Selim Oğur… Uzun zamandır sahnelerden tanıdığımız bir isim olarak tekli ve albüm çalışmalarıyla dinleyicilerin beğenisini kazanmaya devam ediyor. Şimdi ise YouTube kanalında başladığı “Bunlar Hep Akustik” projesi kapsamında çeşitli şarkıları yorumlayan Oğur, bu sefer kendi eseri olan “Sarılsak Geçmez mi?”yi bu projenin tek yeni bestesi olarak dinleyicilerle buluşturdu. Oğur ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, çalışmalarını, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Kepenk”e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Çocukluk yıllarımdan itibaren müzik ile iç içe büyüdüm. Kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum. Yani bir klişe var ya; saç fırçası, TV kumandası ya da parfüm şişesinden mikrofon yapıp ayna karşısında şarkı söylemek. Hah işte onu ben de yaptım. Eve gelen misafirlerin karşısına geçip sohbetlerine bir es verdirip Sezen Aksu’nun yeni albümünden şarkılar söylerdim. İlkokulda müzik derslerinde müzik öğretmenim mandolin çalar ben de Nasıl Geçti Habersiz söylerdim. Anaokulunda uydurma sözlerle lambada söyleyip dans ederdim. Anaokulu müsameresinde de hatta bu şarkıyı söylerken özel kıyafetimle fotoğrafım var. Ortaokulda aynen devam ettim. İçimdeki şarkı söyleme hevesi dinmek bilmiyor ve her geçen gün açık bulduğu kapıdan sürekli içeri dalıyordu. Şiir yazıyordum ve deli gibi okuyordum. 1999 yılında klasik gitarla tanıştıktan sonra kendi söz ve bestelerimi yapmaya başladım. 2000 yılında Milliyet Gazetesi’nin düzenlediği Türkiye Liselerarası Müzik Yarışması’nda kendi okul orkestramla Ankara bölge birinciliği, Türkiye dördüncülüğü aldık. Marc Anthony’den “You Sang To Me” adlı şarkıyı söyledim. Sahne tozunu yutmaya başlamıştım; o yıllar benim miladım oldu. Hafta sonları küçük kafelerde şarkı söyleyerek serüvenim başladı. Yıllardır İstanbul’da ve Kıbrıs’ta birçok mekanda gitarımla veya orkestramla akustik performans sergiliyorum.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Kepenk”in oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi üstlenen Teoman Alpsakarya ve 3 Adım Müzik ile yollarınız nasıl kesişti? Kepenk ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Kepenk benim ilk teklim evet; aynı zamanda sektöre adım atmak üzere çıktığım yolun ilk basamağıdır. Oldukça amatör bir ruhla, amacı sadece şarkı söylemek olan bir şarkıcının ilk profesyonel işi. Teoman Alpsakarya ismi yoluma çıktığından ona bütün şarkılarımı dinletmiştim. Ancak ısrarla Kepenk olsun istiyordum ilk tekli. Hem organizatör hem de müzisyen olan bir ağabeyimin tanıdığı bir klarnet sanatçısının bağlantısıyla birbirimize ulaştık. Hayatıma dair köklü değişiklikler yaptığım, kafamın oldukça karışık olduğu bir dönemdi. 3 Adım Müzik ise yine ordan işi çıkmış bir sanatçı dostumun önerisiydi. Yılmaz Uyar çok kaliteli, beyefendi bir yapımcıdır. Her yapımcı gibi PR yapmadı o da ama, manevi desteği hep omzumdaydı. Şarkı ile ilgili geri dönüşlere gelince ciddi bir PR çalışması yapılmadığından ve dahi klip bile çekilmediğinden çok duyulmadı. Ama şarkı güzel şarkıdır. Bir gün tekrar yeni bir aranje ile gündeme getirebilirim. Zaten aklımda albüm vardı; ben de ona konsantre olmayı seçtim.
İkinci çalışmanız bir albüm oldu. Bu bağlamda “Biçilmiş Kaftan”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeleri üstlenen Ozan Gülek ve Arpej Yapım ile yollarınız nasıl kesişti? Biçilmiş Kaftan’daki şarkılarınız ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Arpej Yapım etiketi ile “Biçilmiş Kaftan” isimli ilk göz ağrım 11 Mayıs 2018, Cuma günü yayınlandı. Albümde 6 şarkı yer alıyor ve her birinin sözü, bestesi bana ait. Eserlerin repertuvar süreci, ön çalışma ve stüdyo aşaması yaklaşık 8 ayda tamamlandı. Repertuvar çok kalabalık olduğu için çünkü kendime ait 600’ü aşkın eserim var. Bunları dinlemek/dinletmek epey zamanımızı aldı. Doğru şarkıları seçmek konusunda oldukça hummalı bir çalışma yaptık. Düzenlemelerini ise bu yolda karşıma çıkan en samimi insanlardan bir tanesi olan Ozan Gülek yaptı. Aynı şeyleri düşünüyor olmak ve hayalini kurduğunuz aranjelerin hayat bulmasını sağlayan bir aranjörle çalışmak, bir müzisyen için çok büyük bir şanstır. Ben çok şükür bu yönden çok şanslıyım. Dikilitaş Can Stüdyoları’nda kaydettiğimiz albümün kayıt-mix ve masteringlerini Ünal Aşkın üstlendi. Albümde emeği geçen müzisyenlere değinmeliyim çünkü onlar bu toprakların yetiştirdiği birbirinden değerli ustalar. Gitarların tamamı Selahattin Güzelel, basgitarlar Kemal Büyük, Bağlama ve Buzuki’de Motor Ali Yılmaz, Trompet’te Hasan Gözetlik, Yaylı Tambur ve Perdesiz Gitar/Bas’ta Uğur Varol, Perküsyon Mehmet Akatay, Kemanlar ise İstanbul Strings imzası taşıyor. Ozan Gülek’le ortak bir müzisyen arkadaşımız vasıtasıyla tanıştık. O zamanlar müziğimi en iyi yansıtacak aranjörü arıyordum, ve görüştüğüm bilmem kaçıncı kişiydi Ozan. Sayısını hatırlamıyorum! (gülüyor) Ozan, iyi bir müzisyen ve iyi bir aranjördür. Şahane işler yapmıştı ve ben de şarkılarımı ona emanet ettim. Götürdüğüm onlarca şarkı içinden 6 tane seçtik ve sıvadık kolları. Arpej Yapım’a karşı sevgili Umut Kuzey’den ötürü bir sempatim vardı. Birkaç şirketle görüşme sağladıktan sonra Umut’la el sıkıştık. Yani özellikle onu bulmadım, denk geldi diyebiliriz. Biçilmiş Kaftan aslında benim miladımdır. Yani Kepenk’teki tecrübesizliğimi attığım, artık müzisyen kimliğimi de ortaya koyduğum, işin mutfağında da söz hakkı sahibi olduğum bir albümdür. Çok keyifli yorumlara, şahane radyo ve TV programlarına çıkmama, beni duygudan duyguya sürükleyen bu şahane serüvene sebeptir. Güzel albümdü, iyi ki yapmışız.
En son YouTube’da yayınladığınız “Sarılsak Geçmez mi?”nin oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Doğan Gönül ile yollarınız nasıl kesişti?
-Albüm ertesi artık bir YouTube kanalım varken; kanalı biraz canlandırmak, kendime ait olanları kendime ait bir kanaldan yaymak istedim. Tekli halinde şarkılarımı yayınladım. YouTube üzerinde “Gitar Karaoke” adlı bir kanal var. Kanalın sahibi Doğan Gönül. Çok özel şarkıların karaokelerini yapıp kanalında dinleyiciye sunuyor. Üstelik hiçbir beklentisi de yok. Kendisi aynı zamanda “aranje.net” ismini verdiği bestesi ve sözü olan herkese aranje desteği vereceği bir site kurduğunu duyurdu. O siteden nasiplenenlerden biriyim ben de. Daha önce “Aşk Arsızı” ve “Söyledim” isimli iki şarkımın aranjesine imza attı. Kanalımda mevcut. Şimdilerde “Bunlar Hep Akustik” adını verdiğim akustik bir YouTube projesine başladık. Az evvel bahsettiğim “Gitar Karaoke” kanalından seçtiğim özel cover şarkılardan bir proje yapıyoruz. Bu projenin içinde bir sözü bestesi bana ait şarkı var. Her hafta yeni bir şarkı diye yola çıktık. “Sarılsak Geçmez mi” bu projenin tek bestesidir. Şarkıyı Doğan’a gönderdim ve dedim ki “Ne diyorsun?” O da “Lütfen yapalım!” dedi. Böylece şarkının aranjesini kısa sürede bitirdi. Yine akustik olacak ve aşırı enstrüman kalabalığı yerine sadeliği seçecektim. Aynen öyle oldu.
Sarılsak Geçmez mi? ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Şarkının duygusu dinleyiciye geçti. İlk andan itibaren gelen yorum ve mesajlardan çıkarımım; “Sarılsak Geçmez mi?” düşüncesine dört elle sarılma durumuydu. Aslında yarım kalmış bir hikayenin ardından, “Hadi gel” diye naif bir şekilde seslenen sevgilinin şarkısıdır. İçinde oldukça umut barındırır. Umut etmeden yaşanmaz ya; insanlara umut aşılayan, yarım kalmışlıklarına cesaret yükleyen bir şarkı olduğu için çok mutluyum.
Klibinizi yöneten Mathilda ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klibiniz ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Mathilda benim yıllardan beri çok yakın dostumdur. Mathilda aslında nick name yani gerçek ismi değil. Yazdığım birçok şiirde adını geçirdiğim, seslendiğim zahiri dostumdu, gerçek dostuma bu isimle seslenmek istedim. Klibe gelince hayalimiz diyebilirim. Çünkü kendisi astrofotoğraf sanatçısıdır. Bunun üzerinde çokça çalışıyor. Ben de kamerasını eline alsın beni çeksin istedim. Kadrajından kendimi görmek istedim. Bu hissiyatı göklerde olan şarkımı şaha kaldırdı sağ olup var olasıca dostum. Klip için güzel dönüşler aldım özellikle Retro eşyaların varlığı insanları oldukça mutlu etmiş görünüyor.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Kalbimden kalemim vasıtasıyla dökülen satırları, ciğerimi yakan notalara bürümek benimkisi. Duygu işi; sadece “Aşk”la!
Sarılsak Geçmez mi?’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Elbette var. Heybemde onca şarkı varken susmak bana yakışmaz. “Bunlar Hep Akustik” projesinin yenileri gelecek. YouTube’a özel bu projeyi albüm halinde yakında dijital marketlerde de dinleyeceksiniz. Kendi yazdıklarımdan da ara ara sürprizler yapıp yola devam edeceğim. Zaman ne gösterir bilinmez ama; aklımda daha heyecanlı projeler de var. Zamanı gelince hepsi ile tanıştıracağım sizi.
Selim Oğur’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Sarılsak Geçmez mi?”yi kendisinin YouTube kanalında bulabilirsiniz.
Yorum Ekle