Röportajlar

Yeni teklisi “Kuyu”yu dinleyicilerle buluşturan Aysu Ice ile bir röportaj…

Aysu Ice… içindeki müzik tutkusunu hep yaşatan ve farklı bir sektörde, İngilizce öğretmenliği alanında çalışmaya başlamasına rağmen kendi eserlerini yayınlamaya  başlayan ve halen Ankara’da müzik çalışmalarına devam eden Aysu Ice, dinleyicilerden güzel geri dönüşler alan ilk albümü “Ice” sonrası yeni teklisi “Kuyu”yu dinleyicilerle buluşturdu.  sanatçı Aysu Ice ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle ICE albümünüze kadar olan müzik yolcuğunuzda neler yaptınız? 

-Ice bana adını veren albümüm ve ilk albümüm oldu. Çocukluğumdan beri yazdığım pek çok şarkım vardı ve onların arasından on tanesini seçip bir albüm yapmaya karar verdim. Çocukluğumdan beri müzik içimde hep vardı, hep gitar çalan ve şarkı söyleyen bir kız oldum. Sahne benim içimde her zaman bir aşk olarak kalmıştı sadece bir öğretmenken ve müziğin hiçbir alanında aslında yokken bir anda böyle bir karar verip yola çıkmak gerçekten zor oldu. İlk başta kimse bana inanmadı bunu yapamayacağını söylediler vazgeçmem gerektiğini söylediler bu sektörün çok zor olduğunu ve benim sıfırken bir şeyleri başarabileceğim kimse inanmadı! Ama ben her zaman kendime inandım. İnandım ama gerçekten çok zor bir yoldu başlaması kimseyi tanımıyordum piyasaya çok yabancıydım ne yapacağımı nasıl yapacağımı bilmiyorum ama yapmam gerektiğini ve yolculuğumun beni buraya götürdüğünün farkındaydım. O yüzden bir cesaretle kendimi toparlayıp bir stüdyo bulmaya ve işe buradan başlamaya karar verdim ve ilk albümüm olan Ice için çalışmalara 2018 yılında Ankadraj Stüdyosunda başladım. Süreç biraz uzun sürdü çünkü bu işle uğraşan insanlar o dönem tanıştıklarım biraz beni zaman açısından yordular açıkçası. Fakat güzel bir ürün çıktı, ortaya yapılan çalışmalar başarılıydı. Ice’a kavuştuğum gün içimde yepyeni bir heyecan vardı ve bir bebeğim doğmuş gibi hissettim kendimi! Bu mutluluğun tarifi gerçekten yok fakat ne yapacağımı hala bilmiyordum bu albümü nasıl yayınlayıp nasıl sahne alacağımı… yani hiçbir şeyi bilmiyordum. Bunların hepsi çok zor yolculuklar oldu benim için ama şarkılarımı dinledikçe beğenen insanlar bana yol göstermeye başladılar. İlk grubumu kurmam da Ice ortaya çıkardıktan sonra oldu. 2019 senesinde Ice şarkılarının kliplerini çekmeye anca başlayabildim çünkü müzik adına bir grup kurmam ve kendimi bu piyasanın içersinde var edebilmem bu bir senelik çalışmayı gerektirdi bana. Daha sonradan hızlı bir şekilde yola çıktım ve ilk konserime verdiğimde beni “Büyük bir boks maçına çıkıyorsun!” diye uyardılar ama alnımın akıyla bu konserimi tamamladıktan sonra bu işi yapabileceğim konusunda iyice emin oldum. Çünkü insanlar Türkiye standartlarının üzerinde bi performans izlediklerini ifade ettiler. Bu, büyük bi başarıydı benim için ve yoluma buradan devam ettim. Ice beni ben yapan kendimi ifade edebildiğim ve sonunda mutlu olduğum yeri ve işi bulduğum bir albümden fazlası benim için!

Bir albüm yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve ICE’nin oluşum süreci nasıl gelişti?

-Ice için bütün şarkılar hazırdı zaten daha fazlası da vardı çünkü ben söz yazan beste yapan bir kızdım ve çok fazla şarkım vardı içlerinden seçmek beni çok zorladı. “Hangilerini yapacağım, hangileri ilk albüme dahil olmalı?” diye çok düşündüm en sonunda o zamanki aranjörümle beraber karar verdik sonra süreç başladı. Zaten kayıtlar çalınan canlı enstrümanlar şarkılar benim beynimin içinde çalıyordu onları Emircan’a (Korkmaz) anlattığımda o da beni gerçekten anladı ve o beynimin içinde çaldığı şekilde enstrümanlar gerçekte kayıtlarda da çaldılar ve istediğim gibi oldu her şey. Kayıtları bittiğinde elime albümü bir USB içinde aldığımda uzun uzun ona baktım o da bana baktı ve ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum ve daha sonra bu işlerin nasıl yürüdüğünü ve nasıl yapıldığını araştırmaya öğrenmeye çalıştım. Pek çok prodüksiyon firması vardı ama hiçbir firmayla çalışmama kararını kontratlarını okuduktan sonra aldım çünkü kabul etmem gereken maddeler bütün şarkılarımın kayıtsız şartsız onlar için yapıldığını ve onların kullanımına hayat boyu izin verdiğimi söylüyordu. Ben buna asla izin vermek istemedim ve dedim ki “Bunlar benim yavrularım ve bunların arkasında duracağım!” Kim ne derse desin zor yolu seçtim insanların çok daha zordu benim şarkılarımı fark etmeleri dinlemeleri çünkü büyük firmaların hiçbiriyle çalışmama kararı almıştım kendim bu alanda yolculuğa tek başıma çıktığımda başıma gelebilecek her türlü zorluğu göze almıştım zaten ama yapabileceğimi biliyordum. Bunun çok zor olduğunu da biliyordum ama göze aldığınızda ve inandığınızda yapamayacağınız hiçbir şeyin olmadığını da biliyordum. Dolayısıyla dedim ki “Zaten bu şarkılar benim ruhundan çıkan şeyler dolayısıyla da zaten gidecekleri yol kendi yolları olacaktır!” Kendime inanmayı ve yola tek başıma çıkmayı seçtim.

Düzenlemelerinizi üstlenen Emircan Korkmaz ile yollarınız nasıl kesişti? 

-Emircan ile yollarımız Ankadraj Production da kesişti kendisi orada aranje yapıyordu ve benim şarkılarımı da o üstlendi gerçekten çok iyi bir aranjördü ve şarkılar gerçekten içime sindi. Şimdi kendisine çok teşekkür etmek istiyorum buradan ve “Emeğine sağlık!” diyorum…

Albümünüz ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-İlk bu işe başladığımda kimse bana inanmıyordu “Yapamazsın! “Şarkıların güzel ama kim nerden duyacak? Nereden dinleyecek? Bırak bu işleri!” dediler. Fakat daha sonra yavaş yavaş dinlediklerinde ve insanlar da yavaş yavaş artık bunun farkına vardıklarında “Aslında değişik bir tarzın var sen de farklısın şarkılar da farklı, kendi stilin!” demeye başladılar! Bu sefer onların da bana ve müziğime karşı bakış açıları değişmeye başladı… Hiçbir zaman başka bir şey olma ya ya da herhangi bir tarzı taklit etmeye çalışmadım hep kendi olduğum gibi kendi ruhundan çıkanları gözler önüne serdim ve insanlar bunu takdir ettiler ilk başlarda beni yabancı bir sanatçıya Avril Lavigne’e benzettiler daha sonraları aslında onu taklit etmediğimi ve kendi tarzım tipimin bu olduğunu herkes kabullendi!

En son, “Kuyu”yu yayınladınız. Şarkının oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi üstlenen Eren Bozkurt ile yollarınız nasıl kesişti?

-Kuyu ilk başta iki defa aranje edildi fakat yapan aranjörün aranjesinden hiç memnun kalmadım gerçekten ruhumu yansıtmıyordu, bir şeyler yanlıştı! Daha sonra bunu birlikte çalıştığım ve her zaman yanımda olan bilişim uzmanım Tarık Aydeniz ile paylaştım, kendisine şarkıyı akustik olarak yapmak istediğimi ifade ettim. Bu açıdan iyi olan biraz daha arabesk işler konusunda başarılı olan bir aranjörle; Eren Bozkurt ile çalışma kararı aldım. Şarkı akustik şekliyle gerçekten içime sindi çünkü bu şarkı rock değildi bu şarkı benim kendimi daha üzgün hissettiğim daha arabesk bir ruh hali ile yazdığım bir şarkıydı ve böyle yaşaması gerekiyordu! Dolayısıyla şarkının aranjesini yapan Eren Bozkurt’a da çok teşekkür etmek istiyorum…

Kuyu ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-İnsanlar sevdiler ve hoş bir şarkı olduğunu, dinlerken ruhlarını okşadığını ifade ettiler! Ben de çok mutlu oldum beğenilmesine.

Bununla birlikte prodüksiyonlarınızı kendiniz üstleniyorsunuz. Bu durum size yapmak istedikleriniz anlamında özgür bir alan sağlıyor mu?

-Kesinlikle sağlıyor. İşler biraz daha zor yürüyor ama sonuç olarak patron sizsiniz ve kararları kendiniz veriyorsunuz yayınlamak, her şey sizin elinizde! Dolayısıyla hem dijital platformlarda hem YouTube’da benimle ilgili tüm kararlar şahsıma ait ve bu bana ayrı bir güç veriyor diyebilirim. Kimsenin iki dudağının arasında olmayan bir özgürlüğüne sahibim ve müziğimi istediğim gibi yapıp yayınlayabiliyorum!

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Tamamen Ice Style! Yani kendi stilim, kendi tarzım, kendi ruhum!

Kuyu’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Evet yeni bir çalışma çok yakında sizlerle buluşacak. Yeni şarkım Hediye’nin tüm aranje ve kayıtları tamamlandı sadece klip çekmek için Ankara’da havaların biraz daha ısınmasını bekliyoruz çünkü klipte giyeceğim elbise gerçekten çok ince. Bu şarkı gerçekten çok güçlü bir şarkı rahmetli anneanneme yazdığım hayatla ölüm arasında inanılmaz duyguların savrulduğu bir parça. İlk defa bir senfonik bir çalışma yaptım. Türkiye’de çok az rastlanan bir tarz ve gerçekten bunu yaptığım için çok mutluyum. İnşallah dinleyenler sevecek; herkes kendisinden kaybettiklerinden ve yaşamdan bir şeyler bulacak diye düşünüyorum.

Aysu Ice’ye bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kuyu”yu tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.