Burak Gözen… İçindeki müzik tutkusuyla zamanla hem grubuyla sahne performanslarıyla dikkat çekerken, hem de solo kariyerine giden yolda kendisini bulan Gözen, kendi eseri ilk teklisi “Soluk Soluğa”yı PSYT by Gazel Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Gözen ile Bi’Kuble için müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Soluk Soluğa’ya kadar olan müzik yolcuğunuzda neler yaptınız?
-Temele inecek olursam bilhassa ilkokul yıllarında, kendi isteğim ve müzik öğretmenimin de uygun görmesi sonucunda önemli günler ve haftalardaki etkinliklerde solistlik yapıyor, koroda söylüyordum. Böylelikle içimdeki müzik meşalesi o yıllarda yanmaya başladı. Lise döneminde enstrüman olarak gitarı kendime yakın buldum. Birkaç akor öğrenip sürekli Haluk Levent’in “Ankara”sını çalıyordum. Zamanla repertuvar genişlemeye başladı. Artık çevremdekilere gitar çalıp, şarkılar söylüyordum. Üniversite yıllarında zamanımın büyük bir kısmını müzikle geçiriyordum. Özellikle 80’li yılların yabancı rock şarkılarını hayranlıkla dinliyordum. 2012’nin bir yaz gecesi arkadaşlarla birlikte çalıp, söylerken aniden bir fikir ortaya atıldı: “Aykırı”… Evet, üzerinde hiç düşünülmeyen ve ilk akla gelen bu isim kuracağımız üç kişilik grubun ismiydi. Hatta an itibariyle kurmuştuk bile. Zamanla çalışmalar yaparak, çeşitli sahnelerde yer aldık. Kitlemiz ile aramızda güçlü bir bağ yakaladık. Her çıktığımız sahnede onları önlerde görmek motivasyonumuzu artırıyordu. Bazen işlerin umduğumuz gibi gitmeyen olumsuz yanı vardı. Mesela klasik gitar ile slow ve pop söyleyen solistlere ilgi daha fazla oluyorken bizim tarzımıza ilgi daha azdı. Aykırı!nın az, fakat tutkulu dinleyicileri vardı. Rock müziğe duyulan ilginin yerini artık Pop müzik alıyordu belki de çoktan almıştı. Bu durum işletme sahiplerinin gözünden kaçmamış olmalı ki Aykırı fazla tutunamadı ve iki sene sonra dağıldı. Sonrasında bir daha grup kurma fikrine sıcak bakmadım. Kendime bir yol haritası çizdim. Artık ismimle ön plana çıkmak istiyor, tamamen kendime ait eserler üretmek istiyordum. Bu zaman diliminde birçok şarkı yazdım, besteledim. Bu bağlamda “Soluk Soluğa” ilk ürettiğim şarkı değildi. Fakat bendeki yeri başka olduğundan ilk teklimin o olmasına karar verdim.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Soluk Soluğa”nın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi ve prodüksiyonunuzu (PSYT by Gazel Müzik) üstlenen Can Doe ile yollarınız nasıl kesişti?
-Şarkılarım giderek artıyordu. Eserlerimi, müzisyen arkadaşlarıma gösterip, fikirlerini; olumlu, olumsuz yönde almak istedim. Sıra “Soluk Soluğa”ya geldi. “Bakın burada bir şarkım var, favorimi dinlemenizi istiyorum.” deyip ilk demoyu arkadaşlarıma dinlettim. Çok beğendiklerini görüp, ısrar etmeleri üzerine hazırlıklara başladım. İçlerinden biri Can Doe’ye yönlendirdi. Kendisiyle Çengelköy’de bir araya gelip toplantı yaptık. Projelerini dinlediğimde, çok başarılı buldum. Can da “Soluk Soluğa”nın ilk demosunu dinlediğinde tarzının dışında olduğunu ve bu durumun kendisini heyecanlandırdığını söyledi. İsteklerimi ve beklentilerimi dile getirdim. Sound hakkında fikir birliğine vardık. İşte o gün “Soluk Soluğa”nın ilk ve somut temelleri atıldı.
Soluk Soluğa ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Bahsettiğim gibi “Soluk Soluğa” ilk amatör demosunda da beğeniliyordu. Profesyonel anlamda Can Doe’nin de sihirli dokunuşuyla etkileyici kimlik kazandı. Beğenenlerin sayısı giderek artıyor. Şimdilik mütevazı şekilde ilerlemeye devam etsek de dinleyicilerin büyük kısmının beğenisini kazanacağına inanıyorum.
Bununla birlikte şarkınıza Gözen Prodüksiyon / Emre Gözen yönetmenliğinde bir klip çektiniz. Kendisiyle yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Bu tür projelerde çevrenizdeki insanlar büyük önem taşıyor. Saygı duyduğunuz, değer verdiğiniz kişilerin referansını baz alıyorsunuz. Emre Gözen’i prodüksiyonunda ziyaret ederek portföyünü inceleme fırsatım oldu. “Soluk Soluğa”dan bahsettim. Ne istediğimi, nelerden kaçınmamız gerektiğini en yalın şekilde ifade ettim. Bilhassa: “Klibimde samimiyetten uzak olmayacağım, neysem oyum!” düşüncesi klip sürecinde ince çizgimiz oldu. Birkaç toplantı sonucunda klibimizin kurgusunu ana hatlarıyla oluşturduk. Sonrası çekimlerde spontane şekilde gelişti. Klip üzerindeki fikir ayrılığını bariz fark ediyorum. Kimilerinin beğenisini kazanırken kimileri de eleştirilerini dile getiriyor. Onlara açık yürekliliğinden dolayı teşekkür ediyorum, böylelikle ben de eksik kalan nüansları tamamlamaya gayret ediyorum.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Tarz olarak rock. Fakat keskin değil. Bu bağlamda Alternatif Rock ve Pop Rock tanımı daha doğru olur. Elektro ve bas gitarlar olmazsa olmazımdır. Ha, bir de davullar var!
Soluk Soluğa’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Elbette. Bir aksilik çıkmazsa sıradaki teklimi birkaç ay sonra çıkarmayı planlıyorum. Çalışmalarım imkanlar dahilinde sürüyor. Sanırım bir süre tekli şeklinde devam edeceğim. Kim bilir, ilerleyen zamanlarda bu düşünce, yerini albüme bırakabilir…
Burak Gözen’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Soluk Soluğa”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle