Röportajlar

İlk teklisi “Akışa Bırak”ı dinleyicilerle buluşturan Ecem ile bir röportaj…

Ecem Şimşek… Alptekin Medya’nın düzenlediği Majör Stüdyo ses yarışmasının birincisi olarak kendi bestesi ilk teklisi “Akışa Bırak”ı Alptekin Yapım etiketiyle dinleyicilerle buluşturan, aynı zamanda müziğin eğitiminden gelen, YouTube ve Instagram’daki çeşitli şarkıları yorumladığı videolarıyla dikkat çeken Ecem ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Akışa Bırak’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-Diyarbakır’da doğdum. Küçük yaşta kursa giderek müzik eğitimi almaya başladım, kursa çok severek giderdim, hatta 6-7 yaşlarındayken tek başıma gönderirlerdi beni. Mesela bir gün kaybolmuştum biri elimden tutup beni kursa kadar götürmüştü, benim için ilginç bir hikayedir… Daha sonra Güzel Sanatlar değil de Anadolu lisesinde okumaya başladım ama hep müzik yapmak istiyordum o yüzden Denizli’de yaşadığım dönemde Belediye Konservatuvarı’nda piyano eğitimime devam ettim, sonra Bilgisayar Mühendisliği bölümünü kazandım ama gitmedim. Çünkü artık istemediğim bu gidişata dur demenin vakti gelmişti! Mezun olduktan sonra bir sene bekledim ve müzik kursuna başladım, benim için mükemmel bir seneydi, tam bir kazanç dönemiydi. Hayatımda hiç bu kadar eğlenmemiştim ve müzik öğrenmek severek yaptığım için bana hiç çalışmak gibi gelmemişti! Hep hayalim olan, sadece ve sadece hayatımda olmasını istediğim işin okulunu okumak için yetenek sınavlarına hazırlandım. Sınavına girdiğim bütün üniversiteleri dereceyle kazandım ve Çanakkale’de okumayı tercih ettim, o sırada tabi bilmediğimden Çanakkale ve İstanbul yakın diye ben de bir proje-konser olan, BİFO ve  Boğaziçi Caz Korosu bünyesinde yeni açılan MAGMA Filarmoni Korosu’na kimseden habersiz başvurdum ve İstanbul’a çağrıldım ve yaptığım gibi bir hesap olmayınca koro ve orkestra için İstanbul’da kalmam gerekiyordu, ben de bu vesileyle hep hayalini kurduğum, kazanmam imkansız diye düşündüğüm okulu; Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümünü kazanıp İstanbul’da okuma fırsatım oldu.  Böylece profesyonel bir eğitim alıp En başta benim için çok önemli olan “müziğin mutfağı” diye nitelendirilen Armoni eğitimi aldım ve bu bağlamda nasıl müzik yapmam gerektiğini de öğrenmiş oldum.

Majör Stüdyo’nun yarışmasına katılmaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda Akışa Bırak’ın oluşum süreci nasıl gelişti? Prodüksiyonunuzu üstlenen Alptekin Yapım, düzenlemenizi üstlenen Ozan Gülek ve eserin söz yazarı Kimyasalsız Kimyacı ile yollarınız nasıl kesişti?

-Majör Stüdyo ses yarışmasını bana birlikte hep hayal kurduğum bir arkadaşım göndererek bakmamı tavsiye etti. Ben de o zamana kadar O Ses Türkiye dahil olmak üzere o kadar çok şeye başvurmuşum ki hemen başvurdum sonra beklemediğim bir geri dönüş aldım, çok mutlu oldum. Süreç böyle devam ederken stüdyoya gittim canlı performans sergiledim. Cenk Alptekin ve Ozan Gülek ile tanıştım çok harika insanlar, çok da başarılılar. Daha sonra birinci olduğum açıklandı ve stüdyoya girdim. Ozan ile “Akışa Bırak” şarkısına demo kayıt aldık. Ben şarkılarımı genelde piyano başında bestelerim, Ozan önceden öngördüğü için bunun nasıl bir şey olacağına karar vermişti. Ben şarkının düzenlenmiş halini ilk dinlediğimde çok beğenmiştim, gerçekten beklemiyordum böyle bir düzenlemeyi. Çok mutlu olmuştum ve çok şükretmiştim. Eserin söz yazarı ablam olur, kalemi çok güçlüdür. Bir gün ona “Bana bir söz yazar mısın? Bestelemek istiyorum!” dedim, tabi sonra olaylar onun beklemediği bir şekilde gelişti! (gülüyor)

Akışa Bırak ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Çok tebrik aldım, insanlar benden böyle bir şey beklemiyordu ve birkaç eleştiri de aldım tabi. Sesime kullanılan ekonun sesimin tınısını örttüğünü düşünenler oldu, bazı insanlar da klibin şarkının yanında biraz daha geride kaldığını söylediler. Yani herkes göreceli yorumlar yapıyor… Ama ben mutluyum tabi ki!

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Kendi müziğimi yoğun yaşadığım duygusal anların dışa vurumu olarak tanımlayabilirim. 

Bununla birlikte çeşitli şarkıları yorumlayıp YouTube hesabınızda paylaşıyorsunuz. Bu tarz çalışmaları yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve sizce YouTube, yorumlarınızı duyurmada etkili mi?

-Ben hep tek tarz müzik yapıyordum sonra bir gün aynı zamanda müzik öğretmeni olan ağabeyim ile sohbet ederken çok çeşitli olmam gerektiğini söyledi ben de bunun etkili olabileceğini düşünüp çeşitli şarkıları kendi tarzımda yorumlamaya başladım. Çok da güzel olduğunu düşünüyorum. Geçen sene açtım YouTube kanalımı, ondan önce hep Instagram’da paylaşıyordum. Instagram dakika kısıtlaması yarattığı için ve birçok insan “YouTube hesabın var mı?” diye sorduğundan ben de artık bir kanal açmam gerektiğini düşündüm. Herkesin beğeneceği şarkıları yüklemeye çalışıyorum oraya ve güzel yorumlar geliyor, bu da etkili olduğunun göstergesi bence…

Akışa Bırak’tan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Tabi. İnşallah yakın zamanda yeni çalışmamı dinleyicilerle buluşturacağım.

Ecem’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Akışa Bırak”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.