Röportajlar

Yeni teklisi “Fala İnanma Falsız Kalma”yı dinleyicilerle buluşturan Beste Sue ile bir röportaj…

Beste Su Bayramoğlu… Çocukluğundan beri müziğin içinde olarak bilinçli adımlarla koro tecrübesi ve yarı zamanlı konservatuvarda klarnet eğitimi gibi alanlarda ilerlerken aynı doğrultuda lisans eğitimini de İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik bölümünde tamamlayan Bayramoğlu, hem işin mutfağında radyo programları hazırlayıp hem de kayıt asistanlığı yapmaya başlarken, Bilgi Üniversitesi’nin Bilgi Müzik Label’ı aracılığıyla Beste Sue olarak kendi şarkılarını dinleyicilerle buluşturmak için ilk EP’si “New Generation”ı dinleyicilerle buluşturdu. Şimdi ise yeni teklisi “Fala İnanma Falsız Kalma”yı yine Bilgi Müzik Label etiketiyle geçtiğimiz günlerde dinleyicilerle buluşturan Beste Sue ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “New Generation”a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar ve müzik üzerine üniversite eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-Müzik hayatıma 8 yaşımdayken Koroporte’de başladım. Biz Koroporte olarak oyunlu klasik müzik konserleri veriyorduk. Camille Saint-Saëns’ın “Hayvanlar Karnavalı”, Modest Mussorgsky’nin “Bir Sergiden Tablolar” gibi eserlerini, hikayeleri ile sahneye taşıdık. Sayın Yaprak Sandalcı’dan bu süreçte solfej dersleri almaya başladım. Yine bu süreçte Sayın Işıl Kasapoğlu ve Gülin Kılıçay yönetmenliğinde tiyatro eğitimi, Duygu Güngör’den sanatsal ve özgün dans dersleri aldım. Sayın Ayla Algan, Tansu Biçer, Özlem Durmaz, Serkan Keskin, Maral Ceranoğlu ve Duygu Güngör ile aynı sahnede performans gösterme şansım oldu. 2008 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı yetenek sınavını kazandım ve Sayın Gürhan Eteke’nin sınıfında yarı zamanlı klarnet öğrencisi olarak konservatuvar eğitimime başladım. 2009 yılında TRT Radyo-3’te yayınlanan “Arkadaşım Müzik” programını hazırlayıp sunmaya başladım.  2011 yılında klarnet öğretmenim Gürhan Eteke’nin kurucusu olduğu İstanbul Klarnet Korosu’nda performans göstermeye başladım. Bu süreçte Şef Serdar Yalçın, Hakan Aysev ve Hüsnü Şenlendirici ile çalışma şansım oldu. Ülkemizde verdiğimiz konserlerin yanı sıra yurtdışındaki konserlerimizle de ülkemizi temsil ettik. 2015 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi “Müzik” bölümüne kabul edildim. 2016 yılında karnaval.com’da Borusan Klasik radyosunda film müziklerine yer verdiğim “Perdedeki Notalar” programını hazırlayıp sunmaya başladım. 2018’de İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki öğrencilik yıllarımda stüdyo kayıtlarında “Kayıt Asistanı” olarak görev almaya başladım. Bu süreçte gerçek tutkumun şarkı yazmak ve müzik prodüksiyonu olduğunu fark ettim ve bu alanlara yöneldim. Konservatuvar eğitimim tüm müzik bilgimin temelini oluşturuyor. Batı müziği disiplini ile müzik eğitimime başladım ve uzun yıllar devam ettim. Daha sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde bu temelin üstüne daha farklı şeyler inşa etmeye başladım. Pek çok farklı müzikle ve sanatçıyla tanışma şansım oldu. Şimdi de tüm bu birikim ve tecrübe ile birlikte kendi sesimi bulduğuma inanıyorum. 

Ayrıca “Arkadaşım Müzik” ve “Perdedeki Notalar” Radyo programlarını hazırlıyorsunuz. Bu programların oluşum süreci nasıl gelişti ve nasıl geri dönüşler aldınız? 

-“Arkadaşım Müzik” programını ben hazırlamıyorum aslında. Sadece sunucu olarak görev alıyorum programımızda. Çok küçük yaşlarda gönüllü olarak başladım sunuculuk yapmaya. Radyo yapımcılığı ve sunuculuğunu, değerli radyo emektarları Gaye Çağlayan, Füsun Özgüç ve Caner Beklim’den öğrenmeye devam ediyorum. Bizim her yaştan, geniş bir dinleyici kitlemiz var. Uzun yıllardır TRT’de yayındayız ve çok pozitif geri dönüşler alıyoruz.  “Perdedeki Notalar” programını yapmaya hazırlandığım dönemde bolca film müziği dinliyor ve bu müzik türü ile çok ilgileniyordum. Bu nedenle film müzikleri üzerine bir radyo programı yapmaya karar verdim ve “Perdedeki Notalar”ın oluşum süreci bu şekilde başlamış oldu. Radyo yapımcılığı benim için çok yeni bir alandı, dolayısıyla çok çalışmam ve radyo dinlemem gerekiyordu. Elimden geldiğince halen kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Geri dönüşler bu bağlamda pozitif oluyor. 

Bir EP yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “New Generation”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Aynı zamanda üniversitenizin label’ı olan Bilgi Müzik Label ile çalışmaya nasıl karar verdiniz?

-Ben aslında uzun zamandır bu EP’yi yayınlamak istiyordum. Çünkü yapmak istediğim, tutkulu olduğum meslek bu. Dolayısıyla eğitimimi tamamladıktan sonra müziklerimi paylaşmaya başlamak benim en büyük hedefimdi. “New Generation” benim okuldan mezun olurken hazırladığım mezuniyet projemdi. Demoları hazırlarken kendimi sürece ve akışa bıraktım. Tez danışmanım olan hocam Mine Erkaya, tüm hocalarım ve arkadaşlarımın destekleri ve yardımları sayesinde hem mezuniyet projem hem de ilk şarkılarım son hallerine kavuşmuş oldu. Mezun olduktan sonra şarkıların tekrar bir mix ve mastering sürecinden geçmesi gerektiğine karar verdim, prodüksiyonun bu kısımlarını Ateş Erkoç üstlendi ve şarkıların yapımı tamamlanmış oldu. Bilgi Müzik Label biz henüz öğrenciyken kurulmuştu. Faaliyetine başladığı andan itibaren hep BML ile çalışmak istedim. Çünkü biz öğrencileri ve sanatçıları destekleyen, ve müzik yolculuğumuzda yanımızda olan bir Label. 

EP’de kalabalık bir müzisyen kadrosu size eşlik etti. Bu kadronun bir araya gelmesi nasıl gelişti?

-Bu kadroda bulunan herkes aslında benim sınıf arkadaşım. Şarkıları okulda henüz öğrenciyken yaptığım için birbirimizle sık sık yardımlaştık. Projeyi tamamlamak için hazırladığım plan ve programa elimden geldiğince uydum; arkadaşlarım da gerek enstrümanlarıyla, gerekse vakitlerini ayırıp kayıtta bana yardımcı olarak eşlik ettiler. Onların da yardımları sayesinde şarkılar tamamlandı. Tam anlamıyla kolektif bir çalışma gerçekleştiğini söyleyebilirim! Kendilerine bir kez daha çok teşekkür ederim yardımları ve destekleri için. 

New Generation EP’si ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Genelde hep pozitif geri dönüşler aldım. Henüz şarkı yazarlığı ve müzik prodüksiyonu alanında çalıştığımı bilmeyen çevrem şaşırdı, şarkıların yayınlanmasını bekleyen arkadaşlarım sevindi. Pek çok tebrik ve sevgiyle karşılandım.

En son “Fala İnanma Falsız Kalma”yı yayınladınız. Şarkının oluşum süreci nasıl gelişti?

-Aslında, şarkının ilk birkaç notası kahve falından çıkan bir melodiydi. Bu ilk notaların üstüne sözler yazdım ve bir müzik yaptım. Fala inanmam, fal da bakamam ama bazen her şeyi olduğu gibi kabul etmek, akışta olmak lazım. İlhamın nasıl ve nereden geleceği belli olmuyor. İlham gelir kapınızı çalar, onu hissetmek ve kabul etmek gerek. 

Fala İnanma Falsız Kalma ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-“New Generation”dan daha farklı geri dönüşler aldım. Çünkü daha farklı bir sound’u var “Fala İnanma Falsız Kalma”nın. Okuldan mezun olduktan sonra pek çok şeyle birlikte benim müziğim de çok değişti. “Fala İnanma Falsız Kalma” bunun ilk örneklerinden. Dolayısıyla pek çok kişi hem şaşkınlığını hem beğenisini dile getirdi. Bu da beni çok mutlu etti. Aynı zamanda “Bu şarkıyı hiçbir müzik türüne oturtamadık, sana has bir tarz gibi duyuluyor” gibi geri dönüşler aldım ki bu beni daha çok mutlu etti. 

Bununla birlikte prodüksiyonunuzu ve düzenlemenizi de siz üstleniyorsunuz. Bu bağlamda bu durum size yapmak istedikleriniz açısından özgür bir alan sağlıyor mu?

-Çok özgür bir alan sağlıyor aslında. Tabii ki uymam gereken bazı kurallar ve izlemem gereken bir yol var ama dört duvar arasındaki o alanda evimi nasıl dekore etmek istersem öyle dekore ediyorum, yani nasıl bir ses alanı yaratmak istiyorsam öyle yapıyorum. En önemlisi de tarafsızlığımı kaybetmemek adına duyumlarına, dinlemelerine güvendiğim insanlardan bol bol tavsiye/eleştiri alıyorum. 

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Ana akım popüler müzik yapmamakla birlikte bu türe paralel bir müzik yaptığıma inanıyorum. Bu yüzden alternatif pop diyebilirim. 

Fala İnanma Falsız Kalma’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı? 

-Aslında pek çok çalışma var. Halen çalışmaya ve üretmeye devam ediyorum. Elimden geldiğince de yaptığım müzikleri herkesle paylaşmaya devam etmek istiyorum. 

Beste Sue’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Fala İnanma Falsız Kalma”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.