Röportajlar

Yeni teklisi “Benim İçin”i dinleyicilerle buluşturan Aneeka ile bir röportaj…

Son dönemde alternatif ve R&B tınılı çalışmalarıyla dikkat çeken; aynı zamanda müziğin eğitiminden gelen bir isim olan Aneeka, hem solo hem de düet çalışmalarıyla dinleyicilerin beğenisini kazandı. En son sözlerini yazdığı “Benim İçin”i İmge Yapım etiketiyle dinleyicilerle buluşturan Aneeka ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Işıkların Ortasında’ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-Müzik hayatıma keman çalarak başladım 8 yaşında. 4 sene kadar bir süre keman çalsam da aslında hep şarkı söylüyordum ve söz yazıyordum… 16 yaşındayken opera eğitimi almaya başladım ve konservatuvara hazırlandım, sonrasında opera okumak istemediğimi fark ettim ve 3 sene kadar jazz, senfonik metal, rock türlerinde müzik yaptığım farklı farklı gruplarda bulundum vokal olarak. Müzik konusunda biraz maymun iştahlıydım diyebilirim. Bir dönem Valjeta isimli grubumuz vardı senfonik metal yaptığımız, bir diğer rock grubum Cosmic Ship… Çoğu zaman kardeşimle müzik yapardık, kendisi 6 yaşından beri konservatuvarlı, 9 senedir de Mimar Sinan GSF’de keman çalıyor. İlham kaynaklarımdan biri de o… Yine de o dönemde de şarkılarımı yazarken kafamda hayal ettiğim ve söylemeyi en çok sevdiğim tür hep R&B olsa da müziğin her türlü hali ilgimi çekiyor. 2018 yılında İngilizce Mütercim Tercümanlık’tan mezun olduktan sonra ise müzikal anlamda teknik olarak işin işleyişini merak ettiğim için ses mühendisliği ve tonmeisterlık okudum. Tabii ki müziği yaptığım her alanda Opera-şan eğitimim sesimi kullanış şeklim, kendimi ifade ediş biçimim olsun ve büyük ölçüde katkı sağladı.

Bununla birlikte QB ile “Metropol”ü yayınladınız. QB ile ve Sound Check Collective ile yollarınız nasıl kesişti? Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti ve tekliniz ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Sound Check ekibinden Gcode ile sosyal medya üzerinden tanıştık ve benden QB’nin bir şarkısına eşlik etmemi rica ettiler, ben de şarkıyı çok beğendiğim için hayır diyemedim. Çok eğlenceli bir ekip ve çalışmaktan çok keyif aldığım bir süreçti. Şarkıya gelen geri dönüşler ve yorumların hepsi çok olumluydu. Metropol yayınlandıktan 1 ay sonra QB’nin Kadıköy Nayah’ta albüm lansman konseri oldu ve orada da şarkıya herkesin eşlik etmesi üzerine dinleyici tarafından gerçekten sevildiğini fark ettik.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda Işıkların Ortasında’nın oluşum süreci nasıl gelişti? Beati üstlenen Yiğit Avcı ve Piu Sound ile yollarınız nasıl kesişti? Işıkların Ortasında ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Uzun zamandır söz yazıp şarkı söylediğim, müziğin içinde de olduğum için yaptığım işleri artık dinleyicilere ulaştırmak ve hissettiğim duyguları onlarla paylaşmak, bir nebze de olsa onların hayatlarına dokunmak istiyordum. Bu sebeple bir tekli yayınlama kararı aldım ama Işıkların Ortasında çok ani gelişen bir parçaydı. Piu Production ile benim çok yakın bir arkadaşım sayesinde tanıştık, doğrudan çalışmalara başladık. Yiğit’le de orada tanıştık ve çok kısa bir sürede Işıkların Ortasında’yı yayınladık. Parça ile ilgili çok güzel yorumlar aldım ve bu beni daha da iyilerini yapmaya teşvik etti diyebilirim.

İkinci tekliniz Gazelle ile “Obsession” oldu. Gazelle ile yollarınız nasıl kesişti? Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? İmge Yapım ile yollarınız nasıl kesişti? Obsession ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Gazelle her zaman beğendiğim bir prodüktördü. 2019 yılında Qb ile yaptığımız “Metropol” şarkısından sonra sosyal medya sayesinde Gazelle’in işlerine denk geldim ve o dönem takipleşmeye başladık. Daha sonra arkadaş olduk. Gazelle Obsession’ın beatini sesime ve tarzıma çok yakıştırıp attığında ben direkt sözleri yazmaya başladım. Ertesi gün ona bir demo attım ve çok beğendik, vokal kayıtlarını aldık. Şarkı hazırdı, mix&mastering aşamasında İmge Yapım’dan Deniz Haberman’la yollarımız kesişti. Şirketle birlikte çalışmaya başladığımız ilk haftada Obsession’ı yayınladık. İngilizce ve R&B-trapsoul türü bir şarkı olduğu için herkese hitap ettiğini düşünmesek de dinleyenlerin tek eleştirisi şarkının kısa olmasıydı… 

En son, ”Benim İçin”i yayınladınız. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? Beati üstlenen Serdar Yekta Elmas ile yollarınız nasıl kesişti? Benim İçin ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-“Benim İçin”’i 1 sene önce yazmıştım ve o sıralarda kardeşimin sınıf arkadaşı Serdar prodüktörlük yapıyordu. Müziğine çok güvendiğim çok başarılı bir piyanisttir kendisi aynı zamanda. Onunla görüşüp neler yapabileceğimizi konuştuk ve o da şarkıyı çok beğendiğini söyleyip aynı hafta içerisinde beatini gönderdi. Yine de uzun bir süre yayınlama şansı bulamadım… İmge Yapım ile çalışmaya başladıktan sonra bu şarkıyı beğendiklerini ilettiler, akabinde vokal kayıtlarını alıp yayınlama sürecine girdik. 18 Haziran’da yayınladık. Türkçe bir şarkı ve daha chill olduğu için dinleyicilerin daha çok beğendiğini gördük.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Müziği bir kalıba sığdırmaya çalışmanın beni sınırlandırdığını düşünüyorum. Ne hissedersem onu yazıyorum, söylüyorum ve dinleyiciye sunuyorum. Yine de bir sınıfa koymam gerekirse R&B-trapsoul diyebilirim. Fakat bu başka türlerde kendimi denemeyeceğim anlamına da gelmiyor. 

Benim İçin’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı? 

-Elbette! Uzun bir süredir yeni tarzlar deniyorum ve yakın zamanda da bunları dnleyiciyle buluşturmayı planlıyoruz. Şu ana kadar beni destekleyen ve yanımda olan herkese de ayrı ayrı teşekkür ederim.

Aneeka’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Benim İçin”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.