Bağımsız Sahne köşesinin yetmiş dördüncü konuğu, çocukluğundan beri müzikle ilgili olan ve pek çok müzikal tiyatroda ilk önemli deneyimlerini kazanan, kendi eseri ilk teklisi “Yasak da Olsa”yı dinleyicilerle buluşturan Suzet… Öte yandan profesyonel bir rehber olan ve Dünya Alem Geziyorum Instagram sayfasını açan Suzet (Suzet Baycu) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Yasak da Olsa’ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Müzikle ilişkim çok küçük yaşlarda başladı. Evde babamın çaldığı akordeon ve melodika eşliğinde dans edip şarkı söylerdik, ablamla evde kim hangi dalda daha iyi şarkı söylüyor yarışmaları düzenlerdik. Okul yıllarımda solisti olduğum bir grubumuz vardı ve yine okulda müzikal tiyatrolarda oyunculuk yaptım ve şarkı söyledim, İngiltere’de bir süre müzikal tiyatro eğitimi ve takip eden yıllarda değerli hocalardan şan dersleri aldım. Özel gecelerde sahne performansları sergiledim.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda sözlerini yazdığınız “Yasak da Olsa”nın oluşum süreci nasıl gelişti ve beste ile düzenlemenizi üstlenen Eser Taşkıran ile yollarınız nasıl kesişti?
-Aslında yaklaşık 1 ay içinde 5 şarkının iskeletini oluşturduk, ancak ben “Yasak da Olsa” ya gerek müziği gerek sözleri bakımından çok başka bir yakınlık duydum ve ilk onun aranjesini bitirmemiz gerektiğine karar verdim. İçimden bir his onunla çıkmam gerektiğini fısıldadı bana. Eser’i ablamın oynadığı bir tiyatro oyununda tanıdım. Oradaki müziklerin düzenlemesini yapıyordu, ancak kendisi ile yeniden buluşmamız ve bu projeye karar vermemiz bu tanışmadan çok sonra oldu. Sosyal medyadan bana bir çağrıda bulundu aslında; bir gün bir araya geldik ve konuşmamızın sonunda çok iyi işler çıkartacağımızı anlayıp beraber bir albüm yapmak üzere yola koyulduk.
Yasak da Olsa ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Çok güzel geri dönüşler alıyorum. Şarkının ritmi; sözleri, klibin güzelliği, akılda kalıcılığı, dile dolanışı ve şarkının ritminin benim gibi kıpır kıpır, hayat dolu olduğuna dair şahane geri dönüşler alıyorum. Bu arada ben albüm çıkana kadar çok yakınlarım hariç kimseye bahsetmemiştim, birçok kişiye de sürpriz oldu.
Klibi yöneten İmre Haydaroğlu ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-İmre ile Eser sayesinde tanıştık. Hatta ilk görüşmemizi Zoom üzerinden yaptık. Konuştuğumuzda sosyal medyamı incelediğini ve bana çok uyacak bir fikirle dönüş yapacağını söyledi ve hemen ertesi gün bir videoboard hazırladı- galiba beni en çok onunla çalışmaya iten de bu oldu; hiç bekletmeden hemen bir fikir ile karşıma geldi- ben ona sadece şöyle bir istekte bulunmuştum. Klip o kadar hızlı ve dinamik olsun ki; izleyenler “Bir dakika ne oldu, bitti mi? Nasıl ya, tekrar izleyeyim!” desinler dedim… İmre de hayal ettiğimin ötesinde bir klip yaptı, ben çok seviyorum klibimi. Klip günü çok keyifliydi ve zaman çok çabuk geçti. Ekip arkadaşlarım ve dansçılarımla tüm gün yüksek pozitif bir enerji içinde klibi çektik ve çok eğlendik. Geri dönüşler gerçekten çok güzel, okuduğum ve duyduğum yorumlar hep çok olumlu ve beni çok motive edici nitelikte.
Bununla birlikte profesyonel bir rehbersiniz. Rehberlik süreciniz nasıl başladı? Yine bu doğrultuda videolar çekip yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve nasıl geri dönüşler aldınız?
-Evet. Türkiye’de yabancıları ve dünyanın birçok ülkesinde de yabancıları gezdiriyorum. Kendimi bildim bileli hayallerim hep; dünyayı gezmek ve sahnede olmak, şarkı söylemekti. Sanat festivallerinde tercüman olarak başlayıp, ablamın önayak olması ile rehber oldum. Dünyayı gezmeye ve gezdirmeye başladım. Ardından kokart aldım ve Türkiye’yi gezdirmekle rehberlik hayatıma devam ettim. Gezi videolarımı 3 sene önce çekmeye başladım. Aslında her şey; bir arkadaşımın “Bize ne güzel anlatıyorsun, kamerada da anlatsana!” demesi ile başladı, o gün bugün videolarla gittiğim yerleri anlatıyorum, çok güzel geri dönüşler aldım. Özellikle pandemide evden yaptığım gezi videolarım çok komik oldu ve çok güzel yorumlar aldım.
Bununla birlikte müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmanın sizce bir müzik firması aracılığıyla buluşturmak arasındaki fark nedir? Artıları, eksileri nelerdir?
-Şimdiye kadar hiçbir müzik firması ile çalışmadım ama buna karşı olduğum için değil, ilk teklimde bağımsız çıkarmak benim için daha avantajlı oldu; ki yaptığım görüşmeler sonucu bu kanıya vardım- ancak bundan sonraki çalışmalarımda hem firma hem de benim adıma uygun olan şartlarda buluşursak bir müzik şirketi ile çalışmaya da sıcak bakarım.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Genç, dinamik, heyecanlı, eğlenceli, kıpır kıpır!
Yasak da Olsa’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Hali hazırda çıkmayı bekleyen 4 şarkım var, çok yakında bir bir çıkartacağım onları. Yaza ise daha faklı sürprizlerim olacak.
Suzet’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Yasak da Olsa”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle