Gamze Akın’ı çoğu dinleyici, 2012 yapımı ilk albümü “Yaktım” ile tanıdı. Sonrasında yaşamakta olduğu Londra’da sahne çalışmalarına devam eden Akın, 2020 içinde kendi prodüksiyonu ve eseri olan iki tekliyi dinleyicilerle buluşturdu. İlk önce “İsyan Bayrağı” ve en son “Yalnızlık Sandalı”nı dinleyicilerle buluşturan Gamze Akın ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklilerini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
İlk albümünüz “Yaktım” yayınlanalı 8 yıl geçti. Bu 8 yılı teklileriniz ve müzik endüstrisindeki değişimler üzerinden nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Öncelikle müzikler değişti, dinleyicilerin müzik zevki değişti. Teknoloji sayesinde herkes istediği tür müziği dinleyebiliyor. Bunun zamanla genç neslin müzik zevkini etkilediğini düşünüyorum. Eskiden bir Arabesk furyası vardı, ardından Fantazi pop, şimdi tamamen Pop Müzik, Rap… Zaman ilerledikçe müzik de değişiyor.

8 yıldan beri yeni bir çalışmanız yayınlanmamıştı. Bu bağlamda 8 yıl müziksel anlamda nasıl geçti?
-Ben hiçbir zaman müzikten kopmadım, Sadece 8 yıl albüm yapmadım. Müziksel anlamda beste yapmaya devam ettim, İngiltere’de sahne aldım. Tekrar albüm çıkarmaya niyet ettiğimde terör olaylarında bayağı kardeşimizi kaybettik. Millet olarak herkes şehitlerimize ağlarken, ben kendimde albüm çıkartacak hevesi bulamadım, bulsaydım da çıkartmazdım, benim için doğru olmazdı.

2020’ye iki yeni tekliyle girdiniz. Öncelikle İsyan Bayrağı’nın oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda düzenlemenizi üstlenen Onur Çetin ile yollarınız nasıl kesişti?
-Ben, “Beste yapacağım!” deyip kendimi şartlandırmıyorum. Bir an aklıma beni etkileyen bir söz bir cümle geliyor, onun üzerine bir hikaye kuruyorum ve bunu tamamen hayal gücüme bağlıyorum, sonrasında da kayda döküyorum. Ama tabi bazen etrafımda yaşanan olaylar da beni etkiliyor, öyle şarkılar da yazıyorum. Tabi ki bunları yaparken de acı veya mutluluk tam anlamıyla bana ait olmasa da empati yapıp kendimce o acıyı veya mutluluğu hissederek yazmaya çalışıyorum. İsyan Bayrağı’nın aranjesini birkaç yıl önce bitirdik. Onur Çetin ile bir arkadaşımız sayesinde tanıştık, Onur çok yetenekli ve farklı bir kişilik, çok profesyonel bir aranjör.
İsyan Bayrağı ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Genel anlamda İsyan Bayrağı ile gelen yorumlar çok iyi, farklı bir tarz oldu ve bu tür bir tarzin ülkemizde örneği de pek azdı. Ben İsyan Bayrağı’nın 5-6 sene daha güncelliğini kaybetmeyeceğini, hatta belki de İsyan Bayrağı’nın zamanının 5-6 sene sonra olacağını düşünüyorum. Birçok radyo şarkımıza yer verdi, “Bizim tarzımız değil!” deyip yer vermeyenler de oldu, tabi anlayışla karşılıyorum. İsyan Bayrağı ayrıca yurt dışında 20 ülke civarındaki radyolarda çalındı. ABD’den tutun, bazı Güney Amerika ülkelerinden Arabistan’a kadar bazı radyolar yer verdi. Şu an İsyan Bayrağı, yurtdışında Türkiye’mizden fazla çalındı desem yalan olmaz…

