Röportajlar

İlk teklisi “Hayrola”yı dinleyicilerle buluşturan Sanem Altınok ile bir röportaj…

2020 içinde dinleyicilerle buluşan ve dikkat çeken başarılı teklilerden birisi de, müziğin eğitiminden gelen; bu bağlamda eğitimcilik tarafını da sürdüren ve pek çok müziksel oluşumda yer alan Sanem Altınok’un WePlay etiketiyle dinleyicilerle buluşturduğu kendi eseri olan ilk teklisi “Hayrola” oldu. Altınok ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Hayrola’ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda müzik öğretmenliği okumak size müziksel anlamda neler kattı?

-Müzik ile yolculuğum, ailemin müziğe olan yeteneğimi keşfetmesi ve yönlendirmesi ile henüz beş yaşında iken, sevgili hocam Birsen Bayar’dan aldığım piyano eğitimi ile başladı. Başlarda çalışmalarımı aile dostumuzdan ödünç aldığımız küçük bir org ile yapıyordum. İki yıl kadar sonra ailemin piyano eğitimime devam edeceğime olan inançları ile maddi manevi tüm şartlarını zorlayarak bana aldıkları akustik duvar piyanosu dünyamı tam anlamıyla değiştirdi… Düşünsenize yedi yaşında küçük bir çocuk ve karşısında kocaman, siyah, parlak, gerçek bir piyano! O günü, yaşadığım o duyguları hiç unutamam. Sevinci hala tazeciktir içimde… Okul içi müzik faaliyetlerinde (koro, perküsyon, blok flüt, şiir okuma, yıl sonu resital ve gösterileri) ilk öğretim süresince aktif olarak görev aldım. 2007 yılından itibaren Royal Academy Of Music sınavlarında farklı yıllarda farklı seviyelerden “merit” başarı sertifikası aldım. On dört yaşımda okulun müzik kulübünde ilk gitar derslerimi aldım. Bu dersler beni popüler müziğe yakınlaştırdı ve ilk bestemi yapmama vesile oldu. Saatlerimi ayna karşısında gitar çalıp şarkı sözü yazarak ve onları besteleyerek geçiriyordum. Ergenliğimin verdiği yoğun duyguları bu şekilde ifade etmekten çok mutlu oluyordum. Lise sınavlarına bir ay kala, çok sevdiğim müziği ve piyanoyu meslek olarak seçmeye karar verdim. 2009 yılında İstanbul Avni Akyol Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi müzik bölümünü kazandım. Ana dal piyanonun yanı sıra viyolonsel de öğrenmeye başladım. Semiha Şakir Çocuk Esirgeme Kurumu’nda 4-8 yaş arası çocuklara gönüllü piyano eğitimi verdim. Bu dönemde bazı sanatçılarla da çalışma fırsatlarım oldu. Çeşitli show programları, dizi çekimleri ve kliplerde viyolonsel çalgım ile yer aldım. 2013 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümünü kazandım. Eğitim hayatım boyunca birbirinden değerli (Birsen Bayar, Şebnem Paker, Bülent Küçük,  İbrahim Acer, Efsane Çolpan Metin, Özcan Özbek, Mehmet Ali Özdemir ve daha ismini sayamadığım) birçok hocayla çalışma fırsatım olduğu için kendimi şanslı ve mutlu hissediyorum. Lise son sınıf itibariyle hem okuyup hem de çalışarak öğrendiklerimi deneyimlemenin mesleğime büyük katkısı olduğuna inanıyorum. Bu zaman kadar aldığım tüm eğitimler anlam ve farkındalık kazanmamı sağladı. Müzik öğretmenliği okumamın (özellikle derslerin çeşitliliği ve kapsamlı olması nedeniyle) beni çok yönlü olarak beslediğini söyleyebilirim. 

Düzenlemenizi ve prodüksiyonunuzu üstlenen Haluk Polat / We Play ile yollarınız nasıl kesişti?

-Mersin Polifonik Korolar Derneği’nin düzenlemiş olduğu Uluslararası Mersin Müzik Festivali kapsamındaki Korolar Şenliklerinde kendisiyle dolaylı olarak tanıştık. Daha sonra kurucusu ve eğitmeni olduğu İstanbul Ortaköy’de yer alan Cepsahne Vokal Müzik Kültür Sanat Atölyeleri’nde kendisini ziyaret ettim. Kendimi tanıtma ve bestelerimi dinletme ve fırsatım oldu. Hayrola’nın stüdyodaki tüm oluşum süreci Cepsahne’de gerçekleşti. Cepsahne’de yapılan çalışmalar gerçekten çok başarılı ve kıymetli işler üretiyorlar. Bir yıldan fazla bir süredir piyano eğitmeni olarak da yer aldığım bu bir ailenin bir ferdi olmaktan gururluyum.

Profesyonel bir tekli çıkarmaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda Hayrola’nın oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda düzenlemenizi Haluk Polat ile birlikte üstlenen Görkem Baharoğlu ile yollarınız nasıl kesişti?

-Yapmış olduğum bestelerin profesyonel kayıtlarını almak ve dinleyiciyle buluşturmak, bestelerimi yapmaya başladığım günden bu yana en büyük hayalimdi. Bir hayal kurduğunuzda, kendinize ve hayalinize inancınız tam olduğunda hayat, onu gerçekleştirmek için gereken fırsatları size sunuyor. Buna tüm kalbimle inanıyorum. Değerli müzik yapımcım Haluk Polat ile tanıştığımızda kendisine bestelerimden birkaçını dinlettim. Şarkılarımda farklı ve kendime ait bir tarzım olduğunu, böyle bir müzik tarzına ihtiyaç olduğunu, çalışmalarımda bana destek olabileceğini söylemesi üzerine ilk teklim olan Hayrola’nın yapım sürecine başlamış olduk. Kendisine gönderdiğim demo kaydın ardından, aranje çalışmaları tamamlandıktan sonra stüdyo kayıtlarımızı alarak Hayrola’yı dinleyiciyle buluştuğu son haline getirmiş olduk. Sevgili Görkem Baharoğlu ile de Haluk Polat sayesinde Hayrola’nın yapım sürecinde tanışmış olduk. Benim için çok keyifli, uyum içerisinde geçen bir süreç oldu.

Hayrola ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Hayrola’nın tamamlanması pandemi sürecinin başlarına denk geldi. Bu nedenle yayınlayıp yayınlamamak konusunda arada kalsak da taze heyecanı ile dinleyiciyle paylaşmaya karar verdik. Hayrola benim ilk teklim olduğu için havuza atlayıp yüzmeyi öğrenmeye başladım diyebiliriz aslında. Şarkının dijital platformlarda yayınlanması haricinde henüz herhangi bir radyo-TV veya reklam çalışması yapmadık. Şu an kendi halinde yakaladığı organik dinleyici kitlesiyle büyümeye devam ediyor. Gelen geri dönüşler, beğeni ve yorumlar, yurtdışında farklı birçok ülkeden dinleyicilerin olduğunu görmek benim için çok kıymetli, mutluluk verici bir süreç. Geri dönüşler ve yapılan yorumların çoğu; farklı, özlenen ve ihtiyaç duyulan bir tarz olduğu, ses, beste ve yorum hakkındaki beğeniler, akılda kalıcılığı, duygu dolu oluşu ve sıkılmadan dinlenebilirliği üzerine oluyor.  

Bununla birlikte bir dönem Rafet El Roman ile de çalıştınız. Kendisi ile çalışmak sizin için nasıl bir deneyimdi? 

-Rafet El Roman ile kısa bir dönem çalışma fırsatım oldu. Ezo ile düeti olan Kalbine Sürgün şarkısının klip çekiminde ilk tanışmamızı ve çalışmamızı gerçekleştirdik. 14 saat süren uzun ama keyifli bir çekimdi. Kuliste kendisine bestelerimden bir kaçını acapella olarak dinletme şansım oldu. Heyecandan dudağım seğiriyordu. Sağ olsun kendisi ilgi göstererek bestelerimin güzel ve değerlendirilmesi gereken şarkılar olduğunu söylemiş hatta şarkılarımdan bir kaçının demosunu istemiş, üzerine çalışabileceğimizi söylemişti. Çok heyecanlanmış ve mutlu olmuştum. Ama o dönem okul hayatım ve yaşımın küçük olmasından dolayı bu fırsatı değerlendirememiştim. Daha sonra konuk olduğu Beyaz Show programında kendisi ve ekibine orkestrada viyolonselimle eşlik ettim. Takibinde gerçekleştirdiği Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki konserinde orkestrada çellist olarak yer aldım. Üniversite sınavlarıma hazırlıklarım nedeniyle bu birlikte gerçekleştirdiğimiz son çalışma olmuştu. Benim için önemli ve heyecan verici deneyimlerdi. Hayalini kurduğum hedeflerimin ön izlemesini yapabildiğim bir pencere gibiydi. Show programı, klip çekimi, konser, perde arkası, hazırlık çalışmaları gibi birçok konuda fikir sahibi olmamı sağladı. 

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız? 

-Yaptığım müzikte duyguları içten, saf, yalın ve açık bir dille anlatmayı severim. Buna karşılık ufak gizemler yaratmak da beni mutlu eder.  İnsan ve evrenle kurduğum bağı betimlemelerim ile yansıtmaya çalışırım. Minör tonlar, duygu dolu tınılar, pesler ve tizler arasındaki yolculuk bana ilham verir. Sözlerle müziğin ahengi, dengesi benim için önemlidir. Bir hikâye anlatır ve o hikâyeyi yaşarım. Ama siz de dinlerken kendi hikâyenizi yaşayabileceğiniz açık kapılar da bulabilirsiniz. Yaşam, ölüm, aşk, özlem, yalnızlık, acı, mutluluk, tutku, cesaret vb. yaşadığımız tüm duyguları nostaljik, romantik, melankolik etkiler ve tasvirlerle müziğimde ifade etmeye çalışırım. Zıtlıkların kabulü, geçmiş, gelecek ve şimdinin döngüsüyle, tüm duyguları hakkıyla yaşamanın zevki ve yaşadığını hissettiren gerçekliğiyle, siyahtan beyaza bazen de beyazdan siyaha giden bir yolculuk, ve yolculukta keşfettiğimiz bambaşka renkler… 

Hayrola’ dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Elbette, merdivenin henüz başındayım. Önümde varmak istediğim birçok hedeflerim var. Bekleyen projelerimi tamamlayarak, yenilerini ekleyerek devam etmek istediğim bir süreç bu. Şu an için Hayrola’ya bir klip çekmek ve ikinci şarkımın hazırlıkları hakkında değerlendirme dönemindeyiz. Dinleyicilerle paylaşmak istediğim çok eserim var. Sahnede eserlerimi seslendirip dinleyiciyle buluşmak da en büyük hayalim. Gelişmeler için takipte kalın…

Sanem Altınok’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Hayrola”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.