ile büyümüş olmamın etkisi ve yaptığım vokallerin etkisi olduğunu düşünüyorum.  O yıllardaki müziklere benzetildi ve şarkıdaki ruh hali sevildi.  

En son Pelerinsiz Prenses’i dinleyicilerle buluşturdunuz. Şarkının oluşum süreci nasıl gelişti?

-Barış’ın enstrümantal bir müzik çalışmasını dinlediğimde çok beğendim ve bir şeyler yapmayı isterim. Müzikteki o mistik hava ile üzerine nakarat besteledim. Müziğe bazı eklemeler de yaptım ve güzel bir şarkı çıktı ortaya.

Pelerinsiz Prenses ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Pelerinsiz Prenses ile ilgili yapılan dönüşler ilk etapta vokal kayıtları ile ilgili. Yaptığım operatik vokaller ve Barış’in gitar solosu oldukça etkileyici bulundu. Sonrasında da müziği ve havası beğeniliyor. Pelerinsiz Prenses’e yönettiğiniz video klibin oluşumu nasıl gelişti ve nasıl geri dönüşler aldınız? -Yönettiğim klibin çekimini üç ayrı yerde gerçekleştirdik; Şile, Didim ve Bilecik’te. Şarkının sözlerine ve ruh haline uygun bir hikaye oluşturup anlatmaya çalıştık. Ruhsal arayış hali ve rüyanın gerçeğe bağlanması… Açık sonlu, izleyicinin yorumuna bıraktığımız bir klip oldu. Klibin tam da şarkıyı iyi yansıttığı yönünde olumlu dönüşler aldık.

Barış Şişe & Gamze Söyler

Ayrıca son dönemde Haydi Söyle 2020 yarışmasına katıldınız. Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz ve nasıl geri dönüşler aldınız?

-Haydi Söyle, Instagram üzerinde yapılan ilk canlı yayın ses yarışması. Pandemi döneminde tesadüfen denk geldim. Yarışma Ertuğ Ergin anısına yapıldığı için ve Ertunç, Oben, Meral ekip olarak çok samimi oldukları için katıldım. Günümüzde her şey fazla kapitalistleşmişken ya da müzik bu kadar tekelleşmişken, Haydi Söyle, güçlü bir ekip olarak aile sıcaklığı ile her yaş grubundaki müzisyenlere destek oluyor. Herhangi bir zorunluluk yok tamamen sevgi ortamı var. Aynı zamanda da tekelleşen sisteme boyun eğmiyorlar; o yüzden adeta çizdikleri profille üç silahşörler. Ertunç, ağabeyinin; Ertuğ Ergin’in ruhunu yaşatıyor, bizimle de paylaşıyor bu yüzden çok şanslıyız. Ertuğ Ergin’in anısına yapılan bir yarışmada yer almaksa onur verici. Şu anda müthiş bir aile ortamı var. Yeri geldi şarkı söyledik, yeri geldi güldük, yeri geldi dertleştik. Benim müzik için cesaretim varsa onlar da kanatlarım oldu. İlham verdiler. Yoksa videolar çekmeye de kendimi geliştirmeye de bu kadar cesaret edemezdim.  O yüzden müzik yolculuğum için çok önemli.

Bununla birlikte müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Bu bağlamda bu durum size özgür bir alan sağlıyor mu?

-Ben müziğin bağımsız ve etki altında olmadan; zorunluluklar, yaptırımlar olmadan yapılmasından yanayım. Bunu zaten katıldığım yarışmanın duruşundan da anlayabilirsiniz. Hissetmediğim, sevmediğim hiçbir şeyi yapmak istemem. Günümüzde maalesef biraz buna maruz kalınıyor. Ben şarkımı, istediğim şekilde ve olması gerektiği türde dinleyici ile buluşturduğumu düşünüyorum. Bu anlamda kesinlikle özgür bir alan sağlıyor.

Müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmanın sizce bir müzik firması aracılığıyla buluşturmak arasındaki fark nedir? Artıları, eksileri nelerdir?

-Bu konuda net konuşabilmek için müzik firmasıyla çalışmış olmam ve bunu deneyimlemiş olmam gerekir diye düşünüyorum. Ben bir müzik firmasıyla hiç çalışmadım. Bu konu da detaylı bir bilgiye sahip değilim. Ama tabii ki şunu söyleyebilirim reklam açısından bir eksisi var. Bağımsız yaptığınızda reklam yapmak ve daha çok dinleyiciye ulaştırmak size kalıyor. Artı olarak siz müziğinizi istediğiniz gibi şekillendirerek kaydedebiliyorsunuz kimse karışmadan ve masrafsız bir şekilde. Kazanç olmazsa bile borç yok en azından! (gülüyor) Bağlı olmak mecburiyet ve borç getirir haliyle.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Duygusal ve melankolik müziğim var biraz. Sözler ise genel olarak ayrılık, beden/ruh ilişkisi, aşk gibi konuları ele alıyor. Bunlar operatik vokaller ile birleşince “Öldü Aşk” soft rock tarzında oldu. Şarkılarım aslında hepimizin hayatında deneyim ettiği şeyler ve bu saydıklarımın müzikle dile gelişi, bir harmanı. İleride neler yaşarım ve müziğim ne yönde değişir bunu zaman gösterecektir.

Pelerinsiz Prenses’ten sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Elimde daha birçok bestem var. Belki de hala çok daha iyileri bendedir. Barış ile de yeni şarkılar besteleyebiliriz. Şu anda karar ve yapım aşamasındayız diyebilirim. “Umudum Ol” adında bir bir şarkım üzerinde çalışıyoruz daha, bittikten sonra karar vereceğiz. “Öldü Aşk” tadında bir şarkı o da. Her an farklı, yeni bir çalışma da gelebilir!

Gamze Söyler’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Pelerinsiz Prenses”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.