Röportajlar

İlk albümü “Deja Brew”i dinleyicilerle buluşturan prodüktör Ege Çalışkan ve Deja Brew ekibi ile bir röportaj…

Deja Brew… Genç müzisyen-prodüktör Ege Çalışkan’ın müzikle ilgilenen arkadaşlarını bir araya topladığı ve Rap, R&B, Trap ve Fusion gibi tarzları referans aldığı bestelerinden oluşan ilk albümü “Deja Brew” aynı zamanda Çalışkan’ın Ali Murat Şeyhoğlu ile kurduğu Somnium Records etiketiyle yayınlandı. 8 eserlik albümde vokallerde Yiğit Güven, (2019’da yayınlanan ilk teklisi “Gece Yarısı” ile tanıdığımız) Ahsen İl, Berkay Yıldız, Genta Zeqiri, Hüseyin Çetin, İlayda Çepni yer alırken, perküsyonda Okan Yılmaz, gitarda Gökhan Ulusoy, Emirhan Özer ve Erto (Ertuğrul Kızmaz), saksafonda Ege Cömert, davulda Jeff Savaryego ve basta Atakan Kotiloğlu yer aldı. Her vokal eserin sözlerini de üstlendi. Albümün ikinci kısmı da önümüzdeki aylarda dijital platformlarda yerini alacak. Çalışkan ve Deja Brew ekibi ile Bi’Kuble için, albümün oluşum sürecini, geri dönüşleri ve gelecek çalışmaları konuştuk.

İlk sorum Ege’ye; Deja Brew’e kadar olan müzik yolculuğunda neler yaptın, bu bağlamda Deja Brew’in oluşum süreci nasıl gelişti? 

Ege Çalışkan : Zaten hep bir şeyler yapmak istiyordum ama “Nasıl olur? Nasıl yapacağım? Tarz ne olacak?” düşüncesi vardı. Yıllarca farklı tarzları denedim ama hiç belirli bir tarzla kendimi sınırlamadım. Ne hissedersem onu yansıtmaya çalıştım, tabi bu kesinlikle çevremle de alakalı; çünkü her tarzı birlikte yapabileceğim ya da en azından fikir alabileceğim arkadaşlarım, abilerim, ablalarım vardı. Biraz kendimi denemek istedim, kendime bir tarih koydum ve o tarihe kadar dostlarımla çalıştık, bitirdik.  Deja Brew ismi de şöyle gelişti, albüme başlamaya niyetliydim ama henüz harekete geçmemiştim. Okuduğum bir kitapta geçiyordu ama net bir tabiri yoktu… Hemen internetten baktım ve Deja Brew “Sarhoşken yapılanları ertesi gün hatırlayıp o ana geri dönmek” demekmiş. Gökhan (Ulusoy) vardı yanımda “Evet kesinlikle bu olmalı!” dedik, bu şekilde de albümün ismini koymuş olduk. Umarım hoşunuza gitmiştir…

Şimdi ise Deja Brew ekibini tanıyalım;

Ahsen İl : Ben Ahsen, aslında kendi dalım Türk Sanat Müziği ama tek bir dalda sabit kalmayıp tüm müzik dallarında kendime bir şeyler katmaya çalışıyorum. Kendimi her dalda geliştirerek neler yapabildiğimi kanıtlamayı seviyorum ve en güzeli müziğin aşığıyım. Zaten böyle olmasaydı Ege ile yollarımız kesişmezdi. Prodüksiyona Ege sayesinde katıldım. “Birlikte yıllardır müzik yapıyoruz, bunu neden değerlendirmeyelim?” dedik ve kendisi bu güzel projeye beni de kattı. Çok başarılı bir proje olduğunu düşünüyorum; biz kayıt alırken çok eğlendik, işimizi seve seve yaptık, umarım siz de dinlerken eğlenirsiniz!

Yiğit Güven : Hiç bilmediğiniz bir yerde ve tanımadığınız insanlarla şarkı yapıp kayıt alsaydınız şok olurdunuz değil mi? Ben de şok oldum. Kendi çapımda müzik yaparken bir arkadaşım aracılığıyla bir prodüktörle tanıştım ve birden kendimi onun evinde yetenekli insanlarla buldum. Hiç tanımadığım yetenekli insanlarla şarkı yapıp kayıt aldık. Ege Çalışkan’ın prodüktörlüğünde “Deja Brew” adlı albümde 3 şarkıda bulundum.

Berkay Yıldız : Ben Berkay Yıldız, Ege ile 1 seneyi aşkın süredir tanışıyoruz. Kuzenim vesilesi ile tanışıp kısa sürede anlaşmayı başardığım biri Ege. Aynı frekanslarda tınlayıp aynı cümleleri aktardık müziğimize ve ilk pop filtremiz benim atkımken yaptık bunu. İnşaa ettiklerimizin sonucunda “Deja Brew” çıktı ve gururla yer aldım. Bundan sonrasında da yine en iyi bildiğimiz şeyi yapıp hiçbir zaman yaratıcılıktan uzak bir noktada barınmayacağız…

İlayda Çepni : Merhaba, Ben İlayda Çepni. Küçük yaştan beri gerek akademik olarak, gerekse hobi olarak müzikle haşır neşirim. İçimde her zaman kendime ait bir şarkı yapma isteği vardı ve bunu yakın arkadaşım Ege Çalışkan ile birlikte “Deja Brew” adlı albümde hayata geçirdik. Deja Brew benim sadece hayalimi gerçekleştirmekle kalmayıp bana yeni dostluklar, eğlenceli anılar ve müzik konusunda tecrübe de kazandırdı. Yapım aşamasında gerek Ege gerekse diğer dostlarımla birlikte çok çaba gösterip çok yorulduk fakat kesinlikle buna değdi. Emeğimizin sonucunda çok güzel bir albüm ortaya çıktı ve hepimiz bundan çok büyük mutluluk duyuyoruz. Bizi bu projede bir araya getiren Ege’ye sonsuz teşekkürler.

Gökhan Ulusoy : Merhaba, ben Gökhan Ulusoy. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Caz bölümünde gitar eğitimime devam ediyorum. Ege ile liseden beri koyu bir dostluğumuz mevcut. Bu albümün başlangıcından sonuna kadar da tüm kayıt aşamalarında neredeyse beraberdik. Elimizden geldiğince tüm bildiklerimizi birbirimize aktararak toplu bir gelişim amaçladık. Günün en az 10-12 saatini beraber geçirdiğimiz günler oluyordu. Kısa bir zamanda mütevazı ev yapımı bir işe imza attık beraber.

Ertuğrul Kızmaz : Merhaba, ben Ertuğrul Kızmaz. Bahçeşehir Üniversitesi Konservatuvarı’nda Caz performans alanında okuyorum. Ege ile olan tanışıklığımızı Gökhan’a borçluyum. Ege benden albüm için Mahalle Maçı’na dahil olmamı istediğimde kramponları giyip sahaya çıktım! Şaka bir yana böylesine yetenekli ve sevdiğim insanlar bu işe dahil olmaktan çok memnunum. Umarım kendisiyle ileriki süreçte daha farklı ve güzel işler çıkartırız.

Okan Yılmaz : Selamlar, Ege ile yolculuğumuz Aydın Doğan Güzel Sanatlar Lisesi’nde başladı, beraber müzik yapmaya başladık ve bundan keyif aldık. Sabahlara kadar kayıt aldığımız oldu, hep yeni arayışlar içindeydik, hala öyleyiz. İleride de buna devam edeceğiz. Küçük yaştan beri perküsyon eğitimi alıyorum, şu anda Maltepe Üniversitesi Konservatuvarı’nda Dünya Perküsyonu bölümünde okuyorum.

Ege Cömert : Merhaba, ben Ege Cömert. Marmara Üniversitesi’nde Müzik Öğretmenliği bölümünde okuyorum, flüt ve saksafon çalıyorum. Ege ile Gökhan aracılığıyla tanıştım ve projeye dahil oldum.

Atakan Kotiloğlu : Ben Atakan Kotiloğlu. Bas gitaristim, onun haricinde yine müzikle alakalı çeşitli faliyetlerde bulunmaktayım. Ege ile sosyal medya sayesinde tanışıyoruz… Bu tür projeler, umuyorum ki bizim jenerasyonun sosyal medyanın da etkisiyle daha iletişimde ve kolektif olacağının işareti olacaktır.

Soldan sağa; Yiğit Güven, Ahsen İl, Berkay Yıldız, Ege Çalışkan

Bununla birlikte yer aldığınız şarkıların sözlerini kendiniz yazdınız. Söz yazma süreciniz nasıl gelişti?

Yiğit Güven : Sözleri yazarken önce kendi kafamda bir çocuğun hikayesini kurdum ve altyapıyı sürekli dinledim. Müzikle uğraşan gençlerin samimi bir ortamda bir araya gelmesi ve bu güzel işlere imza atması çok güzel bir şey. Umarım bundan sonra da müzikle uğraşan insanlarla tanışıp güzel işlere imza atarım.

