Röportajlar

Yeni teklisi “No No No”yu dinleyicilerle buluşturan Başak Çalık ile bir röportaj…

Başak Çalık ismini çoğu dinleyici, 11 yaşındayken katıldığı O Ses Çocuklar ile duydu. Geçtiğimiz yaz ise kendi bestesi olan ilk teklisi Bye Bye’ı dinleyicilerle buluşturan Çalık, 2020’nin ilk günlerinde yeni teklisi No No No’yu yine Sony Müzik Türkiye etiketiyle yayınladı. 16 yaşındaki Çalık ile Bi’Kuble için müzik yolculuğunu, teklilerini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle O Ses Çocuklar ile tanıdık sizi. Bye Bye’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda O Ses Çocuklar’a katılma süreciniz nasıl gelişti?

-Öncesinde okul konserlerinde ve festivallerde şarkı söylüyordum. Müzik hep hayatımdaydı zaten. Dolayısıyla müzik programları ve yarışmaları en çok ilgimizi çeken ve kaçırmadan izlediğimiz programlardı. Bir gün yine ailemle O Ses Türkiye’yi izlerken O Ses Çocuklar reklamını gördük. Önce espriyle başlayan yarışmaya katılma muhabbeti sonra ciddiye döndü. Bir anda kendimizi müracaat ederken ve sonrasında da elemelerde bulduk.

Ayrıca Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndaki yarı zamanlı keman eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-9 yaşında Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı sınavlarına girdim ve keman bölümünü kazandım. 2 sene yarı zamanlı keman eğitimi aldım; ve bu sayede hem müzik kulağımı daha çok geliştirdim, hem de nota ve solfej öğrenmiş oldum.

Bununla birlikte Don Matteo Colucci yarışmasında birincilik elde ettiniz. Bu yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz ve hem O Ses Çocuklar’ın hem de İtalya’daki yarışmanın kendi açınızdan baktığınızda müziğe olan katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Don Matteo Colucci yarışmasına okulumun ve müzik öğretmenimin önerisiyle katılmıştım. Bu yarışmalar sayesinde aileme, çevreme ve müzik dünyasına sesimi tescillemiş oldum; ki belki de erken yaşta yaptığım teklileri de bu yarışmalardaki başarılarıma borçluyum da diyebilirim. Benim de bu yarışmalar esnasında yaşamış olduğum tecrübeler sayesinde müziğin benim mesleğim olmasını ne kadar istediğimi ve yerimin sahne olduğunu farketmemi sağladı.

Profesyonel bir tekli çıkartmaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda Bye Bye’ın oluşum süreci nasıl gelişti?

-Küçüklüğümden beri hayallerim çok büyüktü ve ben hayallerim için erkenden yola koyulmam gerektiğini biliyordum. Ailem de benim müzikle ilgili bir şeyler yapacağımı biliyordu; ama onlar hep ”İstanbul’da bir üniversite kazan, sektör de oralarda; sen de orada olunca ne istiyorsan yaparsın, biz de destek oluruz!” diye bakıyorlardı. Ama bu benim hayallerimi ertelemek oluyordu ve hep içimden bir ses “Çok geç olur!” diyordu. Sonra ailemle konuştum, fikrimi açıkladım. Annem, “Şarkımız bile yok, nereden bulacağız? Her şarkı seni yansıtacak mı? Beğendiğin şarkıyı nereden bulacağız?” gibi bir sürü soruyla karşıladı beni. Ben de odama kapandım ve Bye Bye’ı yazdım. Kendilerine gösterdiğimde çok şaşırdılar ve çok beğendiler. Hatta babamın gözleri doldu. Ailem beğenince fikirlerine önem verdiğimiz müzisyenlere dinlettik; onlar da çok beğendiler ve ”Bu şarkıyı İstanbul’a götürün!” dediler. Sonra İstanbul’da İskender Paydaş abiyle kesişti yollarımız ve beni dinledi; bestelerimi dinledi, kafamda her şeyi proje olarak planladığım için kendisine de bir proje olarak anlattım bana inandı ve destek verdi. Alişan Göksu ile tanıştırdı beni. Alişan abi de ilk teklim Bye Bye’ın aranjesini yaptı ve çok hızlı bir şekilde ilerledi her şey. Sonunda da Sony Müzik Türkiye’den Bye Bye adlı ilk teklimle çıkış yapmış oldum.

Sony Müzik Türkiye ile yollarınız nasıl kesişti?

-Sony Music Türkiye’nin CEO’su ile klip günü tanıştık. Beni ve şarkılarımı beğendiler ve inandılar. Böylelikle Sony Music ile sözleşme imzaladık.

İki teklide de düzenlemenizi yapan Alişan Göksu ile yollarınız nasıl kesişti?

-Daha önce de anlattığım gibi İskender Paydaş abi bizi eşleştirdi, bizim de müzik tarzımız ve enerjimiz çok uydu. Bu da dinleyicilere geçti diye düşünüyorum.

Bye Bye ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Çevremden çok güzel yorumlar aldım. Sosyal medya da iyi yorumların yanında kötü yorumlar da olmadı değil. Biraz linç edildim tabi ki! (gülüyor)

No No No’nun oluşum süreci nasıl gelişti?

-Bye Bye’dan sonra oldukça fazla şarkı yaptım aslında. Bir başlayınca kimse durduramaz oldu beni. No No No da onlardan biriydi. Bye Bye’da yapılan eleştirilerden bazıları da tarzımla ilgiliydi. Sözlerine bakarsanız bu şarkıyla bir nevi cevap vermiş oldum aslında: “Asla sapmadım, kendi yolumdayım, kendi tarzımı ortaya koymaktayım!” gibi.

No No No ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Bye Bye biraz farklı bir şarkıydı, hem insanların dikkatini çekmek istemiştim hem de daha küçük yaştaki dinleyicileri hedeflemiştim. No No No da ise daha çok gençleri hedefledim. Bu şarkımı genellikle daha çok seviyorlar. Daha güzel tepkiler geliyor. Klibimizdeki danslar yapılıyor ve videolar çekiliyor. Hatta dansımız viral oldu. Bu da beni çok mutlu ediyor.

Her iki tekliniz de sadece dijital olarak yayınlandı, CD olarak da yayınlanması düşünülüyor mu? Bu bağlamda ilerleyen zamanlarda bir albüm yayınlamayı düşünüyor musunuz?

-Şu an için CD şeklinde yayınlanmasını düşünmüyoruz belki ileride olabilir. Bu kararları aslında sektörün gidişatı belirliyor. Albüm ise benim hayalim, çıkartmak isterim; hatta albüm kararı alınsa şarkılarım hazır diyebilirim. Ama biraz daha zamanı var. Acele etmek istemiyorum, biraz akışına bırakacağım sanırım.

No No No’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Tekli çıkartmaya devam edeceğim bi süre daha. Hareketli şarkılarımı duydular, biraz da slowlarımı dinlesinler istiyorum. Sonra mini albüm ve albüm şeklinde ilerlemeyi hedefliyorum. Tabii bunların hepsi dinleyicilerin destekleri ile olacak. Onlarla da konserlerle buluşacağız inşallah.

Başak Çalık’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. No No No’yu tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.