Röportajlar

Bağımsız Sahne #95: İlk teklisi “Sor Beni”yi dinleyicilerle buluşturan Selin Karaağaç ile bir röportaj…

Bağımsız Sahne köşesinin doksan beşinci konuğu, mesleki anlamda mimarlık alanında ilerlese de çocuk yaştan beri müzik tutkusunu ihmal etmeyen; hem yer aldığı çoksesli korolarla kendi sesini tanıyan hem de kendi şarkılarını yazan ve geçtiğimiz haftalarda alternatif tınılı ilk teklisi “Sor Beni”ı dinleyicilerle buluşturan Selin Karaağaç oldu. Öte yandan Beats ByGirlz kapsamında yer aldığı “Benim Şehrim Benim Sesim” projesiyle de ismini duyuran Karaağaç ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Sor Beni’ye kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda YouTube kanalınızda çeşitli şarkıları yorumlayıp paylaşmaya nasıl karar verdiniz ve bu yorumlarınız ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Küçüklüğümden beri şiirler şarkılar yazıyorum ve söylüyorum. Ancak aslında yüksek mimarım, şimdiye dek yolculuğumda merkeze koyamadıysam da müziği hep hayatımın bir yerinde tutmaya çalıştım. Müzikal anlamda kendimi geliştirmeyi önemsiyorum. Bu doğrultuda ilk olarak üniversite dönemimde bir süre BASAD’da şan ve gitar eğitimi aldım. Yıllar sonra Cep Sahne’yle tanıştım; Profesyonel Vokal Atölyesi, Caz Atölyesi gibi atölyelere katıldım. Bununla beraber, Haluk Polat’ın şefliğini üstlendiği Cep Sahne’nin çoksesli Chorvus korosu ile uluslararası bir yarışmada gümüş madalya kazandık. Cazın doğaçlama yaklaşımından çok etkilendiğim için bir dönem de Can Bora Genç, Elif Çağlar gibi isimlerin caz atölyelerine katıldım. Bir süredir de piyano ve solfej alanında kendimi geliştirmeye çalışıyorum, kendi şarkılarımı üretirken ifademi geliştireceğine inanıyorum. Yakın zamanda ise BeatzByGirlz ve British Council’in Benim Şehrim Benim Sesim projesinde yer alan 20 kadın müzisyen arasındaydım. Projede şehrin sesleriyle şehrin bizde uyandırdıklarından şarkılar yaptık ve süreçte müzik prodüksiyonu üzerine eğitimler aldık. Son olarak, şarkılarımdan biri olan “Sor Beni”yi yayınladık. YouTube ve Instagram paylaşımlarımdan bahsedecek olursam; kendiliğinden gelişti ve pek sık paylaşım yapmadım aslında. Söylemeyi sevdiğim şarkıları paylaşmak istedim, çevrem de destekledi güzel dönüşler aldım hep.  

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda “Sor Beni”nin oluşum süreci nasıl gelişti? Şarkıyı birlikte bestelediğiniz ve düzenlemeyi de üstlenen Ömer Koçak ile yollarınız nasıl kesişti? 

-Şarkılarımı yayınlamak yıllardır hayalimdi. Sor Beni de yıllar önce bestelediğim şarkılarımdan biri. Bir süre önce hayatımda müziğe ağırlık vermek için değişime gittim, Ömer’le de öyle çalışmaya başladık. Aslında onunla yıllar öncesinde ortak bir arkadaşımız vasıtasıyla tanıştık. Bana inandığını hissettiğim biri oldu hep ve bu yola cesaret edebilmemde de etkili oldu. Çok yetenekli bir müzisyen, yaratım sürecinde farklı yaklaşımlarımız var ve bunun tamamlayıcı ve geliştirici bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Ondan çok şey öğrendim. 

Sor Beni ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Çok güzel dönüşler alıyorum, çok mutluyum. Hayalimi paylaşanlar, destekleyenler olması ayrı anlamlı benim için. 

Bununla birlikte müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmak size yapmak istedikleriniz anlamında özgür bir alan sağlıyor mu?

-Bağımsız olarak yola çıkmamın sebebi şarkılarımı istediğim haliyle, herhangi bir onay kaygısı olmadan yayınlayabilmek. Bunun artıları eksileri var tabii ki, daha çok kişiye ulaşmak için biraz dezavantajlı olabilir örneğin. Yine de kendi sesimi bulmak ve kendimi istediğim gibi ifade edebilmek için böyle bir yolu seçtim. 

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Birbirinden farklı tarzlarda şarkılarım var ve böyle olmasını seviyorum. Zaman içinde farklı şeyler öğrenmeyi, denemeyi seviyorum. Yolda olmayı seviyorum, müziğim de bunu yansıtacaktır diye düşünüyorum. Şarkı yaparken de bir his, bir hikaye nasıl duyulmak istiyorsa ona kulak vermeye çalışıyorum içimde. Sadece bana ait hikayeler de olmuyor bunlar. Ama yaratıcı işlerdeki üretimler bence çocuklar gibi, siz bir şeyler aktarırsınız bir alan açıp büyütmeye geliştirmeye çalışırsınız ve zaman içinde o hem sizden bir şeyler alır hem de kendi olması gerektiği gibi olur. Bu alanı açmaya gayret gösteriyorum müzik yaparken. Bir de o hikayenin hissi neyse onu dinleyiciye geçirebilmeyi hedefliyorum. Hoş veya rahatsız edici hisler olsun hiç fark etmez, ürettiklerim sizi olağan modunuzdan başka bir hisse taşıyabilsin isterim.

Öte yandan Beats ByGirlz’te de “Benim Şehrim Benim Sesim” projesinde de yer aldınız. Ekip ile yollarınız nasıl kesişti ve burada öğrendiklerini size müziksel anlamda neler kattı?

-Benim Şehrim Benim Sesim projesiyle tanıştık. Müzik prodüksiyonu gibi alanlarda eğitim almamızın ve şehirden esinlenen harika bir proje olmasının yanı sıra, yaratım süreçlerinde kadın müzisyenlerle çalışmak çok keyifliydi. Hikayelerimizi paylaştık, birbirimizle fikir alışverişinde bulunduk, birbirimize kendimiz olduğumuz bir alan açtık, güzel arkadaşlıklar kurduk… Her birinin müziklerini, hayatlarını kendilerine has biçimde sahiplenişleri bana ilham oldu, içimde bazı taşları yerine oturttu. Bunun yanında aldığımız eğitimlerle denemediğimiz şeyleri denediğimiz, müzikal anlamda ufkumuzu açan bir süreçti. 

Sor Beni’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Başka şarkılarım da var, zaman içinde onları da yayınlamayı düşünüyorum. 

Selin Karaağaç’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Sor Beni”yi tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.