En son “Yalnızlık Sandalı”nı yayınladınız. Eserin müzik direktörü Murat Gürkan ve düzenlemeyi üstlenen Volistanbul ile yollarınız nasıl kesişti?
-Yalnızlık Sandalı en son çıkan teklimiz. Murat Gürkan bizim aile dostumuz, çok iyi bir solist, çok iyi bir müzisyen. Zaten daha önce de “Barmen”, “Sana Söz Verdim Aşkım” “Beddua” gibi eserle bir çoğunuz onu tanıyorsunuz. Biz ona soyadı ile hitap ediyoruz. “Yaktım” şarkımın aranjesini Suat Aydoğan yapmıştı, bir dönem Gürkan, Suat Aydoğan’la çalışıyordu, ben de Gürkan’la orada tanıştım, ama benden önce eşimin Gürkan ile 2000’ den beri bir dostluğu var. Volistanbul’un da sahibi kendisi. Daha önce “Yaktım” albümümde birçok aranjede Gürkan yine albüm yönetmenliğimi yapmıştı.
Yalnızlık Sandalı ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Yalnızlık Sandalı ile yine çok iyi yorumlar alıyoruz. Aynı şekilde birkaç radyoya daha girdik. Dinleyicilerden çok güzel ve çok samimi yorumlar geliyor. Her defasında bir adım ileriye gidiyoruz.

Bununla birlikte prodüksiyonlarınızı da kendiniz üstleniyorsunuz. Bu durum size özgür bir alan sağlıyor mu?
-Evet, prodüksiyonlarımı kendim üstleniyorum bu bize tabi ki özgür bir alan sağlıyor; şu bakımdan: Ekip olarak kendimize bir çalışma tarzı çizdik. Bu ekibin içerisinde ben, eşim Hüseyin Özevlat, Gürkan ve birkaç arkadaşımız daha var. Kimse bize beste konusunda “Şunu okuyun, böyle yapın, şöyle yapın!” demiyor. Ben bestelerimi yapıyorum ve en çok dikkat ettiğimiz konu Türkçe’yi katletmeden araya yabancı kelimeler serpiştirmeden kullandığım kelimelerin ve cümlelerin düzgün ve anlamlı olması. Ekip olarak hangi şarkı iyi, hangisine aranje yapacağımıza karar veriyoruz. İnanın bir aranjeyi silip baştan yaptığımız da oldu, bizim içimize sinmeyen hiçbir şeyi sunmuyoruz. Ayrıca, şu an pandemiden dolayı konser ve program yok ama olsaydı bağlı oldugunuz bir yer varsa onların istediği yerde sahne almak zorunda kalabiliyorsunuz, bu bakımdan bir özgürlüğümüz var.

Ayrıca uzun zamandan beri Londra’da yaşıyorsunuz. Londra’da Türk müziğine olan bakış açısını nasıl tanımlarsınız?
-Londra’daki Türk toplumunun bakış açısını soruyorsanız, Türk müziğine rağbet var tabi ki. Tabi ki müzik kültürü biraz daha farklı. Pop müziğin tabi ki sevenleri çok ama genel anlamda fantazi müziği daha çok daha rağbet göruyor. Bunu özellikle sahne aldığım yerlerde gördüm. Pop şarkı da okudum, Orhan Gencebay şarkıları da okudum, Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği de okudum. Yabancılar da genelde Türk mekanlarına gelip eğleniyorlardı, sözleri anlamasalar da zaten müzik evrensel.
Yalnızlık Sandalı’ndan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-İsyan Bayrağı ile tekrar bıraktığım yerden başlarken bu kez 10 şarkılık bir proje ile yola çıkıldı. Bu şarkıların ikisini zaten yayınladık biliyorsunuz, şu an hazır aranjeleri tamamen bitmiş 6 şarkımız daha var, Yaktım şarkısı yeni soundlarla daha modern aranjeyle tekrar hazırlanmaya başladı, ayrıca yeni bestelerim de var onların da hazırlık aşamasına girdik. Aralarda da akustik çalışmalar yapıyorum. Beş tane akustik halk müziği şarkımız var. Dördünü YouTube sayfamda yayınladık. Beşinci de bir hafta sonra yayınlanacak. Yine Yaktım albümümden 5 şarkım da akustik olarak hazırlanmaya başladı. Yeni şarkıların yanı sıra ara ara akustik şarkılara da yer vermeye devam edeceğiz.
Gamze Akın’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Ayrılık Sandalı”nı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle