Bağımsız Sahne köşesinin yetmiş dokuzuncu konuğu, zaman içinde müziğe olan ilgisiyle alternatif tınılı kendi şarkılarını yapmaya ve bu şarkıları YouTube’da paylaşmaya başlayan, bu şarkıları bir ilk EP’de topladıktan sonra en son kendi eseri “Üzülmeni İstemem”i dinleyicilerle buluşturan Ulukağan Koç… Sosyal Hizmetler alanında başladığı üniversite eğitimini ayrıca Ergoterapi bölümünde çap yaparak devam ettiren Koç ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Ruhum Hep Seninle’ye kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Ruhum Hep Seninle’ye kadar olan müzik yolculuğuma ve kendi müziklerimi ilk üretmeye başlama yolculuğuma, aslında katıldığım çeşitli organizasyonlar, sosyal projeler, çeşitli konserler ve etkinliklerde görev almakla başladı. Müziğin insanlara nasıl iyi geldiğini, nasıl bu kadar iyileştirici ve sakinleştirici olduğunu, insanlarda iyi-kötü nasıl izler bıraktığını gördükten sonra, müziğe daha sıkı bağlandım. Müziğin iyileştirici ve sakinleştirici gücüne her zaman inanan birisi olarak, kendi müziklerimi de sakinleştirici, huzur verici melodiler yapmak için yola çıkmıştım. Şarkılarımda da aslında bunu yakalamak istedim. Bu kriterlerin arasında da o duygusallığı, o ruhu, ve kendi dünyamdaki belki de başka dünyalara da ilham olacak o duygu yoğunluklu şarkılarımı bestelemeye başladım. Müzik teorilerine yoğunlaşarak, derin bir çalışmaya girdim ve kendi bestelerimi tek tek notalara dökerek, ve çaldığım enstrümanlarla destekleyerek kendimi geliştirdim ve ilk YouTube üzerinde yayınladığım -muhitimdeki müzisyen arkadaşlarımın da destek olduğu- şarkım “Eyvah” ile başladığım bu yolda müziklerimi daha da geliştirerek, daha çok insanın hayatına dokunmak da hedeflerimin arasında.

Bir EP yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Ruhum Hep Seninle EP’sinin oluşumu nasıl gelişti? Yıldız Gözlüm’de düzenlemenizi üstlenen Fatih Ocak ile yollarınız nasıl kesişti?
-İlk önce YouTube sayfamda yayınlamış olduğum 3 şarkımı tek bir EP’de birleştirme fikri aslında bu şarkılarımın; yani Eyvah, Yıldız Gözlüm, Ruhum Hep Seninle’nin birbirleriyle bağlantılı olmasıydı. Baştan sona okunduğunda da “Eyvah yıldız gözlüm, ruhum hep seninle” adlı bir cümleye çevrildiğini göreceksiniz. Aslında bu cümle benim hayatımdaki müziğin ve her şeyin başladığı bir cümleydi. Yaşadığım ve yaşamakta olduğum bu cümle, gerçek bir duygunun ve gerçek bir sevginin, dile dökülmüş haliydi, ve bu 3 şarkımı tek bir albümde yani “Ruhum Hep Seninle” diye birleştirme kararını da bu şekilde almış oldum. Yıldız Gözlüm adlı şarkımı kaydetme aşamasında, profesyonel bir stüdyoda kayıt alma fikrindeydim, ve burada da müziğine, aranjörlüğüne, müzisyenliğine ve müzik ruhunu çok iyi yansıtan Fatih Ocak ile yollarım kesişti.
Ruhum Hep Seninle EP’si ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-EP çalışmamı ilk yayınladığımda çevremdeki insanların şaşkın ve mutlu halleri beni de sevindirmişti doğrusu. Kendi müziğimi duyurma aşamasında insanlara hedeflediğim o huzur verici ve duygu yoğunluklu şarkılarımı, insanların büyük bir keyifle dinlediklerini ve müziklerimi dinlerken gerçekten iyi hissettiklerini ve huzurla dolduklarını öğrendiğimde ve insanlardan gelen o samimi geri dönüşler doğrultusunda da doğru yolda olduğumu anlamış oldum.

En son yine Ocak düzenlemesi ile “Üzülmeni İstemem”i yayınladınız. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? Üzülmeni İstemem ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-“Üzülmeni İstemem” adlı şarkımın sözlerini ve bestesini hazırladıktan sonra, kayıt alma aşamasına girecekken, bu kadar güzel bir şarkının Fatih Ocak tarafından düzenlenmemesini düşünemezdim. Uzun bir süredir müziklerimi yaparken, müzik anlamında da birçok sorumu cevaplayan Fatih Ocak’ın müzik bilgisine ve müzik ruhuna çok güvenmişimdir, ve kendisi “Üzülmeni İstemem” adlı şarkımı ilk başlangıçtan şimdi sizlerin dinlediği en üst seviyeye çıkmasında Fatih Ocak’ın gerçek bir aranjörlüğün ve müzik deneyiminin olduğunu söyleyebilirim. Hep birlikte istişare edip, şarkıya çok çalışıp çok düşünüp, eksiksiz olacak şekilde her detayına kafa yorup, bu güzel şarkıyı kaydettik. Şarkının mix ve mastering işlemlerinde de Gökhan Tekin’in de mükemmel dokunuşlarıyla bu şarkının tam istediğimiz o duygu yoğunluklu hissiyatını da gerçekleştirmiş olduk. Şarkı çıktıktan sonra da birçok insanın da bizimle aynı fikirde olduklarını, gerçekten şarkıyı dinlediklerinde çok iyi hissettiklerini ve aradığımız duygu yoğunluğunun nasıl geçtiğini de görmüş olduk.
Klibi yöneten Muhammed Gümüş ve İbrahim Göker ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşumu nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Her müzik projemde arkamda en büyük destekçim olan babamın dostları olan Muhammed ve İbrahim abi, daha birçok projede profesyonelce kameramanlık yapıyorlar, ben de yardımcı olmalarını çok istiyordum ve şarkıyı İbrahim ve Muhammed abiye göndermiştim. Bunun akabinde benim şarkımı dinlediklerinde çok beğendiklerini dile getirdiler ve yardımcı oldular, böylece şarkının ruhuna göre de bir klip çekmek istediklerini söylediler. Eğer onlar olmasaydı böyle bir klip asla çekilmezdi. Çünkü işlerinde profesyonel olan bu abilerim, yaptıkları her projede adlarıyla anılıyorlar, ve klibin çekimleri ise sadece 1 gün içinde gerçekleşti. Ve bu kadar kısa bir sürede güzel bir iş çıktı. Şarkı kliple de desteklendikten sonra çevremdeki kişiler de kliple beraber şarkının daha da güzelleştiğini, klibin şarkıya tam uyduğunu dile getirdiler.

Bununla birlikte müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmanın sizce bir müzik firması aracılığıyla buluşturmak arasındaki fark nedir? Artıları, eksileri nelerdir?
-Bir müzik firması, müziğini icra ettiğinde daha büyük kitlelere ulaşacağından dolayı daha avantajlıdır. Ama müziğini bağımsız olarak icra ettiğinde, daha küçük bir kitleyle yola başlarsın, ve bu yüzden profesyonel bir müzik firmasıyla müziğinizi icra etmek daha avantajlıdır.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Müziğim alternatif müzik ve uzun yol müzikleri tadında, kendime has bir tarzla, huzur verici, duygu yoğunluklu, sakinleştirici müzikler diyebilirim.
Üzülmeni İstemem’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Kesinlikle evet, müzik hayatıma girdiğim andan itibaren asla müziği bırakmayacağıma kendime söz vermiştim. Müzik benim için her zaman bir sığınak, her zaman beni daha da büyük diyarlara götüren, içimdeki mutluluğu ve huzuru yaşamama sahip olan tek unsur. Beni bu denli etkileyen müziğin, insanları da etkilemesi için müziğe kesintisiz devam edeceğim. Hedefimde de olduğu gibi daha çok kitleye erişeceğim. Bu yüzden yapmayı düşündüğüm daha birçok keyifli projeler, müzikler de kesintisiz şekilde devam edecek.
Ulukağan Koç’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Üzülmeni İstemem”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle