Röportajlar

Yeni teklisi ‘İçin İçin’i dinleyicilerle buluşturan Gonca Birol Bahar ile bir röportaj…

2012 yılında dinleyicilerle buluşturduğu ‘Keyif‘ albümüyle tanınan ve geçtiğimiz haftalarda, sözleri eşi Hakan Bahar‘a, müziği kendisine ait olan yeni tekli çalışması ‘İçin İçin‘i DoReMinT / Estetik İşler etiketiyle dinleyicilerle buluşturan ve aynı zamanda akademik hayatına da devam eden Gonca Birol Bahar ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, ‘İçin İçin‘i ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

İlk önce ‘Keyif’ albümü ile tanıdık sizi. Öncelikle ‘Keyif’e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

-Müzik yolculuğu deyince insan çok şey anlatmak istiyor ama bir taraftan da henüz yolun başındayım diyorum… Şanslı bir çocuktum, çünkü evimizde müzik her zaman vardı, kız kardeşim Seçil ile, kendimizi bildik bileli şarkı söyler dans ederiz! (gülüyor) rahmetli annemle babam nerdeyse her tür ve kaliteli müzik dinlerlerdi; televizyonun tek kanallı olduğu zamanlarda pazar günleri Hikmet Şimşek konserleri, TRT radyosunda jazz dinletileri, renk skalası geniş plaklar her ne kadar babamın favorileri olsa da; annemin mutfakta “Gel gel yanıma keklik, kastın canıma keklik” ya da “Kadifeden kesesi, kahveden gelir sesi“, “Haydar Haydar” gibi daha sayamayacağım bir çok türküyü söylerkenki sesi hala kulaklarımda… Bir de, bir şeyler yazmaya ilkokulda başladım; şiir, düz yazı, duygular düşünceler… Her yere yazardım; o an kağıt bulamadığım için gazete sayfasına, yoğurt kabına, duvara, herhangi bir kitap sayfasına… Bunları bir defterde toplamadığım için annemden çok azar işitmişimdir!

İlkokul 4. sınıfta şiir yazma ve okumada ilk il birinciliğimi aldığımda ciddi bir şey yaptığımı o zaman anladım ve şimdiki yaşadığım hayatın bir göstergesi olduğunu da…

Sahneyi seven bir çocuktum, henüz 4 yaşındayken izlemeye  gittiğimiz konserlerde ‘Ben de sahnede şarkı söylemeliyim!‘ deyip kendimi sahneye atardım; bu, tiyatroya gittiğimizde de böyle olurdu, aileme bayağı zor durumlar yaşatmışlığım var…9 yaşında nota okumayı öğrenip, okul blok flüt korosunun şefliğini yaptığımda, müziğin hayatımın büyük bir parçası olacağını anlamıştım. üniversitede Müzik Eğitimi okuduktan sonra Ankara’da ve İstanbul’da operada aldığım şan eğitimi dünyamda başka pencereler açtı tabi…Annemi kaybettikten sonra “Keyif” albümünü yaptım; çünkü anneme söz vermiştim, “Yaşarken mutlu olmak için  elimden ne geliyorsa yapacaktım!” -tabi kendime de söz vermiş oldum- Mesela, yaptığım müziği insanlarla paylaşmak gibi… 

‘İçin İçin’in oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda DoReMint / Estetik İşler ile yollarınız nasıl kesişti?

-Yıllar önce nişanlımın bana sevgi dolu yazdığı mesajlarını bestelemiş ona hediye etmiştim; tabi zaman içerisinde müziğinde değişmeler oldu ve şimdi sizlerle buluştu: “İçin İçin“in düzenlemesini yapan arkadaşım Hüseyin Sarısaltıkoğlu, DoReMinT şirketiyle bir şekilde yolları kesişen değerli bir müzisyen, şarkıyı onlara dinletiyor ve çok beğeniliyor, hatta Aydın Sarmanİçin İçin” nin aşk şarkıları içinde bir klasik olacağını söylüyor! Aydın Sarman ve Burcu Güven tarafından kurulan DoReMinT Music Record Company, kurulduğu günden bu yana sinema ve televizyon sektöründeki bir çok yapımın ses ve müzik çalışmalarını üstlenmiş önemli bir şirket, dolayısıyla benim müziğimi beğenmiş olmaları onur verici…Kendi bünyesinde barındırdığı Estetik İşler şirketinde çalışan, “İçin İçin“i dijital platformlarda sizlerle buluşturan Ertan Güven‘e de ayrıca teşekkür etmek isterim… 

Düzenlemenizi yapan Hüseyin Sarısaltıkoğlu ile yollarınız nasıl kesişti?

-Yıllar önce İstanbul’a geldiğimde popüler müzik piyasasına çok yabancıydım, gerçi hala öyleyim! Tanıdığım az kişi var ama hayatımı isteklerim doğrultusunda ilerletmeme yetiyor; çünkü doğru kişilerle iletişim kurarsanız hayallerinizin gerçekleşmemesi gibi bir durum söz konusu değil. İlk tanıştığım kişi Vedat Sakman’dı. Onun hayatımda önemli bir yeri vardır, saygın duruşu ve müzik ahlakı, güvenilirliğiyle konservatuvar çıkışlı genç müzisyenlerin abisidir o… İşte bu yüzden çevresinde müzik sevgisi dopdolu genç yetenekli müzisyen gençler vardır.. Ona” “Vedat abi, ben kendi müziklerimi duyurmak istiyorum, enstrümanını seven, müziğini ruhuyla yapan müzisyenlerle çalışmak istiyorum” dediğimde, ilk dediği şey “Acele etmemelisin , zamanla yavaş yavaş istediğin şekilde olacaktır…” dedi. O zaman bu cevaptan hiç tatmin olmamıştım, aradan 11 yıl geçti, şu an onu çok iyi anlıyorum! Doğru kişileri bulmanız gerçekten zamanla oluyor, işte onlardan biri ve en kıymetlisi Hüseyin Sarısaltıkoğlu… On bir yıl içinde çeşitli zamanlarda karşılaştık, konser verdik kendisiyle. Sarısaltıkoğlu, aranjörlüğünün yanında,Türkiye’de yetenekli gitar yorumcularından biridir, Onunla tanıştığım için gerçekten şanslıyım. 

‘İçin İçin’ ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-“İçin İçin” samimi, gerçek duygularla yapılmış bir şarkı; her dinleyen kişinin mutlu olduğunu, onların kalbine dokunduğunu gördüm… Hepsi söz birliği etmişçesine, yaşadıkları o andan çıkıp, güzel duygular içine daldıklarını söylüyorlar. Bu da beni çok mutlu ediyor. 

‘İçin İçin’, sadece dijital olarak yayınlandı. CD olarak çıkarılması düşünülüyor mu? Bu bağlamda ileride yeni bir albüm çıkarmayı düşünüyor musunuz?

-Evet, düşünülüyor. 

‘İçin İçin’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Evet, söz ve müzikleri bana ait olan şarkılarım sabırsızlıkla dinlenmeyi bekliyorlar. Yakında hepsiyle tanışacaksınız… İnanın çok heyecanlıyım, onlar; benim için yaşayan, nefes alıp veren ruhu olan şarkılar… Hepsinin ayrı ayrı yaşı, olgunluğu var. En güzeli de, albümde yorumlamam için bana şarkılarını veren değerli besteci Vedat Sakman‘ın ve yine bir başka değerli besteci Cengiz Onural‘ın eserlerinin olması. Bu değerli iki eser için de ayrıca onlara tekrar teşekkürlerimi sunuyorum…

Gonca Birol Bahar‘a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. ‘İçin İçin‘i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.