Berkay Yıldız: Ege bir gün beni görüntülü arayıp albüm fikrinden bahsetti, elinde olan beatleri attı ve “taramam” gerektiğini söyledi. Telefonu kapattığım gibi başlayıp, o anın verdiği heyecanla 1 gün içinde yazıp okudum ona. Sonrasında da buluşup kayıtlarını bitirdik zaten.

Ahsen İl : “Egga” şarkımızın hikayesi şöyle; bir anda Ege “Şarkı yapalım!” dedi, midi klavyeden akor çaldı ve hemen doğaçlama bir nakarat yazdım. Nakaratla parçayı sürükleyip bir pilot kayıt aldık. Sonrasında ise Gökhan da gitar çaldı. Teker teker kanal kaydı yaptık, her şey 4 saat içerisinde gerçekleşti. Sözleri de yazmamız 10 dakikamızı aldı, sanırım o da parçaya oturtmak için. Yani ilginç ve güzel anısı olan bir şarkı. Şarkıya ad bulamadığımızdan kaynaklı dördümüzün baş harflerini ekledik, bence çok tatlı oldu. “Yalan” parçasını yazmam da sanırım 3 dakikamı aldı. Ege bana parçayı yolladı, “Ahsen, 50 saniyelik bir nakarat yaz!” dedi ve ben de o an doğaçlama yazdım. İki şarkıda da yazarken zorluk çekmedim, epey rahat ve içime sinen sözlerdi.

Soldan sağa; Ahsen İl, Ege Çalışkan, Gökhan Ulusoy

Deja Brew ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız? 

Ege Çalışkan : Çok güzel geri dönüşler aldım. Özellikle hiç tanımadığım, bilmediğim insanların şarkıları açıp dinlemesi ve iyi yorumlarla bize dönmeleri beni çok mutlu etti. Bana stüdyoyu, çalışmayı ve çalışmaktan gerçekten zevk almayı öğreten ve bu albümü yaptıysam onun bilgileri ışığında olduğunu belirtmek istediğim Serdar Seçme abimin de “Albüm çok güzel olmuş!” demesi ayrıca onore etti.

Ahsen İl : Deja Brew’i dinleyen arkadaşlarım müzikal olarak çok başarılı olduğunu söylediler ve aşırı beğendiler. Şu zamana kadar hiç kötü yorum almadık, bu yüzden mutluyum. İnsanların bir şeyleri severek dinlemesi ve o dinlediği parçaların size ait olmasının mutluluğu anlatılamaz bir duygu. Müzikalitesi çok iyi olan bir proje olduğunu düşünüyorum. Daha işin başlangıcındayız ve çok emek harcandı. Proje yapılırken A’dan Z’ye her şeyi takip ettim ve izlemekten de keyif aldım. Bu emeklerin boşa çıkmayacağını da biliyorum! (gülüyor)

Bununla birlikte Deja Brew albümünü Somnium Records olarak yayınladınız. Somnium’ın olarak dinleyicilerle buluşturdunuz ve kendi yapımınızı üstlendiniz. Bu bağlamda bu durum size özgür bir alan sağlıyor mu? 

Ege Çalışkan ve Ali Murat Şeyhoğlu : Somnium Records, bu albümle beraber kurulan bir şirkettir. Ali Murat Şeyhoğlu ve Ege Çalışkan olarak Somnium Production ana başlığında planladığımız bir projedir. Deja Brew albümü Somnium Records aracılığıyla ilk işimiz olarak piyasaya sunuldu. Bir müzik firması ile çalışmak yerine kendi şirketimizi geliştirip daha çok ürün ve iş yapmak bizim ilk planımızdı, Deja Brew de bu planın kıymetli bir parçası oldu. İşin eksileri tanınmadığımız ve bilinmediğimiz için birçok soru işaretleri bırakabiliyor insanlara, fakat müzik sektörü öyle bir sektör ki risk almadan büyüyemezsiniz. Biz bu riski aldık ve gelecek planlarımızda birçok işi başarıp Somnium ismini duyurmak istiyoruz. Yakın zamanda bugünün firmalarından çok farklı bir anlayışla birçok sanatçıya destek vereceğiz.

Ege Çalışkan ve Gökhan Ulusoy

Deja Brew sonrasında yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı? Bu bağlamda ikinci kısım ne zaman yayınlanacak?

Ege Çalışkan : Evet, önümüzde Deja Brew’in ikinci kısmı var; parçalar hazır, ne kadar süre sonra yayınlarız bilmiyorum ama sırada o ve birçok proje var, bunu söyleyebilirim…

Ege Çalışkan ve Deja Brew ekibine bu güzel röportaj için çok teşekkür ediyorum. “Deja Brew” albümünü tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.