Müzik

Çelebi’den Türk tasavvuf musikisine armağan bir diğer başarılı albüm : Feyzullah Çelebi – Şimdi Yeni Şeyler Söylemek Lazım…

Geçtiğimiz günlerde, tasavvufa gönül vermiş bir isim olan Feyzullah Çelebi’nin yıl içinde iki albümden ilki olan Esrar-ı İlahi’yi yazmıştım. Çelebi, Esrar-ı İlahi albümüyle eş zamanlı olarak, ikinci bir albümü; yine Esen Müzik / Bemol Production etiketiyle ve T.C. Kültür Ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla ‘Şimdi Yeni Şeyler Söylemek Lazım’ albümünü de dinleyicilerle buluşturdu. Albümün sanat yönetmenliği, ilk albümde olduğu gibi Çelebi’nin de hocası olan Fikret Erkaya’ya, albümün yönetmenliği ise yine Murat Büyükkaya’ya ait. 

Albüm, albüme ismini veren Mevlana Celâleddin-i Rûmi Hz. dizelerine (Feyzullah Çelebi’nin kaside güftesiyle birlikte) Murat Büyükkaya bestesi ‘Şimdi Yeni Şeyler Söylemek Lazım’ ile açılıyor. Murat Süngü’nün çellosunun ön planda başladığı eserde Turgay Özüfler’in kanunu da Ali Tüfekçi’nin neyi ve Furkan Bilgi’nin klasik kemençesiyle dengeleniyor. Mert Nar ve Oray Yay da perküsyonlarıyla yer yer öne çıkıyor. Furkan Resuloğlu’nun tanburu da eseri güçlendiriyor. Orta kısımda Süngü’nün çello solosu başarılı ve Çelebi’nin kasidesiyle birlikte eseri tamamlıyor. Ardından, rahmetli sanatçı İbrahim Erkal’ın Hicaz ‘Can Feda’sı, İlahi formunda yer alıyor. Emir Demir’in uduyla başlayan eserde klavye fon da kemençe-kanun-perküsyon uyumuyla dengelenirken ney de eserin duygusunu güçlendiriyor. Albümün öne çıkan başarılı eserlerinden biri.

Sırada, Furkan Bilgi’nin Nihavend ‘Kemençe Taksimi’ var. Ardından, Muharrem Hilmi Efendi Hz. (Sırri) dizelerine Hüseyin Sebilci bestesi Nihavend ‘Âlem-i Dilde Acep Kâşânemiz Var Bizim’ geliyor. Kanun-ney-perküsyon uyumuyla başlayan eserde çello-tanbur da orta kısma doğru eseri güçlendiriyor ve perküsyon yer yer öne çıkıyor. Koro, orta kısımda esere dahil oluyor (Murat Büyükkaya, Caner Özer, M. Recai Çiftçi, Ahmet Yağmur Kucur, Mehmet Sevim, Richard Cermak) ve kemençe ile birlikte eseri tamamlıyor.

Sırada, Nizamoğlu Seyyid Seyfullah Hz. (K.S) dizelerinden iki Nihavend anonim eser var; ilk önce ‘Ya Rabbi Aşkını Ver Bana’ kanun-ney-perküsyon uyumuyla başlayan eserde ney yer yer öne çıkıyor ve tanbur da altyapıyı güçlendiriyor. Ardından ‘Bu Aşk Bir Bâhr-i Ummandır’ geliyor. Kanun-perküsyon uyumuyla başlayan eserde kemençe de yer yer öne çıkıyor ve perküsyonun ritmik yapısıyla dengeleniyor, orta kısma doğru koro da esere dahil oluyor.

Sıradaki eser, Gaybî Sunullah Hz. (K.S) dizelerine Richard Cermak bestesi Nihavend ‘Cümle Amellerden Ulu Hak Dostum Sevmektedir’ koronun seslendirdiği ve kanun-ney uyumuyla ilerleyen bir eser.

Albüm, Turgut Özüfler’in Suzinak ‘Kanun Taksimi’ ile devam ediyor.  Ardından üç tane Suzinak eser ile albüm tamamlanıyor; ilk önce Mahmut Nedim Aysoy dizelerine Serkan Kamacı eseri ‘Aşık Oldum Can-u Dilden Kaşına’ Tanbur-kanun-ney ile başlayan eserde orta kısımda kemençe de öne çıkıyor. Sırada art arda iki Yunus Emre Hz. dizelerine iki eser geliyor; Serkan Kamacı bestesi ‘Baktığım Yüzde Gördüm’ Ney-kemençe ile başlayan eserde kanun da öne çıkıyor ve perküsyon ile dengeleniyor. Son eser ise Cüneyt Kosal bestesi ‘Ali Almış Sancağını Eline’ perküsyon-kanun ile başlayan eserde kemençe de altyapıyı güçlendiriyor ve koro da esere dahil oluyor.

Çelebi, ikinci albümüyle de Türk tasavvuf musikisine bir diğer başarılı albümü armağan ediyor.