Röportajlar

İlk teklisi “Etiyopya”yı dinleyicilerle buluşturan Luna ile bir röportaj…

Temmuz ayının başarılı ilk teklilerinden birisi de, uzun zamandır kendi şarkılarını yazıp ilk defa bir adım atmaya karar veren Luna’nın Sous etiketli ilk teklisi “Etiyopya” oldu. Luna (Elif Kazar) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle ”Etiyopya”ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

-Etiyopya’ya kadarki müzik yolculuğumda boş zamanlarımı yazarak ve yeni şarkılar üreterek geçirdim. Bu benim tutkum; güvenli bölgem, duygularımı ifade ettiğim kaçış alanım. Yeni tarzlar denedim, stüdyoda çok fazla vakit geçirdim, olabildiğince bilgi toplamaya odaklandım. Aynı zamanda hayatta kalmak için diğer konularla da uğraştım. Para kazanmak, yüzeysel hayattan çıkıp maneviyatı keşfetmek, konfor alanından çıkmak, tutkularıma koşmak, zihnime farklı bir kapı açmak ve en önemlisi “disiplin” İstediğim hayatı yaratmak için, inanç ve dua beni hayata bağladı, bazı insanların tutunması gereken bir dal ihtiyacı vardır, benimkisi bu ikisi oldu. Ama bu dal bir destek, ellerini açıp isteyip yatarsan üstünü örterler, hareket edersen her zaman bir kapı açılır, bunu deneyimledim, hayat derslerle dolu!

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? “Etiyopya”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Firmanız Sous ve müzik-düzenlemeyi üstlenen Rover ile yollarınız nasıl kesişti?

-Yeteneklerini inatla gizleyen biri olarak bir dönüm noktası geçirdim, fena bir değişim girdi hayatıma. Çocukluktan gelen, çevresel olaylarla kodlanan o zihni bir kenara bırakmanın zamanının artık geldiğini anladım. Kendim için başlamam gerekiyordu. Etiyopya ilk göz ağrım yeni yayınlansa da epeydir var olan bir proje. Sous ve Rover ile ise tamamen şans eseri bir araya geldik hatta yollarımız farklı insanlarla kesişti bir anda ayrıldı sonra tekrar bir araya geldik teğet geçtik ama hayat bu noktada tekrar devreye girdi. Ne yalan söyliyeyim böyle bir dua etmiştim birlikte yükseleceğim ailem olarak görebileceğim insanlar için, benim için çok değerli bu sebepten!

Etiyopya ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Çok güzel dönüşler aldım şükürler olsun çevremde tanıdığım, tanımadığım herkesin harika mesajları destekleri vardı hatta epey şaşırdım, tabii ki şarkının bütününde daha iyi olması için yapıcı eleştiriler de oldu. Her zaman bir diğerinden iyi olması için eleştiriler şart. Doğru olanı al, gerisini bırak.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Orijinal, özgür, felsefi, sınırda diyebilirim. Tamamen orijinal diyemem, çünkü sanatçılar bilir ki yapılan her şey bir diğerinin üstüne inşa edilir, farkında olunmasa da. Özellikle uzun yıllardır yaşam olan bu dünya da orijinallik biraz zor. Ben herkesin kendinden bir parça bulabileceği sözler yazıyorum, çünkü ben de içinde bulunduğum duygu değişimlerinde, dinlediğim şarkılarda bunu arıyorum. İstemsizce kestirip atamam biraz mükemmeliyetçilik var tabii ki. Fazla düşünüyorum sanırım, ama dinleyenlerin yalnız olmadıklarını hissetmeleri için minicik bir ışık dahi yakarsam o sözde, o cümlede çok mutlu olurum bu nokta kilit benim için. O yüzden içimden geldiği gibi üretiyorum, çünkü amacımın ardına yüklediğim duygular belli.

Etiyopya’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Evet; tabii ki, bir sürü çalışma var ve sabırsızım. Dediğim gibi duygularımı şarkılarla ifade ediyorum o yüzden yaşadığım sürece bu döngü devam edecektir. Sesimi, sanatımı dünya ile paylaşmak için üretmeye devam edeceğim. Sevgi ve inançla kalın!

Luna’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Etiyopya”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.