Türk edebiyatını öncelikle ‘Huzur’ romanı olmak üzere eserleriyle dünyaya açan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, 24 Ocak 1962’deki ölümünün ardından 3 kolilik evrakı gün yüzüne çıktı.
İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü’nde bulunan Tanpınar’ın özel evrakı 55 yıldır tasnif edilmeyi ve araştırmacılara açılmayı bekliyordu. Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Şahin bu tasnifi yaptı, metinleri incelendi.
6 bin 179 sayfanın bulunduğu kolilerden Tanpınar’ın yayımlanmayı bekleyen 2 kitabı, notları ve mektupları çıktı. Kitabın birisi Paul Valery’den 3 bölüm halinde çevirdiği ve son bölümünü 1952 yılında tamamladığı ‘Mösyö Teste’ (Monsieur Teste), diğeri ise Fransız şair Gerard De Nerval’ın şiiri ve edebi mizacı hakkında Osmanlıca yazılmış 100 sayfalık bir kitap. Tanpınar evrakını Habertrük’ten Sami Akbıyık‘a anlatan edebiyat tarihçisi İbrahim Şahin, “Evrensel kültürün mimarı olan Tanpınar evrakının 55 yıl sonra gün yüzüne çıkması dünya edebiyatı için yılın olayı ve çok heyecan verici” dedi.
Röportajında bahsetmişti!
Evraklar arasında çok önemli bilgiler olduğunu belirten Şahin, ünlü edebiyatçının 1950 yılında Cumhuriyet’e verdiği röportajda, Nerval ve Valery ile ilgili çalışmalar yaptığını söylediğini, ancak bunların şimdiye kadar ortaya çıkmadığını belirtiyor: “Üç kolilik Tanpınar evrakları arasında bulabildiğim ve üzerinde çalıştığım Nerval ve Valery’ye dair hazırlamakta olduğu metnin müsvetteleri var.”
55 yıldır neden gün yüzüne çıkmadı!
Şahin, Tanpınar’a ait evrakların yarım asır gün yüzüne çıkmama nedenini ise “Tanpınar’dan kalan özel evrakın yıllardır Türkiyat Enstitüsü’nde olduğunu birçok akademisyen biliyordu. Üzerinde çalışanlar da oldu. Fakat yeteri kadar önemsenmedi ve incelenmedi. Tanpınar’ın daktilo ettikleri yayımlandı ama Osmanlıca müsvetteleri okumak zordu ve kimse üzerine düşmedi” diye açıklıyor. Şahin, bulduğu iki eseri kısa sürede kitap halinde yayımlayacağını, mektupları da makale olarak yazacağını belirtiyor.
Suat’ın mektubu bulundu ‘Huzur’ romanı tamamlandı!
Huzur romanının baş karakteri Suat’ın intihar etmeden önce yazdığı ve romanda metni yayımlanmayan mektup da arşivde bulundu. Prof. Dr. İbrahim Şahin, “Tanpınar 1950’deki röportajında bu mektubu ayrıca yayımlayacağını söylüyor. Mektubun hikâyesi bu röportajla başlıyor. Fakat sağlığında ve ölümünden sonra bu mektup yayımlanmamış. Söz konusu mektubun hiç yazılmadığına dair makaleler bile yayımlanmıştı. Ama Tanpınar mektubu, en azından müsvettelerini yazmış, fakat son halini vermemiş. Onları da şubattan itibaren Türk Edebiyatı Dergisi’nde 3 makale halinde yayımlayacağım” diyor.
Tanpınar’ın yeniden ele alınması gerektiğini anlatan Şahin, “Tanpınar, bu mektubu ayrıca yayımlayacağını söylediği andan itibaren Huzur eksik bir roman haline gelmiştir. Yeni bulunan Suat’ın Mektubu, Huzur’u tamamlar” diye anlatıyor: “Biz Huzur tamamlandığında, Tanpınar’da ciddi bir zihinsel dönüşümün gerçekleştiğini iddia ediyorduk. Mektup bizi haklı çıkardı.”
Yorum Ekle