Gülcan Aksoy ismini çoğu okur romanları “Gök Gürültüsü” ve “Neden Kulağını Kestin Vincent” ile duydu. Şimdi ise Aksoy, bu sefer bir ilk öykü kitabını okuyucularla buluşturdu: Hişt Hişt! Duyan Var mı?…
Ayrıkotu Yayınları’ndan Nisan ayında yayınlanan 16 öykülük kitabın editörlüğünü Zeynep Eşin üstlenmiş.
Kitap “Yolcular” ile açılıyor. Hepimizin karşılaştığı, ikinci şansı hak eden kadın profillerinin ete kemiğe büründürdüğü fantastik bir tren yolculuğunun ardından “Gizem” ilhamını kaybeden ve bu doğrultuda kedisi bir arkadaşı vasıtasıyla fantastik bir durum yaşayan yine kendini bir tren yolculuğunda bulan çok satan yazarı anlatırken iki öykü arasında güzel bir bağdan söz edebiliriz.
“Adalet Kuşu”nda ismi gibi kadersiz bir hayat süren Kader’in hayatla olan savaşı, başarılı geri dönüşlerle anlatılırken “Dehşet” ilk görev yerine atanan bir ebenin hem köy hayatının zorlukları hem de içindeki özlemin kısa ama çarpıcı bir tezahürü oluyor.
Sıradaki öykü kitabın arka sayfasındaki alıntı olan “Dünya Tersine Dönüyor” oluyor. Bir antoloji hazırlayan sanat tarihçisi kadının hem yaşadıkları hem de zamanında belki de hayalinde ninesi ile konuştuğu tersine dönen distopik dünya tasvirleri kitabın en dikkat çekici öykülerinden birini oluşturuyor.
“Hesaplaşma” Doğudaki yaşanan olayların mağdur ettiği insanlara adanan çarpıcı bir öykü.
“Dünyaya geldikleri coğrafyanın yazgısının bedelini ödedi onlar. İnsan nerede doğacağına karar verebilir mi Komutan? Hele söylesene?” (s.46)
Sıradaki “Numune”de doğmadan önce ölen bir adamın reenkarnasyonu olduğu düşünüldüğünden dolayı başına gelmedik kalmayan bir adamın değişen hayatı, kısa ve komik hicivlerle anlatılırken “Taştı Bardak” hayatının bir köşesinde karşılaştığı bir adamın kim olduğunu hatırlamaya çalışan kadın ve verdiği çabaya eşlik eden Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ı ile tanıdığımız Olric’i öykü evrenine konuk ediyor.
“Tavuk Kadar” beklenmedik kayıpların ruhsal çöküntüye uğratı bir ailenin köy ekseninde yaşadıklarını esprili bir dille anlatıyor. Bu bağlamda Aksoy, hem hüzünlü hem de espirili öykülerini dizilimini başarılı bir şekilde sıralamış. Kitap “Tercih” ile devam ediyor. farklı yönlere ayrılmış okul arkadaşlıklarını anlatan öyküden sonra yine esprili bir öykü “İyi Uykular”da bilincini kaybetmiş bir kadının yaşadığı şaşkınlıklar komik bir dille anlatılıyor.
“Arada” amcasının yanında kalan ve iş arayan Resul’ün köydeki geçmişi ve bugünü ile ilgili sorgulamalarını anlatırken “Asansör” Bir asansörde kalan bir kadın ve erkeğe odaklanıyor ve adamın iç monologları ile olan komik durumuna değiniyor.
Son üç öyküden ilki, 4. Seyhan Livaneli Öykü Yarışması’nda ödüle layık görüldü.
“Unutulan Kasaba”da çocukluğunda Köy hayatından bilinç altında kalanları rüyası doğrultusunda yeniden keşfeden bir adam anlatılırken “Kızıl Arif” iki eski üniversite arkadaşı kadın ve erkeğin yıllar sonra karşılaşması ve ilişkilerindeki beklenmedik çözülmeye değiniyor.
Kitabın kapanışını yine 4. Seyhan Livaneli Öykü Yarışması’nda ödüle layık görülen “Uzak Baharlar” yapıyor ve öykü sevdiği için zamanında hapis yatmayı bile göze alan bir kadının kısa fakat çarpıcı anlatımı oluyor.
Aksoy öykülerinde hem köye hem de kente dair anlatımlarını yer yer mizahi yer yer de duygulu; okuyucuyu düşündürecek öğelerle yaparken, romanın yanı sıra öyküde de başarılı bir öykü yazarı olduğunu ilk öykü kitabıyla kanıtlıyor.
Yorum Ekle