Mithat Güven ismini çoğu dinleyici, 2020 içinde bestelediği ve Türkiye üçlemesi olarak da nitelendirilebilecek “19 Mayıs Atamızın İzinde” ve “30 Ağustos Zafer Marşı” ile duydu. Çocukluğundan beri müzikle ilgili olan; bu doğrultuda müziksel yaşantısına devam ederek en son Be Müzik etiketiyle “29 Ekim Cumhuriyet Marşı”nı dinleyicilerle buluşturan Güven ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
-19 Mayıs Atamızın İzinde’ye kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Müzik ve piyanoyla 7 yaşında tanıştım. Aslında her şey aileden “Org mu yoksa bisiklet mi alalım?” sorusuyla başladı. Orgu tercih ettim. Sonrasında geçen süre okul dönemleriyle birlikte aktif konserler, düğünler ve müzik programlarıyla geçti.
Bir Türkiye üçlemesi yapma fikri nasıl gelişti? Bu bağlamda ilk olarak YouTube’da yayınlanan eseriniz “19 Mayıs Atamızın İzinde”nin oluşumu nasıl gelişti ve tüm çalışmalarınızda düzenlemenizi üstlenen Mesut Özşahin ile yollarınız nasıl kesişti? 19 Mayıs Atamızın İzinde ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Çeşitli müzik türlerini incelerken, ulusal marşlar üzerine yapılan çalışmaları okudum. Bu yönde uzun zamandır çok fazla yeni marşların yapılmadığını gördüm. Müziği Kurt Striegler sözleri Mustafa Nermi’ye ait İzmir Marşı 1923 yılında bestelenmiş. İlk olarak 29 Haziran 1923 tarihinde Almanya’nın Dresden kentinde çalınmış. 10. Yıl Marşı’mız ise Cumhuriyet’in 10. Yıl kutlamaları için 1933’de düzenlenen marş yarışmasının galibi gelen marşı Sözleri Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel tarafından yazılmış, Cemal Reşit Rey tarafından bestelenmiş. Yakın dönemde yeni çalışmalar yapılsa da marş müziği çeşitleri alanında az eser mevcut. Yeni marşlar yapmaya karar verirken fikrimi müzik kalitesine ve kendisine güvendiğim Mesut Özşahin’e anlattım. Mesut Özşahin, benim ilk müzik hocamdır. Ayrıca babası çok değerli rahmetli sanatçılarımızdan Muzaffer Özşahin, benim babamın arkadaşı ve aile dostumuzdur. 19 Mayıs Atamızın İzinde Marşı’nı yaptığımda ilk kendi sitemde yayınladım. Çok güzel beğeniler ve dönüşler aldım. Kandemir Konduk Erhan Yazıcıoğlu ve Serdal Yazıcı sevdikleriyle marşımızı paylaştı. Sonrasında oluşan beğenilerle büyük bir kitleye ulaşmış olduk.
İlk tekliniz “30 Ağustos Zafer Marşı” oldu. Eserin oluşum süreci nasıl gelişti? Be Müzik ile yollarınız nasıl kesişti? 30 Ağustos Zafer Marşı ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-19 Mayıs Marşı’mızla aldığımız ilk güzel dönüşler sonrası 30 Ağustos Marşı’nı sözlerini ve bestesini hazırladığımda daha çok kitleye ulaşmak ve dinletmek için marşları dijital müzik platformlarına eklemeye karar verdik. Mesut Özşahin ile birlikte dijital platformların tamamında olmak için Be Müzik Abdullah Turan ile çalışmayı tercih ettik. Marşlar çok kısa sürede tüm müzik platformlarına girdi ve beğenilerle birlikte harika yorumlar aldık. Çalışmalarımızın başarıya ulaştığını görmeye başladığımda oluşan memnuniyeti gördükçe yeni marşlar yapmaya ve bestelemeye devam ettim.
En son “29 Ekim Cumhuriyet Marşı”nı yayınladınız. Eserin oluşum süreci nasıl gelişti? Eserin sonunda çeşitli tiyatro sanatçılarının yer alması nasıl gelişti?
-Evet. 19 Mayıs Marşı’mızda beğenilerini belirten paylaşan ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen çok değerli abim Kandemir Konduk’un yanı sıra ülkemizin çok değerli tiyatro ustaları Erhan Yazıcıoğlu, Reha Özcan ve Cumhuriyet Marşı çalışmalarım boyunca hep yanımda olan Serdal Yazıcı oldu. 29 Ekim Marşı’nı yazarken marş arasında şiir ve Cumhuriyet sözlerini birlikte ekleme fikrini kendilerine sundum. Onlar da fikrime destek verdi. Finalde harika bir marşımız daha oldu. 29 Ekim’de dijital platformlar, televizyon ve radyonun yanı sıra yazılı basında da yer aldı.
29 Ekim Cumhuriyet Marşı ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Marşlar; ulusal bayramlarda bizi coşturan, duygularımızı dile getiren, tarihinizi anlatan bir müzik türü. Değerli halkımızın güzel yorumları, tebrikleri, beğenileri ve geri dönüşler sonrası gurur veren mutlu eden yazıları da gördükçe sonunda “İyi ki yapmışız!” demek onur vericiydi benim için. Televizyonlarda; belediyelerde, araçlarda ve sosyal medyada marşımızı dinledikçe hepimiz o mutluluğu, coşkuyu içimizde hissettik!
29 Ekim Cumhuriyet Marşı’ndan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalarınız var mı?
-29 Ekim Cumhuriyet Marşı’mızı yaparken tek bir eksik vardı. Şiirleri okurken şiirlerde stüdyo çalışmaları ve yetmeyen süre nedeniyle kadın tiyatro sanatçılarımıza ses sanatçılarımıza yer veremedik. Şimdi 19 Mayıs Marşı’nı stüdyoda yepyeni enstrümanlarla yeniden yayınlayacağız. 19 Mayıs’ta marşımızın şiirlerinde kadınlarımız ve umut veren gençlerimiz olacak. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlarımıza ve gençlerimize verdiği önemi ve değeri hepimiz çok iyi bilmekteyiz. Bu değeri 19 Mayıs’ta en iyi şekilde marşımıza yeniden hazırlarken eserimize yansıtacağız. Röportajın başlangıcından bu zamana kadar “marşımız” diyorum. Çünkü marşlar sözü ve müziği bana ait olsa da yayınlandıktan ve dinlendikten sonra tüm ulusumuzun, hepimizindir. Ulusal bayramlarda coşkumuza coşku katacak yeni marşlarımızı yapmaya devam edeceğim. Desteğini yanımda hissettiğim çok değerli ustalarımıza, dostlarıma, değerli dinleyenlerimize ve bu güzel röportaj için size çok teşekkür ederim.
Mithat Güven’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “29 Ekim Cumhuriyet Marşı”nı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle