Zeynep Sağdaş… Müziğin muftağında ve sahne önünde uzun zamandır başarılı çalışmalara imza atan Sağdaş, özellikle ilk şarkılarından “Yarım Kalanlara Rağmen” ile halen dinleyicilerin beğenisini kazanmaya devam ediyor. Şimdi ise Sağdaş, kendi prodüksiyonu olarak kendi eseri yeni teklisi “Dağılmış Taşlar”ı dinleyicilerle buluşturdu. Sağdaş ile Bi’Kuble için, yeni çalışmalarını, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Müzik yolculuğunuzda uzun bir süreyi geride bıraktınız. Bu süreyi çalışmalarınız üzerinden müziksel anlamdaki değişimler bakımından nasıl yorumluyorsunuz?
-Müzik bir varoluş biçimi, oluş şekli benim için. Dolayısı ile müzik yolculuğumu yayınladığım ilk şarkı ile sınırlayamam süre olarak. Kendimi bilmeye başladığım zamanla başlayan, son anıma kadar sürecek bir hâl. Sermayesi yaşadıkları olan her sanatçı gibi, yolculuğumda başıma gelenler hem kalemimi hem de kalemimden geçenleri sesime yansıtma şeklimi etkiliyor. Düşündüklerimi ve hissettiklerimi ifade ediş biçimim tecrübelerimle şekilleniyor. Bu bağlamda kendini tekrar eden, aynı tip eserler üreten bir müzisyen olmaktansa farklılık peşinde koşuyor olmak ve kendi içimden yükselen sesi mikrofondan geçirmek beni hayatta tutuyor.
Çalışmalarınızı bir süredir kendi prodüksiyonunuz olarak yayınlıyorsunuz. Kendi prodüksiyonunuzu üstlenmek size istedikleriniz anlamında size özgür bir alan sağlıyor mu?
-Bir plak şirketi bünyesinde olmayı özgürlüğü kısıtlayan bir şey olarak görmüyorum esasında. İnsanın düşebileceği en büyük hapishane kendi zihnindedir. Kişiyi özgür de bıraksanız eğer zihninde bir hapishanenin içinde yaşıyorsa onu kanatlandıramazsınız. Benim için önemli olan bu hapishanede olmamak hiçbir zaman. Bu açıdan plak şirketi ya da kendi prodüksiyonum olması benim için çok fark eden bir durum değil. Önemli olan kısıtlayıcı zihin engellerinden uzak durmak. Bir ekibim var ve ortak özelliğimiz bu engellerden uzak duruyor olmak.
Bir önceki çalışmanız “Modern Külkedisi”nin sahipleri Filiz Eroğlu ve Sezgi Erciyas ile yollarınız nasıl kesişti ve şarkıyı yorumlama süreciniz nasıl gelişti?
-Arpej Yapım’ın patronu Özlem Hanım’ın (Özbakan) bana getirdiği bir şarkıydı Modern Külkedisi. Coverlar haricinde ilk defa bana ait olmayan bir şarkıyı seslendirdim. Çok bestem olduğu için başka birinden şarkı almam diye düşünüyordum esasında fakat ilk dinlediğimde içimdeki matrak tarafı buldum şarkıda, bir de bu yanımı görsün istedim dinleyici. Zaten klibin de hem senaristliğini hem de sanat yönetmenliğini üstlendim, her şeyiyle tek tek ilgilendim. Sezgi de Filiz de çok tatlı iki hanım, onlara bayılıyorum. Şarkılarını da bağrıma bastım.
Modern Külkedisi’nde düzenlemenizi üstlenen Özgür Karakaya ve Arpej Yapım ile yollarınız nasıl kesişti? Modern Külkedisi ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Arpej Yapım ile tanışıklığımız eskiye dayanıyor. 2015’te bir seneye yakın yurtdışında kaldım ve Paris’te uluslararası bir müzik yarışmasında dünya 3.sü oldum. Türkiye’ye döndüğümde de tesadüfler bizi bir araya getirdi. Aile sıcaklığını hissettiğim bir yerdir Arpej. Özgür’le de burada tanıştık, çok yetenekli bir aranjör. Modern Külkedisi’nin düzenlemesine tek kelime ile bayılıyorum! Bir de bu şarkımı minik kız çocuklarının ağzından duydum, videolarında gördüm. O kadar tatlı bir durum ki bu. Şimdi yeni şarkımla beraber tekrar arttı izlenmeleri.
En son “Dağılmış Taşlar”ı yayınladınız. Şarkının oluşum süreci nasıl gelişti ve düzenlemeyi üstlenen Tolga Kılıç ile yollarınız nasıl kesişti?
-Dağılmış Taşlar önceden yazdığım ama hep çekmecemde tuttuğum bir şarkımdı. Pandemi süreciyle beraber şekillenen düşüncelerim ve hissettiklerimle artık yayınlama vaktinin geldiğini anladım. Tolga’yı da tanıdığım güne çiçekler yolluyorum. Hem çok usta bir müzisyen, hem de çok yüreklendiricidir her zaman. Öyle güzel bir kıyafet dikti ki şarkıma, dinlemeye doyamıyorum.
Dağılmış Taşlar ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Hiç beklemediğim insanlardan beklemediğim mesajlar geldi, normalde tanımadığım ama TV’den tanıdığım bir sürü insandan tebrik aldım. Dinleyicinin de sosyal medyada yazdıklarını görüyor ve çok mutlu oluyorum. Zamanla çok daha fazla kişiye ulaşacağını da biliyorum, çünkü bir hikayesi var içinde.
Bununla birlikte Dağılmış Taşlar’a bir klip çektiniz. Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Şarkı çıkış tarihine kısa bir süre kala takvimsel değişiklikler sebebiyle yönetmenim klibi çekemeyeceğini söyleyince, “Demek ki hayatın benim için bir planı var!” dedim. Eskiden beri hayallerimden biriydi bir kısa film çekmek, “O gün neden bugün olmasın?” dedim ve işe koyuldum. İlk defa yapıyor olduğum için, ilkler hep zorlar insanı, çok çalıştım ve yoruldum. Kısa film gibi düşünerek çektiğim bir işti, şarkının süresine indirebilmek için biraz kırpmak zorunda kaldık ve ben çıkan sonuçtan çok memnunum. Harika bir ekiple çalıştım. Geri dönüşlere gelince, birkaç kişi kliplerini çekmemi istedi. Bu sanıyorum güzel bir geri dönüş olsa gerek! (gülüyor)
Ayrıca “Yarım Kalanlara Rağmen” şarkınız hala dinleyicilerin ilgisini görmeye devam ediyor. Uzun süre geçmesine rağmen şarkınızın hala taze kalması sizin için nasıl bir duygu?
-Ben bazen hayret ediyorum, “Bu iş nasıl bu hâle geldi, bu benim başıma mı geldi?” diye. Evet, dileklerimden biri insanların bağırlarına basmalaraydı şarkımı. Gerçek oldu ve bazen rüya gibi geliyor. Hâlâ ve hâlâ mesajlar alıyorum Yarım Kalanlara Rağmen ile ilgili, insanlar hep onlarda çok yer etmiş anılarını paylaşıyorlar. Çok müteşekkirim böyle sihirli bir şey yaşadığım için.
Dağılmış Taşlar’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Olmaz mı, bir sürü! Ev Yapımı Lezzetli Akustik Tarifler isimli bir akustik albüm çok yakın. Adı üstünde çok tatlı, sade, yalın hâllerde şarkılar var içinde. Onu takip edecek şarkılarım da sabırsızca sıralarını bekliyorlar. Zaten hiçbir şey yapmasam sosyal medyada şarkı söylediğim videoları paylaşıyorum. Uzun bir süre kafa dinledik pandemide, artık şarkı söyleme zamanı!
Zeynep Sağdaş’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Dağılmış Taşlar”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle