Röportajlar

İlk solo teklisi “Seni Özler”i dinleyicilerle buluşturan Derenova ile bir röportaj…

Ekim ile birlikte müzik dünyasında hem yeni isimleri tanırken hem de bir düet ile tanıyıp solo çıkışını yapan isimleri de görmeye başladık. Bu isimlerden birisi de, YouTube sayfasındaki yorumları ve Tuğrul Bektaş ile yaptığı “Temmuz” düetiyle dikkat çeken Derenova oldu. Geçtiğimiz günlerde kendi eseri ve düzenlemesi olan R&B ve Soul tınılı ilk solo teklisi “Seni Özler”i Avrupa Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturan Derenova, aynı zamanda çocukken çalmaya başladığı keman ile başlayan ve yine o yıllarda aldığı yarı zamanlı konservatuvar eğitimi sonrasında mesleki anlamda Stajyer Psikolog ve Diyetisyenlik alanlarında ilerlese de, o dönemlerden beri içindeki müzik tutkusunu da es geçmeden üzerine çalışarak kendi müziğini oluşturma konusunda çalışmalarına devam etti. Derenova (Büşra Dere Cılız) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, ilk solo teklisini, aldığı geri dönüşleri, mesleki kariyerini ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Seni Özler’e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda yarı zamanlı konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-7 yaşımda babamın yönlendirmesiyle keman çalmaya başladım, sonrasında yarı zamanlı olarak Akdeniz Üniversitesi keman bölümünü kazandım. Liseye geçerken konservatuvara devam etmemi istemedi ailem, malum ben de küçüğüm, bıraktım. Ardından lisede keman çalmaya tekrar başladım sonra ardından piyano ve gitar öğrendim kendi kendime. Beste yapmaya da çoktan başlamıştım, vokalimi keşfediyordum. Son dönemlerde sosyal medyayla ilgilenirken de müzisyen bir çevrem oluştu ve hepsi aranje yapmaya başlamam için beni teşvik etti. Aranje öğrenme sürecim başladı. Evime küçücük bir stüdyo kurdum ve böylece müzik kariyerim başlamış oldu. Tüm nota bilgimi konservatuvarda aldım. Solfej, bona ve teorik dersler aldım. Bu sayede kendi kendime gitar ve piyanoyu öğrendim diyebiliriz. Ama hepsinden önce sahne deneyimi kazandım çokça. Sonrasında da o sahneden hiç inmek istemedim!

Sizi ilk tanıdığımız çalışma olan Temmuz’u birlikte kaydettiğiniz Tuğrul Bektaş ve düzenlemeyi üstlenen Caner Aksoy ile yollarınız nasıl kesişti? Temmuz ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Aslında Caner Aksoy beni yaptığım YouTube coverlarından bulmuştu ve Tuğrul’la ilgili bir projenin olduğunu, yapmak isteyip istemeyeceğimi sordu. Seve seve kabul ettim, şu an Caner de Tuğrul da çok yakın arkadaşlarım oldu. Şarkıya gelecek olursak biraz daha arabesk kısmımın ön plana çıktığı bir kısımdı. Bu tavrı da seviyorum, bence şarkıya da yakıştı! (gülüyor)

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Seni Özler’in oluşum süreci nasıl gelişti?

-Çok yoğun duygusal bir süreçten geçerken 30 dakikada çıkan bir çalışma aslında. Yılların verdiği bastırılmış tüm duygularımı çok basit bir şekilde kaleme aldım. Genelde beste yapınca ertesi günlerde sevmezdim fakat Seni Özler sonraki günlerde de hoş gelmeye başladı ve sizlerle buluşturdum.

Avrupa Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?

-Aslında Seni Özler’i ilk attığım müzik şirketiydi. Çok hızlı bir geri dönüş aldım, ofise gidip görüşme sağladık ve birkaç gün sonra birlikte çalışmaya karar verdik. Tüm ekibe buradan teşekkür ediyorum.

Seni Özler ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Şu andaki geri dönüşler çok güzel. Beklediğimden çok daha güzel.

Seni Özler’in klibinin oluşum süreci nasıl gelişti? Klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Klipte aslında anlatılan bir hikaye var ama çok belli olmuyor. Klipte 4 farklı kadın var. İlişkiler içindeki 4 farklı kadını anlatıyor. Aynı zamanda psikolog olduğum için ufak ayrıntılar koymayı ihmal etmedim. Bir karakter kaygılı bağlanan sürekli arama bekleyen biri, bir karakter kendine güvenen ama karşı tarafı da göz ardı etmeyen, bir karakter daha olgunlaşmamış ergen bir tipleme, diğer karakter ise çok feminen ve kibirli. Bunu anlatınca insanlar daha çok seviyor klibi! (gülüyor)

Ayrıca kendi düzenlemenizi kendiniz üstlendiniz. Kendi düzenlemenizi yapıyor olmak size yapmak istedikleriniz anlamında özgü bir alan sağlıyor mu?

-Evet tabii ki. En basitinden soundlarımı nasıl duymak istediğimi kendim belirliyorum. Özgürlüğüne çok düşkün biriyim aynı zamanda o yüzden biraz kendi alanımda kalmak daha mutlu ediyor. Ama tabiki alanında iyi olan prodüktörlerle çalışmayı da çok isterim. Ben çok yeniyim aranjede, çok zaman alıyor yapmam tabii.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Aslında herhangi bir kalıba sığdıramıyorum. Tarzım tam olarak da şekillenmedi aslında, her bestemde çok farklı vokal ve aranje yapıyorum. Bir R&B yapıyorum, bir alternatif pop, bir anda rap, bazen de arabesk. O yüzden zamanla oturacak ben de merak ediyorum nasıl ilerleyecek neler keşfedeceğiz birlikte! (gülüyor)

Aynı zamanda diyetisyen ve stajyer psikologsunuz. Bu iki alana ilginiz nasıl gelişti ve bu iki alan size hayata bakışınız açısından neler kattı?

-Evet kurumsal tarafım da var. Danışanlarım da var, psikoloji eğitimime de devam ediyorum. Ayrıyeten danışanlarımın hayatları bana ilham kaynağı oluyor. Psikoloji eğitimim sayesinde ise duyguları ifade etmeyi, insanları anlamayı öğrendim. Bir insan şarkımı dinlediğinde mimiklerinden bile çok şey anlayabiliyorum. Diyetisyen olarak ise sadece yeme bozukluğu çalışıyorum aslında. Çünkü bu süreç hem diyetsel hem de psikolojik bir süreç. İki süreci birlikte yönetebildiğim çok güzel dönütler aldığım bir mesleğim var. 

Seni Özler’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Olmaz mı? Şarkılarım hazır bile! Sizlerle buluşturmak için can atıyorum. Sürpriz isimlerle birlikte çalışır mıyım onlar belli değil ama solo şarkılar hazır!

Derenova’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Seni Özler”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.