Mart ayı ile birlikte dinleyicilerle buluşan teklilerin arasında dikkat çeken bir ilk tekli de, zaman içinde içindeki müzik tutkusuyla müzikle ilgilenmeye başlayan NİS’in ilk teklisi “Yok Yok” oldu. NİS, geçtiğimiz haftalarda alternatif tınılı yeni teklisi “Sabret”i SWAT Team etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. NİS (Nisa Koç) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Yok Yok”a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Uzun zamandır üstünde düşündüğüm bir durum vardı. Hayatın rutin düzeninden sıyrılıp müzik yapmak istiyordum. Nasıl başlayacağıma dair bir fikrim yoktu açıkçası. Öncelikle kayıt programlarını öğrenmeye çalıştım. Ne kadar başlangıçta zorlansam da bu süreci toparladım ve müzikle ilgilenen insanlarla tanıştım. Bu da beni daha da motive eden şey oldu. Müzisyen arkadaşlarım ve kendi uğraşlarım sonucu amatör birkaç şarkı yaptım. Kendi tarzımı hala yakalamış hissetmiyordum ama hep daha iyisi için çabaladım. Bu sayede müzisyen bir arkadaşımın önerisiyle SWAT Team ekibine dahil oldum. Birlikte yaptığımız ilk şarkım olan “Yok Yok”u bu şekilde çıkarmış olduk.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda sözleri size ait olan “Yok Yok”un oluşum süreci nasıl gelişti? Besteyi, prodüksiyonu ve düzenlemeyi üstlenen SWAT Team ile yollarınız nasıl kesişti?
-İçimde hep var olan bir dürtü müzik. Üretmek ve başkalarına ulaşması, onlara bi noktada dokunması hep hayalimdi. Bu amaçla harekete geçtim. Bir beat seçip üstüne benim yaşamadığım ama arkadaşımın yaşadığı bir olaydan yola çıkarak sözler yazmaya başladım. Bazen sözleri yazarken film karakterlerinden empati kurup yazdığım bile oluyor. Empati duygum galiba biraz üst seviyede! (gülüyor) ve bu durum bazen benim için kötü bir özellik oluyor, evet. Evde vokal kayıtlarımı kendim alıyorum. Şarkının demo halini SWAT Team ekibine gönderince çok beğendiler. Üstünde hep beraber çalıştık. Sonuç da hepimizin istediği gibi oldu doğrusu.
Yok Yok ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Beğenildiğini düşünüyorum. Yani çevremden o yönde dönüşler aldım. Daha fazla kitlelere ulaşınca diğer insanların fikirlerini de çok merak ediyorum açıkçası.
Yeni tekliniz sözleri size, diğer aşamaları SWAT Team’a ait olan “Sabret” oldu. Sabret’in oluşum süreci nasıl gelişti?
-Sabret’i yazdığım dönemler hayatımda çok fazla bilinmezliklerle boğuşuyordum. Arkadaşlarımla beraber oturup muhabbet ettiğimde onların da benim gibi hissettiklerini gördüm. Hepimiz kendimize bir yol çizip o yolda ilerlemeye çalışıyoruz. Tabii ki her şey gibi bu da söylenildiği gibi kolay olmuyor. Bir amaç uğruna gidilen yolda en önemli şeyin sabretmek olduğunu düşünüyorum. Bu şarkı da kendime ve hayatta kaybolmuş gibi hisseden herkese yazdığım bir mesaj bir nevi. Umarım birilerine ilaç olabilir.
Sabret ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Sabret, günümüz gençlerin ortak sıkıntılarını yansıttığı için daha çok ilgi gördü ve benimsendi diye düşünüyorum. Mutluyum bu durumdan!
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Benim müziğim bir genç kızın çabası, iç dünyası, tarzı, düşünceleri ve hayalleridir.
Sabret’ten sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Tabii ki var. Kafamda o kadar çok şey var ki. Hepsini gerçekleştirmek istiyorum. Kulaklığımı takıp şarkılar dinlediğimde o fikirler bir bir kafamda dönüyor. Umarım her bir fikri gerçeğe dönüştürebilirim.
NİS’ebu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Sabret”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle