Röportajlar

İlk teklisi “Alıştım Ben”i dinleyicilerle buluşturan Gökçe Coşkun ile bir röportaj…

İlk olarak B!P Akustik’te seslendirdiği kendi bestesi Alıştım Ben ile tanıdığımız; müziğin eğitiminden gelen bir isim Gökçe Coşkun. Şimdi ise Coşkun, Alıştım Ben’i Vana Papa Records etiketiyle bir tekli olarak dinleyicilerle buluşturdu.

Gökçe Coşkun ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Alıştım Ben’e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bununla birlikte konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-7 yaşında konservatuara girmemle birlikte başlayan bir süreç aslında;  8 yaşında keman öğrenmeye başladım ve müzik o zamanlardan itibaren hayatımın bir parçası oldu. Konservatuar disiplini içinde büyümek bana çok şey kazandırdı tabii ki; bir enstrümanın teknik etaplarını öğrenebilmek, müziğin formunu öğrenmek, Bach’ın müziğinin şifrelerini çözmeye çalışmak mesela, bence çok heyecan verici. Ya da bir orkestrada, bir quartette çalma deneyimi, müziksel bir bütünün parçası olmak bir müzisyen olarak beni büyüten şeyler olmuştur mutlaka. Bununla beraber aynı disiplinin beni sınırlandırdığını farketmek ve farklı müzik tarzlarına duyduğum merak, müzikle beraber özgürleşme isteği de beni dönüştüren şeyler oldular. Bazı dönüm noktalarım oldu elbette; mesela klasik müzik dışında başka tavırlarda ve tarzlarda müzik yapan müzisyenlerle yollarımızın kesişmesi, İstanbul’dan taşınmaya karar verip bir köye yerleşmem de bu süreci destekleyen ve tamamlayan noktalar oldular. Kardeşim Umut Burkay Coşkun’un müziğime olan katkısı da güç verdi. Şarkılarımı yazmaya başladıktan sonra da onları başkalarıyla paylaşma ihtiyacı doğdu; Alıştım Ben böyle bir sürecin ürünü diyebilirim. 

Alıştım Ben’in oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda düzenlemenizi yapan ve Emir Ural ile yollarınız nasıl kesişti? 

-‘Alıştım Ben’ şarkısının ilk taslağı kardeşim Umut Burkay Coşkun ve çok sevdiğim arkadaşlarım Efe Demiral ve Can Dedeoğlu ile B!P Akustik programına çıkmadan önce yaptığımız provalarda ortaya çıktı aslında; daha akustik bir versiyonunu çalmıştık birlikte. O düzenleme ile ilgili de çok olumlu geri dönüşler olmuştu. Sonrasında daha farklı bir şeyler yapmak istedim ve Emir Ural ile iletişime geçtim. Emir ile aynı konservatuarda okuduk, farklı dönemlerde okusak da birbirimizden haberdardık. Emir’ in benim bildiğim müzisyen kimliği çok iyi bir piyanist olmasıydı, fakat sonraki senelerde yaptığı çalışmaları takip ettiğimde aslında benim yapmak istediğim tarza yakın bir yerlerde durduğunu farkettim ve hemen ona yazdım. O da kabul etti ve birlikte çalışmaya başladık. Alıştım Ben’in ilk tekli olmasının belirli bir sebebi yok aslında, yazdığım ilk şarkılardan biri olması, ya da Emir’in diğer şarkılar arasından bu şarkıyı seçip düzenlemeye karar vermesi bu şarkıyla bir başlangıç yapma sonucunu doğurdu. Bu arada yaylılarda benimle birlikte şarkıya eşlik eden Başak Elkutlu ve Zeynep Ayşe Hatipoğlu’na, elektrik gitarları çalan Umut Burkay Coşkun’a, davullarda Ege Soydan’a ve Emir Ural’a da buradan tekrar tekrar teşekkür etmiş olayım. 

Vana Papa Records ile yollarınız nasıl kesişti?

-Vana Papa Records Ateş Erkoç’un şirketi; Ateş ile öncesinden tanışıyorduk zaten. İş ahlakını ve çalışma disiplinini çok beğendiğim için de onunla çalışma kararı aldım

Alıştım Ben ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Genel olarak çok yapıcı eleştiriler aldığımı söyleyebilirim. Olumlu ya da olumsuz eleştirilerin hepsini değerlendirmek, sonrası için bir bağlam belirleyebilmeye çok yardımcı oluyor kanımca. Tabii ki aslolan benim ne istediğim; neticede bu şarkıları yazarken bir şeyler hissetmişim ve ortaya çıkmışlar. Şarkıların genel yapısına, duygusuna karar vermek de benim sorumluluğummuş gibi geliyor. Ama bu şarkıyla ilgili, müziğimle ilgili söylenen her şey benim için çok kıymetli tabii ki.

Bununla birlikte İstanbul’dan ayrılıp kolektif bir yaşam biçimini seçtiniz ve bu bağlamda bir süredir Çanakkale’de yaşamaya devam etmektesiniz. Bu dönem sizin için nasıl gelişti ve bu ortam size müziksel anlamda neler kattı?

-Kolektif yaşam biçimi benim daha önce hiç görmediğim, bilmediğim, tanıklık etmediğim bir yaşam biçimiydi. Şehirde doğup büyüyen biri olarak köy hayatına dair çok az şey bilerek gittim oraya. Ama sanırım şehirde yaşarken kendimi çok cılız bir şeyin içinde gibi hissetmeye başlamıştım. Şu duyguyu çok net hatırlıyorum mesela; “bir çok şey yapıyorum ama aslında hiç bir şey yapmıyorum” hissi. Aslında tamamlanmamış olmanın verdiği bir his bu; artık tamamlanmaya ihtiyaç duyduğunuzun bir işareti. Birlikte üreten, birlikte hisseden, birlikte gülen, birlikte yürüyen, kendilerine yetebilen, kendilerine inanan, birbirlerine güvenen insanların olduğu bir topluluğun parçası olmak çok özel bir his. Elbette zorlukları da oldu bu yaşamın; ama ben inşa etmeye çalıştığımız o yaşamın çok önemli ve gerekli bir adım olduğuna inanıyorum hala. Ve hala mümkün olduğuna. Doğa ile çok geç kurduğum bu ilişki beni besledi;  bütün şarkılarımı oraya yerleştikten sonra yazmışım. Bir kuzu için yazdığım bir şarkı bile oldu. Kısacası kolektifle beraber başlayan ve sonrasında aynı köyde devam eden yeni yaşamım, beni kendi şarkılarını yazıp söyleyen bir müzisyene dönüştürdü. 

Alıştım Ben, sadece dijital olarak yayınlandı. CD olarak çıkarılması düşünülüyor mu? Bu bağlamda ilerleyen zamanlarda bir albüm çıkartmayı düşünüyor musunuz?

-Şimdilik öyle bir planımız yok, yani bir süre sadece dijital mecralarda olacak şarkı. 
Bir albüm düşüncesi ve planı var evet. 

Alıştım Ben’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Bir önceki soruda albüm planından bahsetmiştim zaten; ama ondan önce ikinci bir tekli yayınlamak istiyorum. Daha farklı bir yapısı olacak şarkının, bu aralar onun üzerine çalışıyorum. 

Gökçe Coşkun’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. Alıştım Ben’i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.