Tarsus Amerikan Koleji’nin müziksel geleneği ECHO grubunun ECHO’17 jenerasyonu vesilesiyle tanışan arkadaşların kurduğu (Eylül Akyürek, Ekin Ege Altıntaş, Mehmet Akçay, Yaşar Akyürek, Kaan Germiyan ve Ege Baykal ve Yiğit Tamer Tetikler) ve Özdemir Asaf dizelerinin ilham olduğu Boş Kemikler grubu, zaman içinde üç tekliyi geride bırakarak şimdiki halini alan, en son Avrupa Müzik / GROW etiketiyle yeni teklileri “Şans”ı dinleyicilerle buluşturan Boş Kemikler grubu ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle yollarınız nasıl kesişti ve Boş Kemikler grubunun oluşum süreci nasıl gelişti?
Eylül Akyürek (solist) : Merhaba, ben grubun solisti Eylül. Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar Mezunuyum. Kendimi bildim bileli şarkı söylemek hayattaki en büyük motivasyonum ve mutluluk kaynağım.
Mehmet Akçay (davul) : Merhaba! Ben Mehmet Akçay, grubun davulcusuyum. 8 Kasım 1997 doğumluyum. Yeditepe Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde 3. Sınıf öğrencisiyim. 12 yaşından beri davul çalıyorum ve müzikle ilgileniyorum. Genel olarak bilgi sahibi olmadığım konuları araştırmayı ve öğrenmeyi çok severim. Hobilerim arasında spor yapmak (dalış, futbol, crossfit, kaymak), kitap okumak ve müzik yapmak var. Hayatta müziğin en evrensel iletişim aracı olduğuna inanırım ve dünyadaki en büyük iyileştirici gücün de müzik olduğuna inanırım. Hobi olarak başlayan bu tutkum sayesinde de insanlara dokunabilmek, onlara tabiri caizse “derdimi anlatabilmek” ve müziğin bu iyileştirici gücü ile onları sarıp sarmalayabilmek benim en büyük tutkum ve isteğim. Beni müziğe bağlayan en büyük güç bu durum. Her genre’da müzik dinlemeyi çok severim çünkü hepsinin ayrı bir hikaye olduğuna inanırım ancak en çok caz, fusion ve latin dinlemeyi severim ve bunlar üzerinde etüt çalışırım.
Ekin Altıntaş (bas gitar) : Ben Ekin Ege Altıntaş. Grubun bas gitaristiyim. İTÜ Gemi İnşaat ve Makineleri Mühendisliği bölümünde son sınıfım. Her türlü müziği severim. Doğa ile iç içe olunan kamp, yürüyüş, yelken, dalış, kayak gibi aktiviteleri severim.
Yiğit Tetiker (gitar) : Merhaba, ben Yiğit Tamer Tetiker. Grupta gitar çalıyorum. Aynı zamanda Okan Üniversitesi’nde diş hekimliği okuyorum. Müzik dinlemeyi, gitar çalmayı, spor yapmayı (koşu, yüzme) severim. Gruptaki herkesle aynı liseden mezun olduk.
Grubumuzun kuruluşu ve müzik yapması aslında 10 yıl öncesine kadar dayanıyor. O zamanlar hepimiz aynı lisede farklı dönemlerde okuyan öğrencilerdik ve aslında gitaristimiz Yiğit ve vokalimiz Eylül dışında hepimiz aynı dönemde okuyan arkadaşlardık daha sonra birleşip gerek derslerden kaçarak gerek teneffüslerde müzik yapmaya başladık ve liselerarası müzik yarışmaları olsun etkinlikler/davetler olsun genel anlamda çok beğeni topladık.Bu kadar pozitif yorum aldıktan sonra işimizi canlı müziğe taşıdık ve konserler vermeye başladık. Daha sonra cover band olarak başladığımız yolculuğumuzda albüm işine girmeye karar verdik ve single çalışmalarımızı başlattık. Kısaca aslında hepimiz iç içe büyüdük diyebiliriz. Hep arkadaştık. Mehmet ve ben komşuyduk hatta. Hepimiz müziğe aşık insanlar olarak zaten hem birbirimizi hem de birlikte çalmayı çok seven insanlarız ve daha sonra “Neden yaptığımız müziği başkaları da duymasın?” fikri ile bu yola Belki Veda ile çıkmış olduk.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Belki Veda”nın oluşum süreci nasıl gelişti? Belki Veda ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Proje başlangıcında her zaman aklımızda albüm yapmak vardı ancak kayıt sürecinde hem dinleyicinin tepkisini ölçmek amaçlı hem de elimizde bulunan materyallerin ilerleyen süreçte daha iyi değerlendireceğimizi düşünmemizden dolayı tekli yayınlayarak yola çıkmayı uygun gördük. İlk teklimiz olan “Belki Veda”nın oluşumu aslında oldukça ilginçti. Bestesinin oluşumundan birkaç yıl önce serbest nazım ölçüsü ile yazılan bu parça akustik gitarda basitçe vuruşları oturtularak oluştu ve bu demo olarak görülen akustik kayıt üzerine gerekli aranjeler yapılarak son haline getirildi. Parçanın bizlerdeki yeri ilk parçamız olmasından dolayı çok ayrıydı ve herkesin kendi karakteristiğini yansıttığı bir beste oluşturmasından dolayı dinlenip dinlenmemesi konusu hep bir merak konusu olmuştu. Parça çıktıktan sonra beklediğimizden çok daha fazla etkileşim aldı ve kısa süre sonra Spotify’da “Turkey Viral 50” listesinde 17. olarak yerini aldı. Dolayısıyla ilk göz ağrımız olan “Belki Veda”mız hepimizi çok çok mutlu etmişti.
İkinci tekliniz “Çık Karşıma” oldu. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti ve nasıl geri dönüşler aldınız?
-Çık Karşıma parçamız Belki Veda’nın ardından dinlenme sayısını ve etkileşimi devam ettirmek istediğimiz bir parçamızdı. Her birimizin içinde bulunduğu durumları yansıtan ve duygularımızı sözlerimize en yoğun yansıtan parçamız oldu diyebiliriz. Parçanın oluşum hikayesi ise lise yıllarındaki bir aşk hikayesinin yıllar sonra müziğimize olan izdüşümüne dayanıyor. Parça geleneksel blues tınılarında bestelendiği için Belki Veda’nın yarattığı etkileşimi yaratamadı dolayısıyla popüler kültüre ayak uyduramamasından kaynaklı beklediğimiz geri dönüşü bize vermedi.
Üçüncü tekliniz “Son Zelzele” oldu. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti ve nasıl geri dönüşler aldınız?
-Son Zelzele parçamız orkestrasyon ve besteleme süreci olarak çok sancılı geçti. Neredeyse 3 seneye dayanan kayıt denemelerinden sonra bir şekilde son haline evrildi. Bizi çok zorlamış olsa da parçanın yolculuğunun tamamladığı noktadan oldukça memnun olduk. Geri dönüş olarak dinleyiciden beklediğimizi alamamış olsak da grup olarak çıkan bu parçadan çok memnunuz.
En son “Şans”ı dinleyicilerle buluşturdunuz. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda Avrupa Müzik / GROW ile yollarınız nasıl kesişti?
-Gitaristimiz Yiğit evde gitar çalarken sürekli tekrarladığı bir melodiden doğdu diyebiliriz. Bu melodi aylarca değerlendirilmedi, sonrasında da kız arkadaşına yazdığı sözlerle melodiyi birleştirdi. Stüdyo kayıt dönemi öncesi provalarda çalışılan şarkıya grubun davulcusu Mehmet’in şarkının trafiğini, ritmi ve günümüz trap sounduna paralel bir kısım eklemesiyle, Basçımız Ekin’in de armoni ve aranjede yardımcı olmasıyla şarkı netleşti. Vokalimiz Eylül de şarkıyı kendi karakteristik stiliyle okudu ve canlandırdı. Avrupa Müzik/GROW ile yollarımızın kesişmesi ise Şans parçasının bestelendiği zamanlara dayanıyor. Davulcumuz Mehmet Akçay’ın Şans parçamızın prova dönemlerinde telefonunun ansızın çalması ve şu an memnuniyet ile birlikte çalıştımız Onur Karaok ile görüşmesiyle Avrupa Müzik/GROW ile yollarımız ilk defa kesişmiş oldu.
Şans ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Şans bize şimdiden şans getirdi! Çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Bu kadar kısa zamanda bu kadar iyi dönüşler almak bizi hem çok onore etti hem de motive.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Grup üyeleri olarak her kişinin farklı müzik ekolleri üzerinde eğitim almasını en büyük avantajımız olarak görüyoruz ve bu ekolleri en iyi şekilde harmanlayarak son ürünümüzü oluşturuyoruz. Dolayısıyla hiçbir zaman belirli bir çerçeve içinde müzik yapmayıp sürekli dinamik bir parça oluşturan bir tarzımız oluştu. Kısaca hiçbir zaman beklenti oluşturamayacak kadar belirlenemeyen bir grup profilimiz var ve bunun bizi özgün yapan bir özellik olduğunu düşünüyoruz.
Şans’tan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Yola çıktığımız ilk andan beri kafamızda olan kendi içinde bir bütünlüğe sahip bir albüm yapma fikri gelecek planlarımızın temelini oluşturuyor.
Boş Kemikler grubuna bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Şans”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle