Ağustos’un ilk haftasıyla birlikte dikkat çeken ilk teklilerden birisi de müziğin eğitiminden gelen, zaman içinde kendi şarkılarını yazan ve halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü’nde eğitimine devam etmesinin yanı sıra keman eğitmenliğine de devam eden Nisa Öztürk’ün Çallı Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşan kendi eseri ilk teklisi “Veda” oldu. Öztürk ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Veda”ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?
-Müzik eğitimime 5 yaşımda keman ile başladım. Uzun seneler sahnelerde ve konserlerde keman çaldım ve şarkı söyledim. Daha sonrasında müzik eğitimimle birlikte kendimi geliştirerek kendime özgü bir eser yaratmak istedim. Aldığım eğitim profesyonel anlamda nasıl bir eser ortaya çıkarabileceğime dair bana fikirler verdi.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz, bu bağlamda “Veda”nın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi üstlenen Buse Efsen ve altyapıyı üstlenen Beril Bilgütay ile yollarınız nasıl kesişti?
-“Veda” bendeki yeri çok ayrı olan bir hikayeyle ortaya çıktı. Sözlerini ve ezgisini iç dünyamda yaşadığım iyisiyle kötüsüyle biriken anılarla oluşturdum. O anılar kadar masum ve dinleyince sözleriyle herkesin kendinden bir parça bulabileceğine inanarak geliştirmek istedim şarkıyı. Buse Efsen ile yollarımızın kesişme hikayesi 15 yıla dayanıyor. Kendisi her adımımda yanımda olan ve hayallerimde bana yol arkadaşlığı yapan çok iyi bir müzisyen ve bir abla. ”Veda” ortaya çıkarken bu yolda yanımda olmasını istedim ve beni kırmadı. Beril Bilgütay ise işinde oldukça yetenekli ve yaptığı her işe muazzam ilgi duyan, özen gösteren ve “Veda” doğarken ilham kaynağım olan harika bir dost. Ben kendisine hayallerimden bahsettim ve o da rüyalarımdaki eseri ortaya çıkardı.
Çallı Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?
-Şarkının klip çekim süresi boyunca, yönetmenimiz Hüseyin Kurt beni Kenan Çallı ile tanıştırdı ve Çallı Müzik en iyi şekilde bu yolculukta bana eşlik etmiş oldu.
Veda ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-“Veda” oluşurken en büyük hayalim, insanların şarkının ezgisini ve sözlerini dinlerken kendi acılarına, yaşadıkları aşklara ve duydukları özlemlere dair bir şeyler bulabilmesiydi. Aldığım dönüşler bu hayalimi gerçekleştirdiğime dair kendimle gurur duymama sebep oldu.
Veda’nın klibini yöneten Hüseyin Kurt ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti? Klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Hüseyin Kurt senelerdir tanıdığım ve farklı projelerde birlikte çalışmak istediğim harika bir klip yönetmeni ve fotoğrafçı. “Veda” oluşunca da şarkının oluşturduğu o etkiyi klipte ve görüntülerde onun verebileceğine dair olan inancım hep vardı. Klip için öncelikle bir kurgu belirlendi ve bunun üzerine tartışıldı. Tıpkı rüyalarımda gördüğüm gibi bir kurgu ortaya çıkınca da hiç beklemeden çalışmalara başladık. Klip için oldukça güzel yorumlar yapıldı. Denizde çekilen sahnelerde insanların şarkının hissiyatını muazzam şekilde hissettiklerine dair yorumlar aldım. Amacımız böylelikle gerçekleşmiş oldu. Zaten böyle güzel hayallerin ve rüyaların gerçekleşebileceğine dair her zaman ümitleri olan ve buna inanan biriyim.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Ben “Veda” eserimi duygularımın en yoğun olduğu bir dönemde piyanomun başına geçerek akustik eser olarak yazdığımda, bütün güzel hislerimi satırlara dökmüştüm. Çünkü bu şekilde ortaya çıkan her hikaye ve her aşk, ezgilerle bütünleşip sonsuza kadar kalbimizde yer edinmeyi hak ediyor.
Veda’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Bu yola “Veda” ile bir bütün olarak çıktım. Bundan sonrası için hislerimi ve duygularımı ifade edebileceğim ve insanlarda oldukça derin izler bırakacak yeni projelerim var diyebilirim.
Nisa Öztürk’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Veda”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle