Röportajlar

İlk albümü “karmakader”i dinleyicilerle buluşturan Damla Pehlevan ile bir röportaj…

Damla Pehlevan ismini çoğu dinleyici ilk önce Baba Zula ve Shantel ile, ardından ‘Biz’ grubu ile duydu. İlerleyen zamanlarda kendi teklilerini dinleyicilerle buluşturmaya başladı; özellikle Silikon isimli teklisi epey dikkat çeken çalışmalardan biri oldu. Şimdi ise Pehlevan, teklilerinden seçtiği eserlerin de yer aldığı Garaj Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşan ilk albümü “karmakader”ile dinleyicilerden ilgi gören Damla Pehlevan ile Bi’Kuble için teklilerini, albümünü ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Fotoğraf : Rehan Miskci & Sinan Tuncay

Öncelikle Baba Zula, Shantel, Biz gibi pek çok müzisyen ve toplulukla duyduk isminizi. Bu tecrübeleriniz size müziksel anlamda neler kattı?

-İki topluluk da bana, hem profesyonel anlamda müzisyen olmak, hem de yaratıcılığı kaybetmemek arasındaki dengeyi kurma konusunda büyük tecrübe kazandırdı. İşin gerçek anlamda içine girmiş ve yurt dışı sahnesinde de tecrübe kazanmış oldum. Çok konser yapıp sahne tecrübesi kazanmış olmak da büyük bir artı.

Solo olarak tekliler yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda ilk teklilerinizi yayınlayan Doğan Müzik Yapım ile yollarınız nasıl kesişti? 

Çok küçük yaşlarımdan itibaren beste yaparım. Piyanoda enstrümantal bestelerin dışında, 13-14 yaşlarıma kadar inen sözlü şarkılarım da var. Söylemeye çalıştığım, aslında pek çok grupla müzik yaparken hep kendi şarkılarımı söylemenin hayalini taşıyordum. Doğan Müzik ile de prodüktörüm ve Pinhani’nin gitaristi olan Eray Polat sayesinde iletişime geçtim. O sıralar Pinhani de DMC ile çalışıyordu. İlk teklim İlkbahar’ı ulaştırdık, beğendiler ve yayınlama macerası başlamış oldu. 

Teklilerinizle ilgili dinleyicilerden nasıl geri dönüşler aldınız?

-İlkbahar beğenildi ancak benim tüm müzikal yönlerimi bilenleri pek tatmin etmedi. Yapısı itibariyle daha sakin ve risksiz bir parçaydı. Sonra daha cesur davranmaya karar verdim ve Silikon’u yayınladım. Silikon hem olumlu hem de olumsuz tepkiler aldı. Normal karşılıyorum çünkü Türkiye’de müzik piyasasında her gün pek çok yeni isim çıkıyor ve insanlar tam olarak nasıl bir sanatçı olduğumu kavrayamadığı için sadece şarkının esprili sözlerine takılarak bir tepki gösterdiler. Fakat zamanla pek çok dinleyicim favori şarkılarının Silikon olduğunu söylemeye başladı. Daha da çok seveni çıkacak bence! (gülüyor)

Bir albüm yapmaya nasıl karar verdiniz ve Garaj Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?

-Albüm yapmak elimdeki bestelerin artık dolup taşmasından dolayı bir ihtiyaçtı. Söylemek istediklerimi öyle bir iki şarkıyla anlatamayacağımı hissettim ve tam olarak ortaya koymak istedim. Garaj Müzik ile Tuna Kiremitçi sayesinde tanıştım. Bir konser kulisinde sohbetimiz sırasında albümü bitirdiğimden bahsettim. Tuna da menajeri Abdullah Bey (Elaldı) ile hemen orada tanışmamızı sağladı ve olaylar gelişti. 


İlk çalışmanızdan beri düzenlemelerinizi yapan Eray Polat ile yollarınız nasıl kesişti?

-Eray ile ortak müzisyen arkadaşlarımız sayesinde yollarımız kesişti. İlkbahar şarkısının akustik versiyonu üzerine ‘Benim şöyle bir fikrim var!’ dedi ve birden çalışmaya başladık. 

Albümde kendi alanlarında usta başarılı müzisyenler de size eşlik ediyor. Bu kadronun albüme katılımı nasıl gelişti?

-Bu kadro aslında Eray ve benim zaman içinde yollarımızın kesiştiği ya da hep aklımızda olan isimlerden oluştu. Özellikle tarzı dolayısıyla ‘Mutlaka bu insan bu şarkıda çalmalı!’ diye düşünerek davet ettiğimiz, çok iyi isimler. Onlar da samimiyetimiz ve güzel müzik yapma çabamızı gördüler ve severek katıldılar diyebilirim.

Karmakader ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Karmakader taşıdığı sıcak ve doğrudan hislerin karşılığını almaya başladı. Albümü baştan sona tekrar tekrar dinlediklerini söyleyenler de var, bir şarkıya takılıp kalanlar da. Geri dönüşler büyük mutluluk veriyor. Güzel pop müzik dinlemeyi özleyenlere, 90’ların çeşitliliğini taşıyan hem de elektronik unsurlarla günümüzü yakalayan bir albüm yapmak istemiştik. Bu çabamızın dinleyiciye doğru şekilde ulaştığını görüyorum ve bu beni çok mutlu ediyor.

Karmakader sadece dijital platformlarda yayınlandı, CD olarak da dinleyicilerle buluşması düşünülüyor mu?

-Böyle bir düşüncemiz var, çok fazla zaman geçmeden CD olarak da basacağız.

Fotoğraf : Rehan Miskci & Sinan Tuncay

Yaptığınız müziği kendi açınızdan nasıl tanımlarsınız?

-Yaptığım müzik dürüst bir müzik her şeyden önce. İfade edilmek istenen duyguları dışa vuran sözler ve o sözlerin yoldaşı notalar, enstrümanlar. Aynı zamanda çok yönlü bir müzik. Türkiye’de birlikte yaşadığımız çoklu kültürün bir yansıması. Doğu da var Batı da. Hem bir caz piyanisti hem de bir Roman trompetçi bir arada bu albümde örneğin. Bu hep hayalini kurduğum bir şeydi. Hüzünlenip sizi başka diyarlara taşıyan şarkılar ve yerinizden kaldırıp dans ettiren şarkılar albümün hikayesi içinde bir araya geldiler. Karmakader tam olarak bu.

Karmakader’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Evet şimdiden yeni besteler kafamda dönüyor. Belki Farsça, Arapça, Fransızca vs. Dünya müziklerini seslendirdiğim bir yorum albümü de olabilir ilerde. Düetler için beliren isimler oluyor. Konser projeleri, yeni videolar derken projeler çok!

Damla Pehlevan’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “karmakader” tüm dijital platformlarda!